Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/344
Karar No: 2018/2719
Karar Tarihi: 28.03.2018

Vergi Usul Kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/344 Esas 2018/2719 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık Vergi Usul Kanunu'na muhalefet suçundan yargılanmıştır. Mahkeme sanık hakkında 2007 takvim yılı için beraat, 2008 ve 2009 takvim yılları için mahkumiyet kararı vermiştir. İdare vekilinin temyiz istemi sanıklar hakkında verilen beraat hükümlerine yönelik olup, kararın bozulmasına sebep olmuştur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi ile ilgili değişiklik hakkında açıklamalar yapılmıştır. Sanık MERNİS adresi olan adrese doğrudan tebligat yapılmıştır. Mahkeme kararı, sanıkların temyiz itirazlarının kabulüyle BOZULMUŞTUR.
Kanun maddeleri: 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve 21/2. maddeleri, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 367. maddesi, 5728 sayılı Yasanın 276. maddesi, 5237 sayılı TCK'nın 43. ve 53. maddeleri.
11. Ceza Dairesi         2018/344 E.  ,  2018/2719 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
    HÜKÜM : Sanık ... hakkında 2007 takvim yılı için beraat, 2008 ve 2009 takvim yılları için mahkumiyet
    Sanık ... hakkında 2009 takvim yılı için beraat, 2007 ve 2008 takvim yılları için mahkumiyet

    Katılan idare vekilinin 04.09.2013 tarihli dilekçesi içeriğinde temyiz isteminin sanıklar hakkında verilen beraat hükümlerine yönelik olduğu kabul edilmiştir.
    7201 sayılı Yasa"nın 21. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin kanun gerekçesinde, 21/1. maddeye göre bilinen en son adrese çıkartılan tebligattan sonuç alınamazsa, 10. madde gereği adres kayıt sistemindeki adres esas alınarak başkaca araştırma yapılmaksızın o adrese tebligat çıkarılacağı açıklanmıştır.
    Muhatap o adreste hiç oturmamış ya da adresten ayrılmış dahi olsa tebligat iade edilmeyecek, 21/2. madde gereğince işlem yapılacaktır. Bunun yapılabilmesi için de tebligatı çıkaran merciin, adresin, adres kayıt sistemindeki MERNİS adresi olduğunu tebliğ evrakında belirtmesi gerekmektedir. Tüm bu açıklamalar doğrultusunda kişiye önce bilinen en son adresi esas alınarak (bilinen bir adresi yok ise adres kayıt sistemindeki adresi esas alınarak) Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre tebligat çıkartılmalı, adres tebligata elverişli değilse ya da tebligat yapılamazsa adres kayıt sistemindeki adresine buna ilişkin şerh de düşülerek 21/2. madde uyarınca tebligat çıkartılmalıdır. Somut olayda sanık ...’nın aynı zamanda MERNİS adresi de olan sorgusu esnasında bildirdiği adresine, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre tebligat yapılmadan, doğrudan MERNÎS adresi de olan bu adrese 22/2. maddesine göre tebligat yapıldığı anlaşılmakla; sanığın 16.09.2013 havale tarihli temyiz dilekçesinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
    I-Sanık ... hakkında 2007 takvim yılından verilen beraat hükmü ile sanık ... hakkında 2009 takvim yılında verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Sakarya Vergi Denetim Kurulu Rapor Değerlendirme Komisyonu’nun 16.01.2012 tarih ve 2012/3 sayılı mütalaasının sanık ... hakkında 10.03.2008-31.12.2009 dönemi, sanık ... hakkında ise 13.08.2007-10.03.2008 dönemi için verildiği, bu nedenle sanık ... hakkında 2007 takvim yılından sanık ... hakkında ise 2009 takvim yılından verilmiş bir mütalaa bulunmadığı anlaşıldığından; öncelikle durma kararı verilip, 213 sayılı VUK"nın 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceği Vergi Dairesi Başkanlığından sorularak, sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
    II-Sanık ... hakkında 2007 ve 2008 takvim yıllarında, sanık ... hakkında ise 2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçlarından kurulan hükümlere yönelik sanık ... ile sanık ... müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    1-Sanıklar hakkında sahte belge düzenlemek suçundan açılan kamu davasında; sanıkların suçlamaları kabul etmediklerini beyan etmeleri ve sahte fatura düzenlemek suçunda, suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki "Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanununun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, sahte olduğu iddia olunan faturaların dosya içine konulmadığının anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; her takvim yılına ait fatura asıl ya da örneklerinden de kanaat oluşturacak sayıda temin edilip dosya arasına konulması, incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, suça konu faturaları kullandığı belirlenen şirket ya da şahıslar hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin araştırılması ile düzenlendiğinin tespiti halinde haklarında dava açılmış ise bu dava dosyalarının getirtilip incelenmesi ve ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile faturaları düzenleyen mükelleflerin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoğu olup olmadığı da araştırılıp sanık ... tarafından dosyaya sunulan belgeler de dikkate alınarak karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması, gerektiğinde faturaları kullanan şirket yetkilileri dinlenilerek faturaları kimden ve hangi hukuki ilişkiye dayanarak aldıkları ve bunlarla ilgili belgeler olup olmadığı, sanıkları tanıyıp tanımadıkları sorulup, gerekli görüldüğünde, faturalardaki imzanın sanıkların eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması ve toplanan deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
    2- Kabule göre de;
    a-2008 yılında düzenlenen son tarihli sahte fatura tespit edilip, 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 5728 sayılı Yasanın 276. maddesiyle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359/b-l madde ve fıkrasında yapılan değişiklikten önce olup olmadığının belirlenmesi ile 2008 yılında sahte fatura düzenlemek suçundan hüküm kurulurken temel cezanın buna göre belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    b-5237 sayılı TCK"nın 43. maddesine göre "bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi" halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği; somut olayda sanıkların takvim yılları içerisinde farklı tarihlerde birden fazla sahte fatura düzenleyip düzenlemedikleri araştırılarak haklarında zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
    c-5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ile sanık ... ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı itibarıyla sanıkların kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 28.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi