Hukuk Genel Kurulu 2013/2155 E. , 2015/1306 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/06/2013
NUMARASI : 2013/81-2013/130
Taraflar arasındaki “marka hakkına tecavüzün önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 02.06.2011gün ve 2010/134 E., 2011/127 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 27.11.2012 gün ve 2011/12269 E., 2012/19292 K. sayılı ilamı ile;
(...Davacı vekili, müvekkiline ait TSE+şekil ibare ve biçimli garanti markasının TPE nezdinde tescil ettirdiğini, davalı şirketin TSE markasını kullanma yetkisini edindiği sözleşmenin 31.12.2007 tarihinde son bulmasına rağmen 01.07.2009 günlü Hürriyet Gazetesi"nde yayımlanan ilânında TSE markasını kullandığını, TSE Ürün Belgelendirme Yönergesi"nin, Belge ve Markaların Haksız Kullanımı başlıklı 10.2 maddesi uyarınca, TSE markaların sözleşme akdetmeksizin veya sözleşmesi sona erdiği hâlde kullananlar aleyhine ürünle ilgili bir yıllık emsal belge tavan ücreti tutarının KDV dahil iki katından az olmamak üzere maddî tazminat ve 5 katından az olmamak üzere manevî tazminat talebi ile işlem başlatılacağının hüküm altına alındığını, yurtiçi için Belge Kullanma Ücreti tavanının 3.500,00 TL+KDV = 4.130,00 TL olması karşısında 8.260,00 TL maddî ve bu miktarın beş katı olan 41.300,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticarî reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline; davalının müvekkilinin markadan doğan haklarına yönelik tecavüzünün durdurulmasına, bu hususta tecavüzün önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınmasına, tespit giderlerinin tahsiline ve ittihaz olunacak hükmün ilânına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin TSE markasının kullanımının zorunlu olmaktan çıkarılması üzerine kullanıma ilişkin sözleşmeyi yenilemediğini, 01.07.2009 günlü Hazetesi"nde yayımlanan ilânlarında önceki kullanım hakkının bulunduğu döneme ait metnin bir kez hatayla kullanıldığını, taleplerin zamanaşımına uğradığını, herhangi bir zarar doğmadığını, talimata bağlı olarak tazminat tahsiline gidilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı şirketin kendisine ait ürünlerin reklamına ilişkin gazete ilanında TSE markasını kullandığı, bu durumun davalıya haksız bir yarar sağladığı, eylemin gerçekleşmesinde davalının kusurlu olduğu, ilanı görenlerin davalı ürünlerinin TSE markası taşıdığı zannıyla satın alabileceği, davalının haksız kazanç sağlayabileceği, diğer tacirler için de bu sonucun haksız rekabet oluşturduğu, davacı kurumun ürünlerin TSE standardında olmaması nedeniyle zarar görebileceği, davalı TSE"ne ait yönerge hükümlerinin, Borçlar Kanunu"nun 41. maddesi ile aynı hukuki kıymette olmadığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu"nun 7/4-son cümlesi hükmüne göre, yasaya aykırı bir düzenleyici işlemin iptal edilebildiğine göre, mahkemece bu düzenleyici işleme dayanarak gerçekleşen talebin reddedilebileceği, davacı kurumun ancak gerçekleşen zararını isteyebileceği, bunun iki katını isteyemeyeceği, maddi tazminat istemi yönünden bir yıllık en yüksek belge kullanma tavan ücreti olan 4.130,00 TL zarar olduğunun kabul edilmesinin hukuka uygun olduğu, manevi tazminatın, maddi tazminat miktarı ile mütenasip olacak ve zenginleşme vasıtası olmamasına dikkat edilecek biçimde 4.130 TL olarak tespitinin hakkaniyete uygun bulunduğu, HUMK"un 374. maddesi uyarınca delil tespiti dosyasındaki tespit giderlerinin asıl dava dosyasında yapılan yargılama giderlerine dahil olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının, davacının marka hakkına tecavüz teşkil eden fiillerinin durdurulmasına, marka hakkına tecavüzün devamının önlenmesine, 4.130,00 TL maddi ve 4.130,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek değişik oranlı reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 556 sayılı KHK"nin 62/1-f ve 72. maddeleri hükümleri uyarınca masrafı davalıya ait olmak üzere, kararın kesinleşmesini müteakıp özetinin, tüm Türkiye"de yayımlanan gazetelerden birinde bir defa ilanına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delilerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2-TSE Ürün Belgelendirme Yönergesinin TSE markalarınının sözleşme akdedilmeksizin kullanılmasına ilişkin maddi tazminatı düzenleyen 10.2. maddesi "ürünle ilgili 1 yıllık emsal belge kullanma tavan ücreti tutarının iki katından az olmamak üzere" hükmüne haiz olup maddi tazminatın 1 yıllık emsal belge kullanma tavan ücretinin 2 katından azına hükmedilmemesi gerekirken 1 katına hükmedilmesi doğru görülmemiş davacı vekilinin buna yönelik temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, marka hakkına tecavüzün önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraf vekillerinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davacı vekili getirmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; maddi tazminat miktarının davacı kurumca çıkartılan yönerge hükümlerine göre belirlenmesinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
132 sayılı T.. E.. Kuruluş Kanunu’nun 14. maddesi; “T.. E..nün toplanma esas ve usulleri, yönetimi, denetlenmesi, organlarının kuruluş, görev, yetki ve çalışma usulleri ile organ ve üyelerinin görev süreleri, bütçelerinin düzenlenmesi, gelirlerinin toplanması ve sarf şekilleri ile bu kanunun uygulanmasını ilgilendiren sair konular Türk Standardları Enstitüsü Yönetim Kurulunca kabul edilecek yönetmeliklerde belirtilir” hükmünü içermektedir.
TSE Yönetim Kurulu’nun 2 Mart 2007 tarihli toplantısında 711 numaralı karar ile kabul edilmiş olan “T.. E.. Ürün Belgelendirme Yönergesi” çeşitli tarihlerde revizyona tabi tutulmuş ve “TSE Marka/Markalarının Sözleşme Akdedilmeksizin Kullanılması” başlıklı 10.5 nolu kararda;
“TSE Marka/Markalarını Sözleşme akdetmeksizin kullanan yada Sözleşmesi herhangi bir nedenle sona erdiği halde, TSE Marka/Markalarını ve/veya belgelerini kullananlar aleyhine; Sözleşme akdetmeyerek TSE’yi maddi zarara sokmaları sebebiyle, ÜBM tarafından tüm ilgili dokümanlar Hukuk Müşavirliği’ne bildirilir.
Hukuk Müşavirliği’nce, ürünle ilgili bir (1) yıllık emsal belge kullanma tavan ücreti tutarının iki (2) katından az olmamak üzere maddi tazminat, kamuoyunu yanıltmak ve haksız rekabete sebep olmak yoluyla TSE’yi kamu ve tüketici nezdinde güven kaybına uğratmaktan dolayı talep edilen maddi tazminatın beş (5) katından az olmamak üzere de, ek (manevi) tazminat talebi ile hukuki işlemler başlatılır.
ÜBM tarafından ve/veya diğer Birimler tarafından Hukuk Müşavirliği’ne bildirilen veya Hukuk Müşavirliği’ne farklı yollardan intikal eden haksız marka kullanımı ile ilgili hukuki işlem başlatılması durumunda ÜBM’ye bilgi verilir” şeklinde karar alınmıştır.
Anılan Yönerge hükmüne göre, TSE markasını sözleşmeden kaynaklanan hakka dayalı olmaksızın kullananlar, emsal belge kullanma tavan ücreti tutarının iki (2) katından az olmamak üzere maddi tazminat ödemek zorundadırlar.
Hukuk Genel Kurulu görüşmeleri esnasında bir kısım üyelerce; marka haklarının 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (556 Sayılı KHK) hükümleri ile koruma altına alındığı, somut olayda davacı tarafın marka haklarının davalı tarafından ihlal edilmesi nedeniyle 556 sayılı KHK’nin 66. maddesi uyarınca tazminat talep edilebileceği, normlar hiyerarşisine göre en üstte Anayasa’nın bulunduğu, sonrasında ise kanun, tüzük ve yönetmeliklerin geldiği, altta bulunan normun üstte bulunan norma aykırı olamayacağı ve yönetmelik hükmünde dahi olmayan davacı kurumun Yönetim Kurulu kararıyla çıkartılan yönerge ile tek taraflı olarak belirlenen cezai şartın uygulanmasının mümkün olmadığı, bu yönergenin kurumun kendi çalışanlarına hitap eden talimattan öte bağlayıcılığının bulunmadığı belirtilmiş ise de Kurul çoğunluğunca; TSE Yönetim Kurulu kararı uyarınca belirlenen ve internet sitesinde de yayımlanan “T.. E.. Ürün Belgelendirme Yönergesi” hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, ilan edilmiş olması nedeniyle marka hakkını ihlal eden ilgililer yönünden hüküm doğuracağı, yönergede yer alan iki misli artırımın cezai şart değil, garanti markasının izinsiz kullanılması nedeniyle bir nevi medeni ceza hükmü niteliğinde olduğu gerekçesiyle azınlık görüşü kabul edilmemiştir.
Bu itibarla, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 06.05.2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.