Hukuk Genel Kurulu 2013/2125 E. , 2015/1322 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kırklareli İş Mahkemesi
TARİHİ : 14.03.2013
NUMARASI : 2013/3 E-2013/33 K.
Taraflar arasındaki “menfi tespit ve ödeme emrinin iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kırklareli İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 30.11.2010 gün ve 2010/145 E.- 2010/260 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 15.10.2012 gün ve 2011/1132 E.-2012/17345 K. sayılı ilamı ile;
(...Dava, Kırklareli Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü"nce gönderilen ödeme emrinden davacının borçlu olmadığının tespiti ile, ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile S.. S.. tarafından düzenlenen ödeme emirlerinin davacı açısından iptaline, karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın 80 ve 6183 sayılı Yasa"nın mükerrer 35.maddesi olup, davadaki sorunun bu maddeler ile birlikte degerlendirilerek çözüme kavuşturulması gerektiği ortadadır.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasa"nın 80/12. maddesinde, sigorta primlerini haklı bir neden olmaksızın yasal süresi içinde ödemeyen özel hukuk tüzel kişilerin üst düzey yönetici ve yetkililerin Kurum"a karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları öngörülmüştür.
Öte yandan süresinde ödenmeyen prim ve diğer kurum alacaklarının bizzat Kurumca cebren takip ve tahsil edilebileceği 506 sayılı Yasa"nın açık hükmü gereğidir. Cebren tahsil ve takip esasları 6183 sayılı Yasa"da gösterilmiştir.6183 sayılı Yasa"nın mükerrer 35.maddesinde asıl borçlu hakkında yapılan yasal takip ve araştırmalar sonucu kamu alacağının tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde yasal temsilcisine ödeme emri çıkarabileceği bildirilmiş ise de 6183 sayılı Yasa 506 sayılı Yasa"ya göre daha genel bir yasa durumunda olup uygulamada da benimsendiği üzere öncelik özel Yasa hükümlerine tanınacağından, 506 sayılı özel Yasa"nın 80.maddesi karşısında davacının prim borçlarının ait olduğu dönemlerde borçlu Çiftçi Mallarını Koruma Derneği"nin üst düzey yöneticilerinden olduğunun tespiti halinde bu süreler içinde kalan kamu borçlarından dolayı 80.madde kapsamında müteselsilen sorumlu olacağı açıktır.Asıl borçlu adına düzenlenmiş ödeme emrinin müteselsil borçlulara tebliğ edilmesinde de usulsüzlük yoktur.
Yapılacak iş; 506 Sayılı Yasa"nın 80.maddesi karşısında davacının prim borçlarının ait olduğu dönemlerde borçlu Çiftçi Mallarını Koruma Derneği"nin üst düzey yöneticilerinden olduğunun tespiti halinde bu süreler içinde kalan kamu borçlarından dolayı 80.madde kapsamında müteselsilen sorumlu olacağı ve asıl borçlu adına düzenlenmiş ödeme emrinin müteselsil borçluya tebliğ edilmesinde usulsüzlük bulunmadığı ve prim borcunun ait olduğu dönem itibarı ile zamanaşımına uğrayıp uğramadığı gözetilmek suretiyle davacının dava konusu prim borçları nedeniyle sorumlu tutulabileceği borç miktarı belirlenerek hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, ödeme emrinin iptali ve borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Yerel Mahkemece, ödeme emrinin usulsüz olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuştur. Yerel Mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Direnme hükmünü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; Kırklareli Çiftçi Malları Koruma Başkanlığı yöneticisi olan davacının, yönetici olduğu dönemde tahakkuk eden Başkanlığa ait sigorta prim borçlarından sorumluluğu ile ilgili yapılan araştırmanın yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 06.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.