17. Hukuk Dairesi 2015/11349 E. , 2018/584 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; dava dışı ..."ün 26.02.2013 başlangıç tarihli 26.02.2014 bitiş tarihli ... poliçe nolu "banka kredili konut sigorta poliçesi" ile davalının kiracı olarak oturmakta olduğu evini müvekkili şirkete sigortalattığını, 24.10.2013 tarihinde söz konusu dairenin elektrikli termosifonunun patlamış olduğunu, maddi zararın meydana geldiğini, davalının olaydan sonra müvekkili kuruma hitaben yazdığı 25.10.2013 tarihli dilekçede 18.10.2013 tarihinde davaya konu daireye kiracı olarak taşındığını, dairenin banyosunda ... markalı 60 litrelik termosifonun montajını kendisinin yaptığını, 23.10.2013 tarihini 24.10.2013 tarihine bağlayan gece termosifonun patladığını, bu nedenle camların, kapıların ve duvarların hasar gördüğünü beyan ettiğini, müvekkili şirketin sigortalısı ..."e 12.11.2013 tarihinde zarar karşılığı olarak 15.850,00 TL ödeme yaptığını,davalı aleyhine ... İcra Müdürlüğü"nün 2014/675 esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalı borçlu tarafından 11.03.2014 tarihli dilekçe ile borcun tamamına ve ferilerine itiraz edildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, müvekkili kurumca sigortalı ..."e ödeme yapıldığı ve kazanın oluşumuna davalının kusurlu davranışlarının sebebiyet verdiğinin sabit olduğunu belirterek, borçlunun haksız itirazının iptaline, takibin devamına, davalının alacağı %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; müvekkilinin ..."ün kiracısı olduğunu, müvekkiline ait elektrikli şofbenin patladığını, müvekkilinin herhangi bir kusurunun olmadığını, termosifon bozulduğu sırada ... firmasının halen çalışanı ... tarafından 24.10.2013 tarihinde şofbenin tamir edildiğini ve 25.10.2013 tarih sabahı termosifonun patladığını ve hasarın meydana geldiğini, müvekkilinin bahsi geçen firmadan teknoloji satın aldığını, kusurlu hiçbir hareketinin olmadığını belirterek, açılan davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalının kusursuz olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, konut sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gereken hususlardandır.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 1472. maddesinde sigortacının, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal edeceği, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebileceği hüküm altına alınmıştır.Dava, sigorta şirketi tarafından sigortalısının halefi olarak açıldığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 4. maddesinde ise dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın kiralanan taşınmazların, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil
olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların sulh hukuk mahkemesinin görevinde olduğu düzenlenmiştir.Somut olayda, sigortalı dairede termosifon patlaması nedeniyle meydana gelen zarar sigortacı tarafından sigortalı malike ödenmiş olup ödenen tazminatın dairenin kiracısı olan davalıdan tahsili talep edilmiştir. Tarafların kabulünde olduğu üzere dava dışı sigortalı Ahmet Göç, sigortalı konutun maliki olup davalı ise dairede kiracı olarak bulunmaktadır. Bu nedenle dava dışı sigortalı Ahmet Göç ile davalı arasındaki temel hukuki ilişki kira ilişkisine dayanmaktadır. Sigortalı ile davalı arasında uyuşmazlık kira ilişkisinden doğduğundan davaya bakma görevi sulh hukuk mahkemesindedir. Bu nedenle sigortacı tarafından halefiyet yoluyla açılan davanın da sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.Bu nedenle mahkemece, uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği nazara alınarak, davanın HMK 4/1-a 114/1-c.maddesi gereğince görevsizlik nedeniyle HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün resen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 05/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.