Hukuk Genel Kurulu 2013/2096 E. , 2015/1304 K.- GAİPLİK DAVASI
- TAŞINMAZ BEDELİNİN HAZİNEYE DEVRİ
- ÇEKİŞMESİZ YARGI
- GÖREV
- TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 32
- TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 588
- HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Madde 2
- HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Madde 382
- HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Madde 383
- HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Madde 381
- 1982 ANAYASASI (2709) Madde 142
"İçtihat Metni"Taraflar arasındaki “gaiplik” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizliğe dair verilen 03.08.2012 gün ve 2012/547 E., 2012/317 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 01.10.2012 gün ve 2012/11746 E., 2012/10408 K. sayılı ilamı ile;
(...Dava, gaiplik ve taşınmazın bedelinin hazineye devri isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş ise de; Mahkemenin bu kararı TMK"nun 32 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan gaiplik davalarında verilebilecek kararlardandır. Oysa somut olayda davacı hazine, gaiplik isteği yanında, son mirasçı sıfatıyla taşınmazın bedelinin hazineye devri isteminde de bulunmuştur. Bu tür bir isteğin TMK"nun 588. maddesi kapsamında olduğu açıktır.
Öte yandan, davanın taşınmazın aynına yönelik olduğu gözetildiğinde olayda HMK"nun 382 ve 383 maddelerinin uygulama yeri de bulunmamaktadır. Zira dava mal varlığına yönelik olup, bu hali ile HMK"nun 2. maddesi kapsamında kabulü zorunludur. Anılan madde uyarınca da davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu tartışmasızdır.
Diğer taraftan, eldeki davanın hasımlı dava olması nedeniyle husumetin kayıt malikine ya da mutasarrıfına veya bunların mirasçılarına veya kayyıma yöneltilmesi de yasal zorunluluktur.
Hal böyle olunca, yöntemine uygun biçimde kayyım"ın davada yer almasının sağlanması, işin esasının incelenmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir....)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, gaiplik ve taşınmaz bedelinin hazineye devri istemlerine ilişkindir.
Yerel mahkemece; davanın çekişmesiz yargı işi olduğu, 6100 sayılı HMK’nun 382 ve 383. maddeleri uyarınca davada sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizliğe dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Özel Dairece; yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, önceki gerekçeler tekrar edilmek suretiyle direnilmiş, direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; eldeki davanın çekişmesiz yargı işi olup olmadığı; burada varılacak sonuca göre, davada sulh hukuk mahkemesinin mi, asliye hukuk mahkemesinin mi görevli olduğu noktasında toplanmaktadır.
Çekişmesiz yargı, çekişmeli yargıdan farklı özellikleri bulunan bir yargı çeşididir. Bu sebeple bazı (örneğin Avusturya) ülkelerde, çekişmesiz yargı işleri için, ayrı (özel) bir yasal düzenleme bulunmaktadır. Ülkemizde çekişmesiz yargı konusunda ayrı bir kanun bulunmadığı gibi, mülga 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu(HUMK)’nda da çekişmesiz yargıya ilişkin hükümler bulunmamakta idi. Buna karşılık, çeşitli kanunlarımızda çekişmesiz yargı ile ilgili dağınık bazı hükümler bulunmaktadır.
Bu eksikliği gidermek amacıyla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun, "çekişmesiz yargı" başlığını taşıyan dokuzuncu kısım hükümleri (m.382-388) kabul edilmiştir.
HMK’nun 382/l maddesi uyarınca bir işin çekişmesiz yargı işi sayılabilmesi için, şu üç temel ölçütten birinin veya birkaçının varlığı gerekir: a) ilgililer arasında bir uyuşmazlığın bulunmaması; b) ilgililerin ileri sürebileceği herhangi bir hakkın olmaması; c) Hakimin kendiliğinden (resen) harekete geçtiği bir halin varlığı.
HMK’nun 382. maddesinin birinci fıkrasındaki genel çerçevenin dışında; kolaylık sağlamak üzere, ikinci fıkrada öğreti ve Yargıtay kararlarında kabul edilen çeşitli çekişmesiz yargı işleri; kişiler hukuku, aile hukuku, miras hukuku, eşya hukuku, borçlar hukuku, ticaret hukuku, icra-iflas hukuku ve çeşitli kanunlar kategorileri çerçevesinde örnek olarak sayılmıştır. Çekişmesiz yargı işleri, HMK 382/2. maddede belirtilen hallerden ibaret (numerus clausus) olmayıp, burada yer alanlar yalnızca örnek olarak belirtilen hallerdendir. HMK 382/2. maddede sayılmasa dahi, temel ölçütlere (HMK m. 381/1) uyan diğer haller de, çekişmesiz yargı işi olarak kabul edilir.
Çekişmesiz yargı işlerinde genel görevli mahkeme, kanunda aksine bir düzenleme bulunmadıkça, sulh hukuk mahkemesidir(m.384).
Somut olayda; davacı vekili Gebze Sulh Hukuk Mahkemesinin 2001/282 E., 2001/457 K. sayılı kararı ile aynı Mahkemenin 2000/449 E., 2001/973 K. sayılı ortaklığın giderilmesi davasında taşınmaz hissedarlarından Mustafa oğlu O.. A..yi temsil etmek üzere Kocaeli Defterdarlığının kayyım olarak atandığını; taşınmazın ortaklığının satış yoluyla giderildiğini ve satış bedelinden O... payına isabet eden miktarın hesaba yatırıldığını, bu bedelin defterdarlık bünyesinde kurulu kayyımlık bürosu tarafından idare edildiğini belirterek, M..O... gaipliğine ve Gebze Sulh Hukuk Mahkemesinin 2000/449 esas sayılı dosyasında M.. oğlu O...hissesine düşen ve kayyımlık bürosu tarafından yönetilen mal varlığının Hazineye intikaline karar verilmesini istemiştir. Görüldüğü üzere davacı Hazine vekilince, HMK 382/2-a-4 maddesi uyarınca çekişmesiz yargı işi olan gaiplik istemi yanında, gaibin mal varlığının da hazineye devri isteminde de bulunulmuş olup bu istem TMK"nun 588. maddesi kapsamında kalmaktadır. Bu hali ile davacı isteminin HMK"nun 2. maddesi kapsamında kaldığının kabulü dolayısıyla da davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu tartışmasızdır.
Görüşmeler sırasında bir kısım üyelerce eldeki davada, taşınmazın aynı ile ilgili bir ihtilaf bulunmadığı, HMK m. 382/2-a-4"de "Gaiplik kararı " ve 2-c-4"de "Gaibin mirasçılarına, gaibe düşen miras payının teslim edilmesi." şeklinde düzenlemelere yer verildiği, anılan madde uyarınca gaiplik kararının verilmesinin de, gaibin payının mirasçılara (hazineye) teslim edilmesinin de çekişmesiz yargı işi olduğu, bu nedenle Yerel Mahkeme direnme kararının yerinde olduğu yönünde görüş beyan edilmiş ise de, bu görüş yukarıda belirtilen nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
Hal böyle olunca, yerel mahkemece bozma ilamına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup; kararın bozulması gerekir.
S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 06.05.2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
T.C. Anayasası"nın 142 maddesinde “mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usullerinin kanunla düzenleneceği”,
6100 sayılı HMK 1.maddesinde “mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği, göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden” bulunduğu,
HMK 382/2-4 maddesinde “gaiplik kararı” ile yasanın 2-c-4 maddesinde “gaibin mirasçılarına, gaibe düşen miras payının teslim edilmesi”nin çekişmesiz yargı işlerinden olduğu,
HMK 383 maddesinde de “çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu” düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta;
a-M.. oğlu O.. A.."nin gaipliğine,
b-Gaibin hissesine düşen mal varlığının son mirasçı hazineye intikaline karar verilmesi talep edilmektedir.
Eldeki davada gayrimenkulün ayni ile ilgili bir talep bulunmadığı gibi uyuşmazlığın çekişmeli yargı kapsamında kabul edilmesini gerektirir bir istek de mevcut değildir.
3561 sayılı yasa hükümleri uyarınca gaibe kayyun tayin edilen mal müdürünün de davada dinlenmesi ilgili sıfatı ile olup uyuşmazlığın çekişmeli yargı olarak kabulü sonucunu doğurmamaktadır.
TMK 588 maddesinde düzenlenen gaiplik müessesesi ile TMK 32 vd.maddelerinde düzenlenen gaiplik kurumu da hukuki nitelik itibariyle aynıdır.
TMK 588 maddesinde düzenlenen gaipliğin çekişmeli yargı işi olarak kabulünü gerektirir hiçbir yasal düzenleme de bulunmamaktadır.
Gaibin hissesine düşen mal varlığının hazineye intikaline ilişkin talep de HMK 382/2-c-4 maddesindeki düzenleme dışında başka bir talep değildir.
Bu durumda M.. oğlu O.. A.."nin gaipliğine ve gaibin hissesine düşen mal varlığının hazineye intikaline ilişkin istek 6100 sayılı HMK 382/2-4 ve aynı yasanın 382/2-c-4 maddesinin açık hükmü karşısında çekişmesiz yargı işidir.
HMK 383 maddesi gereğince de aksine bir düzenleme bulunmadığı için uyuşmazlıkta Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
HMK 383 maddesi gereğince uyuşmazlıkta Sulh Hukuk Mahkemesi"nin görevli kabul edilmesi gerekirken, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceğine ilişkin T.C. Anayasası"nın 142.maddesi hükmü ile mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğuna ilişkin 6100 sayılı HMK 1 maddesinin açık hükmüne rağmen yorum yolu ile uyuşmazlıkta Asliye Hukuk Mahkemesi"nin görevli kabul edilmesine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyız.