17. Hukuk Dairesi 2015/11339 E. , 2018/589 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı şirketin maliki olduğu, vekili bulunduğu şirket nezdinde endüstriyel yangın sigorta poliçesiyle sigortalı dava dışı ... Nakliyat ve Lojistik Hizmetleri AŞ tarafından kiralanan depoda bulunan ve ithal işlemlerinin tamamlanmasını bekleyen, yine dava dışı ... Otomatik Kapı ve Kepenk Sistemleri Ltd. Şti."ne ait emtianın çatı yağmur oluklarının tıkanması sonucu bina içerisine sızan su nedeniyle hasarlandığını, hasar bedelinin zarar gören ... Otomatik Kapı ve Kepenk Sistemleri Ltd. Şti."ne ödenerek haklarına halef olduklarını ve meydana gelen zarardan davalının sorumlu bulunduğunu ileri sürerek, 16.685,63-TL"nin 21/03/2012 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili;vekili bulunduğu şirket ile kiracı arasında akdedilen kira sözleşmesi gereğince bir sorumluluklarının olmadığını, hasarın meydana geldiği iddia olunan tarihte bahsedilen şekilde bir yağışın gerçekleşmediğini ve zarar ile illiyet bağı bulunmadığını, istenen tazminatın da fahiş olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve dosya kapsamındaki benimsenen bilirkişi raporuna göre; keşif tarihine kadar çatıda onarım yapıldığına dair dosyaya bir bilgi sunulmadığı, dosyada bir belgenin bulunmadığı, keşif tarihi itibariyle yağmur yağmasına rağmen bir akmanın olmadığı, hasarlı olduğu iddia edilen malların incelenemediği, gerçekten hasarlanıp hasarlanmadıklarının araştırılamadığı, gerçek zarar miktarı konusunda ekspertiz raporuna göre sonuca varılamayacağı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dava, İşyeri Sigorta Poliçesi kapsamında ödenen bedelin rücuen tahsili istemine ilişkindir.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 22.3.1944 Tarih E.37, K.9, RG.3.7.1944 sayılı kararında;"Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur." şeklinde vurgulanmaktadır. Davacı, sigorta şirketi olup davalıdan rücuen tazminat talebinin nedeni, davalı ile davacının sigortalısı arasındaki kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun sulh hukuk mahkemelerinin görevi başlıklı 4/(1-a) hükmü: “Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler” şeklindedir.
Davanın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun yürürlük tarihinden sonra 22/11/2013 tarihinde açılmış olmasına ve yukarıda belirtilen yasa hükmüne göre kira ilişkisine dayalı uyuşmazlıklarda sulh hukuk mahkemesinin görevli olmasına göre mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1)numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün resen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 05/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.