Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11429
Karar No: 2018/11365
Karar Tarihi: 20.06.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/11429 Esas 2018/11365 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/11429 E.  ,  2018/11365 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM

    Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davalarda, davacıların ... kızı ... yönüyle açtıkları dava hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, davacıların tapu maliki ... yönüyle açtığı dava takip edilmediğinden açılmamış sayılmasına, diğer malikler ... ve ... hakkındaki davasının kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Asıl ve birleştirilen davalar, tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
    Asıl davada davacılar, mirasbırakanları adına kayıtlı ... parsel sayılı taşınmazın tapu kayıtlarında maliklerin isminin ...oğlu ... (mirasçıları), ... oğlu ... (mirasçıları), ... (mirasçıları), ... kızı ... mirasçıları olarak yazılı olduğunu ileri sürerek tapu kayıt maliklerinden ...’nin soyadının ..., ... ve ...’nin soyadının ..., ...’in adının ... ve soyadının da ... olarak yazılmasına ,29.11.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile maliklerden ... isminin ... olarak düzeltilmesine, soyadı olarak Ünalan, baba adı olarak ... isminin eklenmesine karar verilmesini istemişler, birleşen davada davacı ... parsel sayılı taşınmazda malik olarak yer alan ..." nin soyadının ... olarak tapu kaydına yazılmasına karar verilmesini istemiştir.
    Asıl ve birleştirilen davalarda davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar 14.Hukuk Dairesince, “Dosya içerisinde bulunan belgeler incelendiğinde, davacıların "..." ve "..."nin" mirasçısı olduğu anlaşılamamaktadır. Mahkemece, davacılar ile "..." ve "..." arasındaki mirasçılık ilişkisini gösterir veraset belgesi tamamlatılarak davacıların aktif dava ehliyetinin olup olmadığı araştırılmadan karar verilmesi
    doğru olmamıştır. Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Eldeki davada davacıların murisi olduğunu iddia ettikleri "..." ve "..."nin" nüfus kayıtları dosya içerisinde bulunmamaktadır. Mahkemece nüfus müdürlüğünden yeterince araştırma yapılarak davacıların murisinin nüfusa kayıtlı olup olmadığı tespit edilmeli nüfusu kayıtlı olmadığı anlaşılması halinde ise tapu maliklerinin, davacının murisi olduğu sonucuna varılır ise tespit hükmü kurmakla yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Mahkemece "...", "..." ve "... oğlu ..."ın" nüfus kayıtları ve veraset belgeleri tamamlandıktan sonra bu belgeler tapu kayıtlarındaki bilgiler ile karşılaştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması doğru olmamıştır.” gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde asıl ve birleştirilen davalarda, davacıların ... kızı ... yönüyle açtıkları davanın mahkememizin 2009/768 E. 2011/423 K. ve 08/06/2011 tarihli ilamı ile ... hakkındaki davanın reddine karar verildiği ve verilen karar da kesinleştiğinden bu konuda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, davacıların tapu maliki ... yönüyle açtığı dava takip edilmediğinden açılmamış sayılmasına, davacıların diğer malikler ... ve ... hakkındaki davasının kabulüne karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere; tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten, son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun (HUMK) 388, 6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 298. maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu HUMK"un 389., yine HMK"nin 297/2. maddesinde öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır.
    Ne var ki, uygulamada HUMK"un 381.maddesinin son fıkrasının HMK"nin 294. maddesinin getirdiği imkândan faydalanarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağı geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.
    İşte bu gibi hallerde, tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK"nin yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum oluşturur. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargı, yargıç ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.
    Somut olaya gelince; değinilen yasal düzenlemeler ve ilkeler gözardı edilerek, kısa kararda; "" maliklerden ... ve ... yönünden davanın kabulüne” karar verilmiş olmasına rağmen, gerekçeli kararda, “Mahkememizin 2012/104 E. ve işbu davayla birleşen ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/316 E. 2013/667 K. sayılı dava dosyasında; 1-Davacıların ... kızı ... yönüyle açtıkları davanın mahkememizin 2009/768 E. 2011/423 K. ve 08/06/2011 tarihli ilamı ile ... hakkındaki davanın reddine karar verildiği ve verilen karar da kesinleştiğinden bu konuda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, 2-Davacıların tapu maliki Hacıbekir yönüyle açtığı dava takip edilmediğinden açılmamış sayılmasına,.. 3-Davacıların diğer malikler ... ve ... hakkındaki davasının kabulü ile; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, ...parselde ¼ hisse ile ... oğlu ...
    (mirasçıları) adına olan tapu kaydındaki malik sütununun ... oğlu ... (mirasçıları ), ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, ... parselde ¼ hisse ile ... oğlu ... (mirasçıları) adına olan tapu kaydındaki malik sütununun ... oğlu ... (mirasçıları ) olarak tashihlerine,” yazılmak suretiyle kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar oluşturulması doğru değildir.
    Öte yandan, asıl davada mirasbırakan ... yönünden verilen hüküm kurulmasına yer olmadığına ve mirasbırakan Hacıbekir yönünden verilen davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kısımlar yönünden, kendisini vekillle temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği hususu ve yine davalar birleştirilse de, birleşen her dava ayrı dava olma özelliğini yitirmeyeceğinden her bir dava bakımından ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği hususu gözardı edilerek, asıl ve birleştirilen davalar yönünden davalı lehine vekalet ücretine karar verilmemesi de hatalıdır.
    Kabule göre de; bozma ilamında da belirtildiği üzere, nüfusta kaydı bulunamayan maliklerden A... yönünden davacıların mirasbırakanı ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmesi gerektiği hususu gözardı edilerek yazılı şekilde tashih kararı verilmesi de isabetsizdir.
    Davalının temyiz itirazları değinilen yönler itibari ile yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 20.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi