Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/1644
Karar No: 2015/1316
Karar Tarihi: 06.05.2015

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/1644 Esas 2015/1316 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/1644 E.  ,  2015/1316 K.
  • MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI
  • KAZI ÇALIŞMASI NEDENİYLE OLUŞAN BİNA ZARARI
  • BİLİRKİŞİ KURULUNUN OLUŞTURULMASI
  • KEŞİF
  • HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Madde 266
  • HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Madde 281
  • HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Madde 282

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 9.Asliye Hukuk Mahkemesince maddi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulüne, manevi tazminata ilişkin davanın kabulüne dair verilen 26.06.2012 gün ve 2009/453 E.-2012/248 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 05.03.2013 gün ve 2012/20734 E., 2013/3588 K. sayılı ilamı ile;
(...Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkile ait kargir apartmanın komşu parseli olan 27 nolu parseldeki taşınmazda davalı şirket tarafından inşaat yapılmakta olduğunu ve inşaat devam ederken binasında çatlaklar oluştuğundan davalı şirket tarafından dava konusu binaya verilen zararın tahsilini talep ve dava etmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, kazı çalışmaları nedeniyle oluşan bina zararın tahsiline ilişkindir.
Mahkemece, dava konusu yerde keşif yapılarak bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Hükme dayanak yapılan kurul raporu ve dosya içinde mevcut Beyoğlu 3.Sulh Hukuk Mahkemesi 2009/91 Diş dosyada “… davalılara ait 2753 ada 27 parselde yapılmakta olan kazı nedeniyle iksa arkasında oluşan zemin ferahlamaları da bu hareketi arttırıcı nedenlerdendir.” şeklinde görüş ileri sürüldüğü raporların sonuç bölümünde "oluşan zararlardan davalıların sorumlu tutulamayacağının" belirtildiği anlaşılmıştır. Rapor bu haliyle kendi içinde çelişkilidir. Dosya içinde bulunan tespit raporu ile de tezat teşkil etmektedir. Şu durumda mahkemece bir jeoloji mühendisi de alınmak suretiyle mahallinde yeniden keşif yapılarak raporlar arasında çelişkinin giderilmesi, davacıların binasında oluşan çatlakların ve zararın, davalıların inşaatından kaynaklanıp kaynaklanmadığının araştırılması gerekmektedir. Anılan yön gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir....)
gerekçesiyle dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davalılar vekilleri

HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava; kazı çalışmaları nedeniyle oluşan bina zararın tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkiline ait binanın, komşu taşınmaz üzerinde davalı şirketler tarafından yapılmakta olan inşaat nedeniyle ağır hasar görerek can güvenliği sebebiyle boşaltıldığını, yapılan tespit sonucu müvekkilinin 251.661.00 TL tazminat talep edebileceğinin hesaplandığını ileri sürerek, şimdilik 9.000.00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile şimdilik 1.000.00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiş, maddi tazminat talebini 31.05.2010 tarihinde 232.261.00 TL olarak ıslah etmiştir.
Arsa sahibi davalı D..Yapı İnş. ve Tic. Ltd. Şti. vekili, diğer davalı şirketçe yapılan inşaat nedeniyle davacıya ait taşınmazın zarar görmediğini, dava konusu binanın imara aykırı, ruhsatsız ve kaçak bir yapı olduğundan hakkında yıkım kararı olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı A... İnş. Tur. Isı Sistemleri ....Peyzaj Bilgisayar Servis İşl. Gıda San. ve Dahili Tic. Ltd. Şti. vekili, tespit bilirkişi raporunun davanın esasına etkili olacak yeterlilikte bulunmadığını, dava konusu yapının en az 30 yıl önce plansız ve imara aykırı olarak yapıldığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bilirkişi heyeti raporu ve ek rapora göre, tahliye masrafı olarak talep edilen 4.000.00 TL"lik masrafın davacı tarafça yapıldığına ilişkin delil sunulmadığından, bu miktar dışında kalan, 180.481.00 TL bina değeri, 24.780.00 TL yıkım ve enkaz bedeli ve 22.000.00 TL kira getirisi kaybı olmak üzere toplam 227.261.00 TL maddi tazminatın ve takdiren 1.000.00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline dair verilen karar, davalılar vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuştur.
Mahkemece, bilirkişi raporu ile ek raporun uyumlu olup çelişkili bir durum bulunmadığı, bilirkişilerin ek raporu ve yapılan açıklamalara göre davalıların tazminata yönelik sorumluluklarının bulunduğunun kabulü gerektiği belirtilerek, direnme kararı verilmiştir.
Uyuşmazlık; taşınmazda meydana gelen zararın nedenine ilişkin olarak alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 266.maddesinde hakimin bilirkişiye başvurması gereken haller; çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren haller olarak düzenlenmiştir. Yine aynı Kanun"un 281.maddesinde mahkemenin bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da isteyebileceği ve gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği ayrıca 282. maddesinde de hakimin, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceği açıklanmıştır.
Anılan yasal düzenlemelere göre; Mahkemece alınan bilirkişi raporları birbiriyle çelişse dahi hakim bunlardan birine dayanarak karar verebileceği gibi hiçbirini hüküm kurmaya yeterli bulmaz ise yeniden bilirkişi raporu alabilecektir.
Nitekim bu husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.02.2010 gün ve 2010/19-27 Esas 2010/50 Karar ile 01.10.2014 gün ve 2013/10-1349 Esas 2014/739 Karar sayılı kararlarında aynen benimsenmiştir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, dosya içerisinde mevcut Beyoğlu 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/91 D. İş sayılı dosyası ile alınan bilirkişi raporu ile mahkemece yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi kurulu raporu ve davalılar vekillerinin itirazları üzerine alınan ek rapor arasında Özel Daire bozma ilamında belirtildiği şekilde bir çelişkinin bulunmadığı, alınan tüm raporlarda dava konusu hasarın, davacıya ait taşınmaza komşu taşınmaz üzerinde devam etmekte olan inşaat çalışmaları nedeniyle gerçekleştiğinin belirtildiği tespit edilmiştir.
Ancak, raporlar arasında çelişki bulunmamakla birlikte, bilirkişi raporlarında davaya konu hasarın, dava konusu taşınmazın tabanındaki zemin kaymasından kaynaklandığı açıklandığından mahkemece görevlendirilen bilirkişi kurulunda, bir jeoloji mühendisinin yer almamış olması Hukuk Genel Kurulunun çoğunluk üyelerince bir eksiklik olarak görülmekle davacının binasında oluşan çatlakların ve zararın, davalıların inşaatından kaynaklanıp kaynaklanmadığının bilirkişi kuruluna alınacak jeoloji mühendisi ile birlikte araştırılmasının gerektiği kabul edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında bir kısım üyelerce mahkemece görevlendirilecek bilirkişi heyetinde jeofizik mühendisinin bulunması gerektiği ileri sürülmüş ise de yukarıda açıklanan nedenlerle ve mahkemece alınan bilirkişi raporuna davalılar vekillerinin itirazları üzerine alınan ek rapor ile zeminde kayma ve sonuçlarını değerlendirmenin “jeofizik mühendisliği”nin uzmanlık alanı olmadığının belirtildiği ve bu tespite taraf vekillerince de itiraz edilmediği dikkate alındığında çoğunluk tarafından bu görüş benimsenmemiştir.
O halde, mahkemece bir jeoloji mühendisi de alınmak suretiyle mahallinde yeniden keşif yapılarak davacının binasında oluşan çatlakların ve zararın, davalıların inşaatından kaynaklanıp kaynaklanmadığının araştırılması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bu hususa dikkat edilmemesi doğru olmamış, direnme kararının açıklanan bu değişik gerekçe ile bozulması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen değişik nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 06.05.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi