11. Ceza Dairesi Esas No: 2016/1349 Karar No: 2018/2698 Karar Tarihi: 27.03.2018
Resmi belgede sahtecilik - başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/1349 Esas 2018/2698 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme kararı, resmi belgede sahtecilik ve başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçlarından mahkumiyet hükmü verildiğini belirtiyor. Sanığın ve vasisinin temyiz talepleri incelenirken, 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin (c) bendindeki koşullu salıverilme yetkilerinin sadece kendi alt soyu için değil, velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden de uygulanması gerektiği vurgulanmıştır. Yargılamada delillerin incelenmesi sonucunda suçun sübutu kabul edilmiş ve cezayı azaltıcı sebep nitelik ile derecesi takdir edilerek karar verilmiştir. Başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçunda ise, suçun oluşması için kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma engelleme niyeti gerektiği ve bu niyetin gerçekleşmediği vurgulanmıştır. 5237 sayılı TCK'nın 268. maddesi hakkında açıklayıcı bilgi verilirken, sanığın sadece bu suçtan değil, resmi belgede sahtecilik suçundan da hüküm giyme durumunda olduğu belirtilmektedir. Bu nedenle, mahkumiyet hükmü onanırken, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçundan verilen kararın bozulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi ve 268. maddesi hakkında açıklamalar yapılarak, Anay
11. Ceza Dairesi 2016/1349 E. , 2018/2698 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın ve vasisinin temyiz talebinin incelenmesinde 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında yeniden değerlendirilmesi mümkün görülmüştür. Yapılan yargılamada, toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığa yüklenen suçun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonucuna uygun şekilde vasfı tayin, cezayı azaltıcı sebebin nitelik ile derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık ve vasisinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 2-Başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın ve vasisinin temyiz taleblerinin incelenmesine gelince; TCK"nın 268. maddesinde tanımlanan başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için; failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması gerekir. Somut olayda; kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemediği, başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz, kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullandığı gerçek kişiyi ise işlemediği bir suçun faili olarak göstermediği cihetle; 5237 sayılı TCK"nın 268. maddesinde düzenlenen suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ve vasisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken, 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.