Hukuk Genel Kurulu 2013/1686 E. , 2015/1301 K.- ŞİKAYET OLUNANIN ALACAKLI SIFATINI TAŞIMADIĞI İDDİASI
- ALACAĞIN TEMLİKİ
- TAKİBİN İPTALİ İSTEMİ
- TÜRK TİCARET KANUNU(MÜLGA) (6762) Madde 690
- TÜRK TİCARET KANUNU(MÜLGA) (6762) Madde 598
- TÜRK TİCARET KANUNU(MÜLGA) (6762) Madde 602
- TÜRK TİCARET KANUNU(MÜLGA) (6762) Madde 589
- TÜRK TİCARET KANUNU(MÜLGA) (6762) Madde 559
- TÜRK TİCARET KANUNU(MÜLGA) (6762) Madde 600
- TÜRK TİCARET KANUNU(MÜLGA) (6762) Madde 620
- İCRA VE İFLAS KANUNU (İİK) (2004) Madde 68
- İCRA VE İFLAS KANUNU (İİK) (2004) Madde 170
"İçtihat Metni"Taraflar arasındaki “takibe itiraz”dan dolayı yapılan şikayet yargılaması sonunda Mersin 1.İcra (Hukuk) Mahkemesince şikayetin kabulüne dair verilen 08.07.2010 gün ve 2010/211 E.-2010/538 K. sayılı kararın incelenmesinin şikayet olunan-alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesi"nin 18.10.2011 gün ve 2011/21600 E.-2011/19236 K. sayılı kararı ile;
(...TK"nun 690.maddesinin göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun"un 598.maddesi hükmüne göre, "bir poliçeyi elinde bulunduran kimse son ciro beyaz ciro olsa dahi kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde selahiyetli hamil sayılır. Çizilmiş cirolar bu hususta yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro takip ederse son ciroyu imzalayan kimse poliçeyi beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır." TTK"nun 602. maddesinde, "Ödeme protestosundan yahut bu protestonun tanzimi için muayyen olan müddetin geçmesinden sonra yapılan ciro alacağı temliki hükümlerini meydana getirir." hükmü öngörülmüştür. TTK"nun 690. maddesinin göndermesiyle bonolarda da uygulanması gereken TTK"nun 602.maddesi gereğince, protestodan sonra yapılan cironun geçerli olduğu, ancak Borçlar Kanununa göre alacağın temlikine ilişkin bir temliknameye ihtiyaç duyulmaksızın alacaklının yetkili hamil bulunduğunun kabulü gerekir.
Somut olayda, alacaklı M.. K.."in borçlular C.. İş.Ltd., H.... T.. Gayrimenkul A.Ş. aleyhinde kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığı, takibe dayanak 5 adet bonoda keşidecinin C... Ltd., lehtarın H... cirantanın T..Gayrimenkul A.Ş. olup, bu şirketin beyaz cirosu ile son cirantanın M.. K.. olduğu anlaşılmıştır.
Borçlu T.. Gayrimenkul A.Ş. takibe konu senetlerin H... ve eşi M.. yapılan 11.07.2007 tarihli "Lemontri Satış Sözleşmesi" gereğince, daire bedeli satış karşılığında verildiğini, senetlerin tahsil cirosu ile İş Bankası Pozcu Şubesine verildiğini, senetlerin vadesinde ödenmemesi üzerine keşideci aleyhinde ödememe protestosu düzenlendiğini, alıcıların daire alımından vazgeçmesi üzerine bedelsiz kalan senetlerin 27.02.2010 tarihli varlığı çekişmesiz teslim tutanağı ile M.. K.."e teslim ve iade edildiğini, alacaklı lehine yapılan bir ciro olmadığından alacaklının yetkili hamil olmadığını, ancak alacaklının teslim aldığı 27.02.2010 tarihinden sonra senetlerin arkasını imzalayarak takibe koyduğunu ileri sürerek icra mahkemesinden takibin iptali ile lehine %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Takibe konu senetleri ciranta T.. Gayrimenkul A.Ş."nin beyaz ciro ile alacaklıya geçtiği, senet arkasında İş Bankasına yapılmış bir tahsil cirosunun olmadığı görülmekte ise de, dosya arasında bulunan ödeme protestoları ile İş Bankası"nın senet tevdii bordrosundan anlaşılacağı ve alacaklının da kabulünde olduğu gibi T..Gayrimenkul A.Ş."nin senetleri protesto ettirdiği, takip alacaklısına yapılan ciro ödeme protestosundan sonra yapıldığı ve bu şekli ile cironun alacağın temliki hükümlerini meydana getirdiği görülmektedir. Alacaklı 04.05.2010 tarihli cevabında takibe konu senetlerin Lemontri Satış Sözleşmesine dayalı olarak verildiğini, anılan sözleşmede senetlere açıkca bir atıfın bulunmadığını, senetlerin Timur Gayrimenkul A.Ş."nin kendilerine olan borcu sebebiyle protestodan sonra ciro ile verildiğini, borçlunun borçlu olmadığını İİK"nun 68 anlamında belgelerle ispatlayamadığını ileri sürerek davanın reddi ile lehine %40"tan az olmamak üzere icra inkar tazminatı verilmesini talep etmiştir.
Şu halde, TTK"nun 602.maddesi uyarınca alacaklıya yapılan ciro alacağının temliki hükümlerini doğuracağından yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde borçlunun ileri sürdüğü def"ilerin TTK"nun 690. maddesinin göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken TTK"nun 602 ve 589/son maddeleri ve alacağın temliki hükümlerine göre değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde usule uygun bir temlik ve cironun alacaklıya yapılmadığından, senetlerin karşılıksız kaldığından ve alacaklının kambiyo hukukuna göre takip yapma hakkı bulunmadığından bahisle takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Şikâyet olunan-alacaklı vekili.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İstem, şikâyet olunanın alacaklı sıfatını taşımadığı iddiasıyla icra takibinin iptaline ilişkindir.
Şikâyetçi vekili, şikâyet olunan ile şikâyet dışı H...., müvekkili şirket tarafından inşa edilen bir taşınmazı satın almak üzere anlaşarak, adı geçenlerin müvekkiline bonolar verdiğini; bonoların tahsil için bankaya verildiğini ve vadesinde ödenmemesi nedeniyle protesto edildiğini; sonrasında adı geçenlerin taşınmazı almaktan vazgeçtiklerini ve bunun üzerine bonoların şikâyet olunana iade edildiğini; geçerli bir ciro olmamasına ve şikayet olunanın yetkili hamil sıfatını taşımamasına rağmen, bonolara dayalı olarak icra takibine geçtiğini ileri sürerek sıfatı olmayan kişinin bedelsiz bonolara dayalı olarak giriştiği takibin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Şikâyet olunan vekili müvekkilinin bonolarda yetkili hamil olduğunu, bunların şikâyetçi tarafından ciro edilerek müvekkiline teslim edildiğini ve bunun teslim tutanağıyla da desteklendiğini; şikâyetçinin borçsuzluğuna dair 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun (İİK) 68 inci maddesinde düzenlenen belgeleri sunamadığını bildirerek şikâyetin reddini savunmuştur.
İcra Mahkemesince alacaklının takip hukukuna göre hak sahibi olup olmadığının ve takip dayanağı senedin kambiyo senedi vasfını taşıyıp taşımadığının re’sen inceleneceği; bonoların satım sözleşmesi nedeniyle verildiğinin sözleşme ve tevdi bordrosuyla anlaşıldığı, iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme gereğince verilen bonoların kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediği ve bunlara dayalı olarak kambiyo senedine özgü yolla ilamsız takip yapılamayacağı; şikâyetçi tarafından bankaya tevdi edilen bonolar için protesto işleminin yapıldığı ve bu aşamadan sonra usulüne uygun bir temlik beyanı ve cironun bulunmadığı; bonoları şikâyet olunana teslim eden kimsenin şirket yetkilisi sıfatını haiz olmadığı ve şikâyet olunanın, bedelsiz kalan bonolara dayalı olarak takip yapma hakkı bulunmadığı gerekçesiyle şikâyetin kabulü ile takibin iptaline dair verilen karar, şikâyet olunan-alacaklı M.. K.. vekilinin temyizi üzerine Özel Daire tarafından yukarıda gösterilen gerekçe ile bozulmuş ve mahkemece önceki gerekçe genişletilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı şikâyet olunan-alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; takip dayanağı bonolardaki T...Gayrımenkul Geliştirme Yapı ve Yatırım AŞ. cirosunun protestodan önce bankaya tahsil amacı ile mi, yoksa protestodan sonra alacaklı-şikayet olunana alacağın temliki sonucu doğuracak şekilde mi yapıldığı; buradan hareketle alacaklı-şikayet olunanın yetkili hamil olup olmadığı ve temlik alan sıfatıyla kendisine karşı şahsi def’ilerin ileri sürülüp sürülemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Ciro emre yazılı senetlerin devri için, zilyetliğin devri ile birlikte bulunması gereken hukuki bir işlem olup (6762 s. TTK.m.559); temlik, tahsil veya rehin amaçlarıyla yapılabilir. Temlik cirosu senette mündemiç hakkın devrini sağlarken, rehin cirosu bu hakkın rehnedilmesini sağlar. Tahsil cirosu ise hak üzerinde bir mülkiyet değişikliğine yol açmayıp, senet kendisine ciro edilen kimseye, senetten doğan alacağı tahsil edebilmesi için yetki verir (6762 s. TTK.m.600). Tahsil cirosu açıkça bu ibareyi içeren bir ciro şeklinde yapılabileceği gibi uygulamada “gizli tahsil cirosu” olarak adlandırılan biçimde ve dışarıya karşı temlik cirosu şeklinde görünmekle birlikte ciro edenle, lehine ciro edilen arasındaki yapılan ve hak sahipliğinin el değiştirmeyeceğine ve sadece tahsil amacı için devrin yapılacağına ilişkin anlaşma uyarınca da yapılabilir. Ne var ki tahsil cirosunun gizli olması hali, üçüncü kişilere karşı ileri sürülmesi bakımından ispat sorunları taşımaktadır ve emareler bu hususun ispatlanması için yeterli sayılamaz.
Bu noktada cironun en geç hangi tarihe kadar yapılabileceği ve gecikmiş cironun sonuçları üzerinde de durulmalıdır.
Şikâyet tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (690 ıncı maddesi uyarınca bonolarda da uygulanması gereken) “Vadeden sonraki ciro” başlıklı 620 nci maddesi şu şekildedir;
“Vadenin geçmesinden sonra yapılan ciro, vadeden önce yapılan bir cironun hükümlerini doğurur; şu kadar ki; ödenmeme protestosundan yahut bu protestonun tanzimi için muayyen olan müddetin geçmesinden sonra yapılan ciro ancak alacağın temliki hükümlerini meydana getirir.
Aksi sabit oluncaya kadar tarihsiz bir ciro protestonun tanzimi için muayyen olan müddetin geçmesinden önce yapılmış sayılır”.
Somut olayda şikâyet olunan ile üçüncü kişi H.. Ö..’ün, şikâyetçi şirketle mesken satımı konusunda anlaştıkları ve bu amaçla takip konusu bonoların da içinde bulunduğu bir miktar kambiyo senedini şikâyetçiye verdikleri hususu uyuşmazlık konusu değildir.
Şikâyet olunan usulüne uygun ciro silsilesine göre yetkili hamil olduğunu ileri sürmekte; şikâyetçi ise bonoları tahsil cirosu ile banka şubesine teslim ettiğini ve bu banka şubesi tarafından ödememe protestosu düzenlendiğini, müvekkilinin cirosunun bu amaçla yapıldığını ve satım sözleşmesinden cayılması sonrasında şikâyet olunanla sözleşmenin tasfiyesi kapsamında bonoların şikâyetçiye iade edildiğini ileri sürmektedir.
Dosyanın incelenmesinde şikâyetçinin iddiasının aksine, bankaya yapılmış bir tahsil cirosu bulunmamaktadır. Bu durumda şikâyet olunanın yetkili hamil olduğunun ve şikâyetçinin cirosunun ödememe protestosundan sonra yapıldığının kabulü gerekir. Yukarıda vurgulanan yasal düzenlemeye göre bu cironun alacağın temliki hükmünde olduğu tartışmasızdır. Bu durumda mahkemece Türk Ticaret Kanunu"nun 602 ve 589/son maddeleri ve alacağın temliki hükümlerine göre değerlendirme yapılarak varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.
Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında bir kısım üyeler icra mahkemesinin dar yetkili olduğunu, İcra ve İflâs Kanunu"nun 170 inci maddesi uyarınca yetkili hamil görünen (şikâyet olunan) M.. K.. aleyhindeki şikâyetin reddinin doğru olduğunu; adı geçenle şikâyetçi arasındaki şahsi def’ilerin icra mahkemesince incelenemeyeceğini; buradaki incelemenin sırf senet metninden anlaşılan hususlarla sınırlı olması gerektiğini ve maddi hukuka ilişkin bir yargılamada incelenecek konular bakımından bozma kararı verilemeyeceğini görüşü ile yerel mahkeme kararının onanması gerektiği görüşünü ileri sürmüşlerse de açıklanan gerekçelerle çoğunluk tarafından bu görüş benimsenmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Şikâyet olunan vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen gerekçelerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 06.05.2015 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.