
Esas No: 2015/13606
Karar No: 2018/11362
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/13606 Esas 2018/11362 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılardan ..., ... ve ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-K A R A R-
Dava, aldatma(hile) hukusal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, adına kayıtlı ... parsel sayılı taşınmazda kendisine ait olan hisselerini yine kendisine bakıp gözetmesi şartı ile davalıların mirasbırakanı ..."e 06/09/2002 tarihinde devrettiğini, bakım borçlusu olan ...’in 15/05/2013 tarihinde ölmesi ile taşınmazın tapuda ... mirasçıları olan davalılar adına tescil edildiğini, tapu kayıtlarını incelettiğinde yapılan işlemin bakım akdi ile değil normal satış şeklinde düzenlenmiş olduğunu gördüğünü, oysa ki bu satıştan herhangi bir bedel almadığını, ne bakım borçlusu ..., ne de ... öldükten sonra davalılar tarafından bakılmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ..., ... ve ... yapılan işlemin gerçek anlamda bir satış olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlar, diğer davalı davalı ... katıldığı duruşmada açılan davayı kabul ettiğini bildirmiştir.
Mahkemece, davacının davaya konu taşınmazı bakım akdi kapsamında devretmeyi amaçladığı ancak taşınmazın davacının okuma yazma bilmemesinden yararlanılarak satış işlemi gösterilmek suretiyle davalılar murisi ... adına tescil edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, çekişme konusu ... parsel sayılı taşınmazın 2400/27056 payı davacı ... adına kayıtlı iken 06.09.2002 tarihli resmi akitle davalıların mirasbırakanı ... adına satış yolu ile temlik edildiği, mıuris ...’in 15.05.2013 tarihinde öldüğü, geriye davalı çocukları ..., ..., ... ve ...’nin kaldıkları, davalılardan ...’nin 19.06.2014 tarihli celsede davayı kabul ettiğini beyan ettiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği ve Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesinde düzenlendiği üzere “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olayların varlığını ispatla yükümlüdür.” Yine 6100 sayılı HMK’nun 190/1.maddesi gereğince “ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Somut olayda, dosya kapsamında dinlenen davacı tanıklarının davacının hile iddiasını destekler nitelikte beyanda bulunmadıkları,davacının iradesinin hile ile fesada uğratılarak, taşınmazını satış yolu ile devrettiği hususunun kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır.
Hâl böyle olunca; davayı kabul eden davalı ... bakımından davanın kabulüne, diğer davalılar bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Davalılar ..., ... ve ...’in temyiz itirazları açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,20/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.