Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3089
Karar No: 2016/7762
Karar Tarihi: 28.04.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/3089 Esas 2016/7762 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalı banka ile imzalanan kredi sözleşmesine kefil olduğunu ancak borcun tamamen ödendiğini, daha sonra imzalanan başka bir sözleşmede kefil olmadığı halde, bankanın müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını iddia ederek borçlu olmadığının tespiti, takibin iptali ve kötü niyet tazminatı talep etmiştir. Mahkemece yapılan incelemede, dava konusu kredi borcunun daha önceki sözleşmeye dayandığı ve davacının kefaleti sözleşmenin 18. Maddesi uyarınca kefalet limitiyle sınırlı olduğu belirtilerek davanın reddi karar verilmiştir. Ancak Yargıtay 19. Hukuk Dairesi bozma kararı ile davacının kefalet imzası taşımayan yeni sözleşme nedeniyle sorumlu olamayacağı belirtilmiştir. Sonuç olarak, davalının diğer temyiz itirazları reddedilmiş ve hüküm davalı yararına bozulmuştur. Kanun maddeleri ise belirtilmemiştir.
19. Hukuk Dairesi         2016/3089 E.  ,  2016/7762 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki menfi tespit- istirdat davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davalı vekilince duruşma istemli olarak temyiz edilmiş, pul ve gider avansı yokluğundan duruşma istemi red edilerek, dosya üzerinde inceleme yapılıp, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, davalı banka ile dava dışı kişi arasında imzalanan 27.04.2007 tarihli genel kredi sözleşmesine müvekkilinin kefil olduğunu, kefil olduğu borcun tamamen ödendiğini, daha sonra imzalanan 30.05.2008 tarihli kredi sözleşmesinde ise kefil olmadığı halde, davalının kredi borcuna dayanarak müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, kredi sözleşmesinin cari hesap şeklinde işleyen bir krediye ilişkin olduğunu, sözleşmenin 18. Maddesi uyarınca davacı kefilin kefalet limiti dahilinde ikinci kredinin de kefili olduğunu belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, toplanan delillere göre, dava konusu kredi borcunun, 2007 yılında imzalanan sözleşmenin cari hesap şeklinde işleyen genel kredi sözleşmesine dayandığı sözleşmenin kefaleti düzenleyen 18. Maddesine göre kefilin kefalet limitiyle sınırlı olmak üzere borçlunun bankaya karşı doğmuş ve doğacak tüm borçlarından sorumlu olacağı gerekçesiyle davanın reddine ve kötü niyet tazminatına yer olmadığına karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 2014/9015 E., 2014/11796 K. sayılı ve 26.06.2014 tarihli bozma ilamında ""....davacının 30.05.2008 tarihli sözleşmede imzasının bulunmadığı tarafların kabulündedir. Her ne kadar davacının kefalet imzasını taşıyan 27.04.2007 tarihli sözleşme Genel Kredi Sözleşmesi olup, borcun bir noktada ödenmiş olması davacı kefilin, kefalet sorumluluğunu; daha sonra aynı sözleşmeye dayalı olarak kullandırılan krediler yönünden sona erdirmez ise de, banka tarafından yeni bir sözleşme düzenlenerek kredi kullandırılması halinde ise, şayet yeni sözleşmede ilk sözlemeye kefalet eden kefilin imzası bulunmaz ve ilk sözleşmede yeni incelenen sözleşmeye atıfta bulunulmaması halinde, bu yeni kullandırılan krediden dolayı borcu ödenerek kapatılan ilk sözleşmeye kefalet eden davacının sorumluluğundan söz edilemez.Hal böle olunca, mahkemece öncelikle davalı bankanın kredi alacağının takip ve davaya konu edilen alacağının hangi sözleşmeden kaynaklandığı, banka kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi nicelemesi ile saptandıktan sonra açıklanan kural gözetilerek bir karar verilmek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir"" denilmek suretiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporuna göre; dava dışı kredi borçlusu tarafından 27/04/2007 tarihinde genel kredi sözleşmesi ile kullanılan tarım destek kredisi olan 25.000-TL tutarındaki kredinin faiz ve masrafları dahil 17/04/2008 ve 07/05/2008 tarihlerinde ödenerek kapandığı, iş bu krediden dolayı kefaleti nedeniyle sorumluluğunun kalmadığı, davacının 30/05/208 tarihli genel kredi sözleşmesinde kefaletinin olmadığı, takip konusu yapılan alacağın davacının imzasını taşımayan kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan gerekçesiyle davanın kabulü ile, davacının davalıya ödediği 25.000-TL"nin 01.09.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte istirdatına, asıl alacak tutarı olan 25.000-TL"nin %20"si oranındaki 5.000-TL tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2- Somut olayın özelliğine göre, davalı bankanın kötü niyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden, haksız ve kötü niyetli takip tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 28/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi