Hukuk Genel Kurulu 2013/2209 E. , 2015/1320 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 17. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/05/2013
NUMARASI : 2013/181-2013/328
Taraflar arasındaki “el atmanın önlenmesi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Anadolu 17. Sulh Hukuk (Kapatılan Kadıköy 4. Sulh Hukuk) Mahkemesince davanın reddine dair verilen 30.11.2011 gün ve 2011/1320 E., 2011/1992 K. karar sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 14.01.2013 gün ve 2012/14467 E., 2013/3 K. sayılı ilamı ile;
(…Davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu ana taşınmazda kapıcı dairesinde oturan davalıların bu yeri boşaltmalarını istemiş; mahkemece, istemin Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde tarif edilen iyiniyet kuralına aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasasının Ek 2. maddesi hükmüne göre; kat malikleri kurulunca veya bu kurulca yetki verilen yönetici tarafından sözleşmeleri herhangi bir nedenle feshedilen veya sona eren kapıcı, kaloriferci, bahçıvan veya bekçiler ile dışarıdan atanan yöneticilerin kendilerine bu görevleri dolayısıyla bir yer tahsis edilmiş ise, bu yerleri 15 gün içerisinde boşaltmak zorunda olup ilgililerin kanun ve sözleşmeden doğan hakları saklıdır. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; davalıların kendilerine daha önce tahsis edilmiş bulunan kapıcı dairesini boşaltmaları için 01.06.2011 günlü kat malikleri kurulunda karar alındığı ve bu kararın davalılara 05.07.2011 tarihli ihtarnameyle bildirildiği, buna rağmen davalıların dava konusu yeri boşaltmadıkları anlaşılmaktadır. Mahkemece bu husus dikkate alınarak; kanıtlanan davanın kabulüne ve dava konusu yerin davalılar tarafından boşaltılıp yönetime teslim edilmesine karar verilmesi gerekirken, yerinde bulunmayan gerekçeyle davanın reddi doğru görülmemiştir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, ortak alana el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili apartman yönetimi ile aralarında herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmayan davalıların ana taşınmazın kapıcı dairesini haksız yere işgal ettiklerini belirterek davalıların kapıcı dairesinden tahliyesine ve kapıcı dairesinin boş olarak apartman yönetimine teslimine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkillerinden Ş.. D..’nin fuzuli şagil olmadığını, eşinin ölümünden sonra apartmanda kapıcı olarak çalışmaya devam ettiğini, Kadıköy 3. İş Mahkemesinde müvekkilinin eşi nedeniyle ödenmeyen kıdem tazminatlarının ödenmesi ve kendisi içinde ödenmeyen maaşları, bayram ve hafta sonu vs. alacakları nedeniyle dava açtığını ve davaların halen derdest olduğunu, müvekkilinin kapıcı dairesinde kapıcı olarak bulunduğundan hakkındaki davanın esastan, müvekkillerinden V.. D.. annesinin yanında kaldığından hakkındaki davanın husumetten reddini savunmuştur.
Yerel mahkemece; istemin Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde tarif edilen iyiniyet kuralına aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde aynen alınan gerekçe ile bozulmuş; mahkemece taraflar arasında iş mahkemesinde görülen hizmet tespiti ve işçilik alacakları davalarının davalılar lehine sonuçlandığı ve Özel Daire bozma ilamında belirtildiği gibi ihtarnamede davalılara 634 sayılı KMK’nun Ek 2. maddesi gereğince 15 günlük değil, 7 günlük süre verildiği gerekçeleriyle önceki kararda direnilmiştir.
Direnme kararını davacı vekili temyize getirmiştir.
Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler esnasında uyuşmazlığın esasının incelenmesinden önce, yerel mahkemece direnme olarak adlandırılan kararda ilk kararda yer verilmeyen “taraflar arasında iş mahkemesinde görülen hizmet tespiti ve işçilik alacakları davalarının davalılar lehine sonuçlandığı ve Özel Daire bozma ilamında belirtildiği gibi ihtarnamede davalılara 634 sayılı KMK’nun Ek 2. maddesi gereğince 15 günlük değil, 7 günlük süre verildiği” hususları birlikte değerlendirilerek verilen temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı hususu ön sorun olarak incelenmiştir.
Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi).
Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez (Hukuk Genel Kurulunun 26.06.2013 gün ve 2012/9-1892 esas, 2013/881 karar; 26.03.2014 gün ve 2013/18-632 esas, 2014/394 karar sayılı ilamları).
Somut olayda ise; yerel mahkemenin, istemin Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde tarif edilen iyiniyet kuralına aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın Özel Daire tarafından “davalıların kendilerine daha önce tahsis edilmiş bulunan kapıcı dairesini boşaltmaları için 01.06.2011 günlü kat malikleri kurulunda karar alındığı ve bu kararın davalılara 05.07.2011 tarihli ihtarnameyle bildirildiği, buna rağmen davalıların dava konusu yeri boşaltmadıkları anlaşıldığından, mahkemece bu husus dikkate alınarak; kanıtlanan davanın kabulüne ve dava konusu yerin davalılar tarafından boşaltılıp yönetime teslim edilmesine karar verilmesi” gerektiği belirtilerek bozulması üzerine, mahkemece bozulan ilk kararda yer verilmeyen “taraflar arasında iş mahkemesinde görülen hizmet tespiti ve işçilik alacakları davalarının davalılar lehine sonuçlandığı ve Özel Daire bozma ilamında belirtildiği gibi ihtarnamede davalılara 634 sayılı KMK’nun Ek 2. maddesi gereğince 15 günlük değil, 7 günlük süre verildiği” belirtilerek yeni bir hukuki gerekçeye dayalı “direnme” olarak adlandırılan karar verilmiştir.
Öyleyse, mahkemenin ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olgunun yanında veya dışında yeni bir hukuki olguya dayanarak ve gerekçesini de bu yeni hukuki olgu yönünde değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemeyeceğinden, yerel mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu karar, yeni bir hukuki olguya dayalı, yeni hüküm niteliğindedir.
Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
S O N U Ç : Yukarıda gösterilen nedenlerle davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 18. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 06.05.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.