Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/2263
Karar No: 2015/1314
Karar Tarihi: 06.05.2015

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/2263 Esas 2015/1314 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2013/2263 E.  ,  2015/1314 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Göle Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 24/09/2012
    NUMARASI : 2010/181-2012/144


    Taraflar arasındaki “tapu iptali ve tescil ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Göle Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 13.01.2009 gün ve 2008/113 E. 2009/14 K. sayılı kararın incelenmesi davalılardan Maliye Hazinesi vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 11.05.2010 gün ve 2010/1574 E. 2010/2494 K. sayılı ilamı ile;
    “...Davacı 10.7.2008 tarihli dilekçesiyle; kendisine ait olduğu halde, kadastro çalışmaları sırasında Selahattin oğlu A.. K.. adına 219 ada 45, Hazine adına aynı ada 44 ve davalı S.. K.. adına ise, 120 ada 78 sayılı parsellerin tespit edildiğini, miras paylaşımı sonucu bu yerlerin kendisine düştüğünü, davalılarla bir ilgisinin bulunmadığını, zilyet ve tasarrufunda olduğunu açıklayarak anılan parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, dava konusu yerin Hazine adına tapuda kayıtlı olduğunu, davacının zilyetliğinin kanıtlanamadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davalılardan S.. K.. ve A.. K.., davayı kabul ettiklerini açıklamışlardır.
    Mahkemece, her üç parsel hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; kabulüne karar verilen 219 ada 44 sayılı parsel bakımından hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Diğer davalıların herhangi bir temyizi söz konusu değildir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal ve paylaşım hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK. nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Mahkemece, 219 ada 44 sayılı parsel açısından davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı yoktur. 219 ada 44 nolu parsel 30.9.2006 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında tarla niteliğiyle Hazine adına tespit edilmiş, kadastro tutanağının 13.3.2007 tarihinde kesinleşmesiyle Hazine adına tapu kaydı oluşmuştur. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar Hazine adına tapuda kayıtlı bulunan 219 ada 44 sayılı parsel üzerinde davacının zilyetliğinin bulunduğundan söz etmemişlerdir. Kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayalı olarak bir yerin edinilmesi için davacının ya da kişinin taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin aralıksız, çekişmesiz ve malik sıfatıyla olması yanında 20 yıllık kazanma süresinin de dolmuş olması gerekir. Dosyadaki bilgi ve belgeler ile davacının taşınmaz üzerinde herhangi bir zilyetliğinin bulunmadığı belirlenmiştir. Durum keşif tutanağı kapsamıyla sabittir. O halde, Hazine adına tapuda kayıtlı bulunan 219 ada 44 sayılı parsel yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır…”
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN: Davalılardan Maliye Hazinesi vekili
    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal ve paylaşım hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK. nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Davacı vekili ; davacının kendisine ait olduğu halde, kadastro çalışmaları sırasında Selahattin oğlu A.. K.. adına 219 ada 45, Hazine adına aynı ada 44 ve davalı S.. K.. adına 120 ada 78 sayılı parsellerin tespit edildiğini, miras paylaşımı sonucu bu yerlerin kendisine düştüğünü ve zilyetliği davam ettirdiğini belirterek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, dava konusu yerin Hazine adına tapuda kayıtlı olduğunu, davacının zilyetliğinin kanıtlanamadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davalılardan S.. K.. ve A.. K.. (Selahattin oğlu) kendi parsellerine yönelik olarak açılan davayı kabul ettiklerini açıklamışlardır.
    Yerel mahkemece; davanın kabulüne dair verilen karar; davalılardan Hazine vekilinin temyizi üzerine Özel Daire tarafından yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuş, mahkemece bozma öncesi gerekçeler tekrar edilerek direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararı davalılardan Maliye Hazinesi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava konusu 219 ada 45 ve 120 ada 78 parsel sayılı taşınmazlar için davalılar Ali ve S.. K..’ın kabule yönelik beyanları ile toplanan deliller gözetilerek mahkemece verilen kabul kararı kesinleşmiştir.
    Uyuşmazlık, 219 ada, 44 parsel sayılı taşınmaz yönünden davacı lehine TMK" nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi uyarınca tescil koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
    Yerel Mahkeme 44 parsel sayılı taşınmazın 219 ada 43 sayılı parselle bir bütünlük arz ettiğini, bu durumun ziraat bilirkişisinin raporundan da anlaşıldığını, dava konusu yerde davacı ve üstsoyunun devam eden zilyetliklerinin 20 yılı aşkın olduğunun mahalli ve tespit bilirkişileri ile davacı tanığının beyanlarından anlaşıldığını, çayır niteliğindeki taşınmazın biçilmek suretiyle ekonomik amaca uygun kullanıldığını gerekçe göstererek davacının davasını kabul etmiştir.
    Dava konusu edilen 219 ada 44 parsel sayılı taşınmaz 454,28 m2 olup, tespit sırasında maliki belirlenemediğinden 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca tarla vasfıyla Maliye Hazinesi adına yazılmış, kadastro tutanağı 13.03.2007 tarihinde kesinleşmiştir. Komşu 43 parsel de aynı nedenlerle Maliye Hazinesi adına kayıtlıdır.
    Dosyada mevcut delillerin incelendiğinde taşınmazın çayır olarak davacı tarafından kullanıldığı keşif ve sonrasında zirai bilirkişi tarafından düzenlenen raporla anlaşılmaktadır. Diğer yandan taşınmazın bir yönüyle dereye sınır olduğu tespiti yapılmış ise de; keşfe jeoloji bilirkişi götürülmemiştir. Ayrıca keşifte her bir taşınmazın ayrı ayrı gezilip her bir taşınmaza ilişkin notların parsel numaraları da yazılmak suretiyle tek tek zapta geçilmesi gerekirken keşif zaptında birinci taşınmaz, ikinci taşınmaz diye afaki; denetime elverişli olmayan ve yanıltıcı ibarelerin kullanılması, dinlenen tanık, mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişilerinin beyanlarının 3 ayrı parselden hangisi için olduğu yönünde karışıklığa neden olacak tarzda zabıt tutulması da doğru görülmemiştir. Kısacası mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli ve yeterli değildir.
    Mahkemece yapılması gereken, dava konusu 219 ada 44 parsel sayılı taşınmaz için yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda değinilen eksiklikler de giderilerek yeniden keşif yapmak, mahalli bilirkişi, tespit bilirkişisi ve tanıklardan 44 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak davacının iddiaları da hatırlatılarak alınacak beyanlarını değerlendirilmek suretiyle varılacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
    Hukuk Genel Kurulunda görüşmeler sırasında bir kısım üyeler tarafından mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olduğu, davacının zilyetliğinin ispatlanamadığı bu nedenle bozma kararının doğru olduğu görüşü dile getirilmiş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir
    Yukarıda açıklanan bu değişik nedenlerle direnme kararı bozulmalıdır.


    SONUÇ: Davalı Maliye Hazinesi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen değişik nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine 06.05.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi.




    KARŞI OY YAZISI

    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal ve paylaşım hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK. nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Dava konusu taşınmazlardan 219 ada 45 ve 120 ada 78 sayılı parseller için, davalılar Ali ve S.. K..’ın kabule yönelik beyanları ile toplanan deliller gözetilerek mahkemece verilen kabul kararı kesinleşmiştir.
    Yargılamaya çekişme konusu 219 ada 44 sayılı parsel hakkında devam edilmektedir.
    Uyuşmazlık; bu taşınmazda davacı lehine TMK nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi uyarınca tescil koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
    Yerel Mahkeme ile 8.H.D.’nin görüş ayrılığı, yapılan keşif ve diğer kanıtların tamamen farklı yorumlanıp değerlendirilmesinden kaynaklanmaktadır.
    Yüksek Dairenin bozma ilamında; “…Dosyadaki bilgi ve belgeler ile davacının taşınmaz üzerinde herhangi bir zilyetliğinin bulunmadığı belirlenmiştir. Durum keşif tutanağı ile sabittir…” denilerek gerekçenin daha ziyade keşif tutanağındaki bilgilere ve eki belgelere dayandırıldığı anlaşılmaktadır.
    Yerel Mahkeme ise direnme kararında; 44 parsel no.lu taşınmazın 219 ada 43 no.lu parselle bir bütünlük arz ettiği, bu durumun ziraat bilirkişisinin raporundan da anlaşıldığı, dava konusu bu yerde davacı ve babasının süregelen zilyetliklerinin 20 yılı aşkın olduğunun mahalli ve tespit bilirkişileri ile davacı tanığının beyanlarından anlaşılıp, çayır niteliğindeki taşınmazın biçilmek suretiyle ekonomik amaca uygun kullanıldığı gerekçeleriyle davanın kabulüne hükmolunmuştur.
    O halde öncelikle keşif tutanağındaki bilgiler irdelenmelidir:
    Keşif yerinde davacıya zilyetlik iddiasında bulunduğu yerleri göstermesi istenmiş; davacı da zilyetliği altındaki taşınmaz parçalarını tek tek zeminde göstermiş ve mahkeme keşif heyetince gezilip gözlenmiştir. Zeminde adeta serpiştirilmiş haldeki bu taşınmaz parçaları bilirkişinin krokisinde kırmızı ve yeşil boyalı kalemlerle taranarak diğer taşınmazlardan ayrılmış; ancak 44 no.lu parsel üzerinde herhangi bir işaretleme yapılmamıştır.
    Mahkemece dava konusu taşınmazlarla ilgili beyanlar tespit edilirken rakamla 1. taşınmaz, 2. taşınmaz gibi ibareler yazdırılmış, bu taşınmazların hangi parsellere ilişkin bulunduğu açıklanmamıştır. (Mahalli bilirkişi Şerefeddin Yeni’nin ifadesinin yer aldığı sahifede ‘Kırtos mevkiinde’ kelimeleri tükenmez kalemle daire içine alınarak çıkarılan bir ok işareti ile ‘219/44 parsel’ yazılmış ise de bu derkenar not yazısının kime ait olduğu bilinemediği gibi yanında Hâkim parafı da bulunmadığından hukuki değer taşımayacağı açıktır. Kaldı ki bu not doğruyu da göstermemektedir.)
    Adı geçen yerel bilirkişinin ifadesi denetlendiğinde; davacının gösterdiği 1. taşınmazın Doğusunda: Bahattin Güler (42 parsel), Batısında: Olgun Karabacak (46 parsel), Kuzeyinde: Kıyasettin Gürbüz (Gıyasettin Çapan – 48 parsel), Güneyinde ise Dere olduğunu söylemiş; esasen keşif sırasında bu yönleri ve komşu taşınmazları yüzünü kuzeye değil doğuya çevirerek tanımladığı, dosyadaki çaplı krokiye bakıldığında anlattığı taşınmazın, aslında 219 ada 44 parsel sayılı çekişmeli taşınmaz değil, 219 parsel 45 no.lu taşınmaz olduğu açıkça anlaşılmaktadır.
    ‘2. Taşınmaz’ olarak tanımladığı diğer taşınmazın ise davalı S.. K.. adına kayıtlanan 120 ada 78 no.lu parsel olduğu, çekişmeli 219 ada 44 parsel ile ilgili hiçbir bilgi veya bulgu söylemediği görülmektedir.
    Keşifte dinlenen Tespit Bilirkişisi İ..dava konusu taşınmazların tespitindeki alanda görev almadığını, buna dair tutanakta imzası olsa da alan tespitinde bulunmadığından taşınmazların kime ait olduğunu bilmediğini belirtmiştir.
    Davacı tanıkları Nebi Karabacak ve Kıyasettin Canbaz da davacının gösterdiği iki adet taşınmazla ilgili bildiklerini anlatmışlar, çekişmeli 44 parselle ilgili açıklayıcı ve kanaat verici bilgi vermemişlerdir.
    Ziraat Mühendisi Bilirkişi Osman Avcı tarafından düzenlenen raporda; dava konusu 219 ada 44 ve 45 parsel sayılı taşınmazların batısında dere yatağının yer aldığı, diğer yönlerin ise çayır ile çevrili olduğu, % 1- 2 eğimli, killi- tınlı toprak yapısında, taban suyunun nispeten yüksek, sulanabilir durumda olmayan, çayır vasfında olduğu bildirilmiştir.
    Kadastro Teknisyeni Bülent Kılıç’ın raporunun açıklama bölümünde; davacının keşif yerinde zeminde gösterdiği şekilde krokinin tanzim edildiği, buna göre 224 ada 4 no.lu parsel, 222 ada 2 parsel, 219 ada 45 parsel, 219 ada 43 parsel sayılı taşınmazlarda hak iddia yerlerin krokide gösterildiği vurgulanmıştır.
    Burada dikkatle üzerinde durulması gereken husus çekişme konusu 219 ada 44 parsel sayılı taşınmazın (zilyetlik iddiası altında) davacı tarafından zeminde gösterilmediği, bilirkişinin de doğal sonucu olarak parseli krokide işaretlemediği hususudur.
    Öte yandan, bilirkişi Bülent Kılıç’ın raporunda davacının yönlendirmesiyle krokide gösterdiği 219 ada 45 parsel dışındaki taşınmazlar dava konusu yapılmamıştır.
    Davacı taraf keşif işlemine, bilirkişilerin raporlarına bir açıklama veya itiraz getirmeyip, saptanan bilgi ve bulguları benimsemiştir.
    13.03.2007 tarihinde kesinleşen, 30.09.2006 tarihli uyuşmazlık konusu 219 ada 44 no.lu parsele ait Kadastro Tespit Tutanağında; “…S...köyü, Kırtoz mevkii, senetsizden, 454,28 m2 miktarında, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 7. maddesine göre sınırlandırılması yapılan tapu ve vergi kaydı defterinde kaydına rastlanılmayan bu taşınmaz malın tarla vasfında olup, malik, muhtar, bilirkişiler ve tanıklar tarafından bilinemediğinden, parsel malikinin ileride hakkını arayabilmesi için 3402 sayılı K.K.’nun 18. maddesine istinaden tarla vasfıyla Maliye Hazinesi adına tespiti yapıldı…” açıklamasına yer verildiği gözlenmiştir.
    Çekişme konusu 219 ada 44 parsel sayılı taşınmazla ilgili dosyadaki kanıtlar tek tek değerlendirildiğinde;
    - Bu taşınmazın, dava konusu yapılmayan, Hazine adına kayıtlı çayırlık tarla niteliğinde 2704,39 metrekare miktarındaki 219 ada 43 no.lu parselin güney sınırında yer alan, aynı vasfı taşıyan 454,28 metrekarelik bir parçası olduğu,
    - Krokiye göre 219 ada 44 parsel sayılı taşınmazın kuzey ve doğusunda 43 parsel, güney ve batısında dere yatağı olup, davacının zilyetlik iddia ettiği ve işaret ettiği hiçbir taşınmaz parçasına sınırı bulunmadığı,
    -Mahallinde yapılan keşifte davacı tarafından zeminde zilyetlik iddia ettiği yer olarak gösterilmediği,
    -Dinlenen mahalli bilirkişi ve davacı tanıklarının da 44 parselin davacıya aidiyeti konusunda herhangi bir şey söylemeyip, davacının gösterdiği diğer parsellerle ilgili açıklamalarda bulundukları,
    -Kadastro teknisyeni bilirkişinin krokili raporunda, davacının keşifte zeminde zilyetlik iddia ettiği yerleri tek tek işaretleyip göstermesine karşın, 44 parseli uyuşmazlık konusu yer olarak hiç belirtmediği,
    Anlaşılmış; davacının çekişmeli taşınmaz üzerinde zilyetliğinin söz konusu olmadığı belirlenmiştir.
    Yerel Mahkemenin yaptığı araştırma ve inceleme uyuşmazlığın çözümünde yeterli olup, 44 parsel sayılı taşınmazda davacının zilyetliğine ilişkin başkaca araştırma ve inceleme yapılmasına gerek yoktur.
    Tüm bu olgular göz önüne alındığında yerel mahkemenin verdiği direnme kararının yerinde olmayıp, hükmün bozulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
    Yukarda açıklanan nedenlerle Sayın çoğunluğun değişik bozmaya yönelik görüşüne katılamıyorum.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi