19. Hukuk Dairesi 2015/16241 E. , 2016/7729 K.
"İçtihat Metni"
TARİHİ : 17/06/2015
NUMARASI : 2013/138-2015/304
DAVACI : ..
DAVALI : ...
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmasız, davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. ..."in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlattığı icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, İstanbul Anadolu mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, müvekkilinin sözleşmeye bizzat imza atmadığını, müvekkilince verilen vekaletteki yetkilerin aşılarak imzalanan sözleşmenin geçersiz olduğunu, müvekkilinin davacıya borcu olmadığını, ihtarname gönderilmeden faiz işletilemeyeceğini, sözleşmedeki ismin ve "vekaleten" ibaresinin imzadan sonra eklendiğini, sözleşmenin bu yönüyle de geçersiz olduğunu, sözleşmede hangi vekaletnameye dayanıldığı yazılmadığı için sözleşmenin bağlayıcı olmadığını bildirerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davalının 28.06.2006 tarihli vekaletname ile 1.500,00 TL "ye kadar gerek kendi adına gerek 3. kişi ya da şirket adına kredi talep etmeye ve almaya, kefil olarak imzalamaya babası Bekir Kıvanç"ı vekil tayin ettiği, adı geçenin 29.04.2010 tarihli 100.000 TL limitli ve 22.10.2010 tarihli 500.000 TL limitli genel kredi sözleşmelerini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla davalıya vekaleten imzaladığı, davalının 205.833, 28 TL asıl alacak 1.235 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 207.068,28 TL "den sorumlu olduğu, dava konusu sözleşmede kredi kartıyla ilgili hüküm bulunmadığından kredi kartıyla ilgili borçtan davalının sorumlu olmayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, alacağın likit olmadığı gerekçesiyle de davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Takip talebinde 4 adet genel kredi sözleşmesi dayanak olarak gösterilmiş olup bu sözleşmelerden iki tanesinin davalı vekili tarafından kefaleten imzalandığı, diğer iki tanesinde ise davalının gerek asil gerekse kefaleten imzasının bulunmadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu kredi borcunun hangi kredi sözleşmesi ya da sözleşmesine dayanılarak kullandırıldığı konusunda açıklık bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, dava konusu kredilerin hangi kredi sözleşmesi ya da sözleşmelerinden kaynaklandığı hususunda bilirkişi heyetinden ek rapor ya da yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak, dava konusu kredilerin davalının kefaletinin bulunduğu sözleşmeler kapsamında kulllandırıldığının tespiti halinde cari hesap şeklinde işleyen genel kredi sözleşmesinde borcun bir tarihte sıfırlanmış olmasının kefaleti kendiliğinden sona erdirmeyip aynı sözleşmeden dolayı sonradan yeniden kredi kullandırılması durumunda kefalet sorumluluğunun devam edeceği, şayet dava konusu kredilerin davalının kefaletinin bulunmadığı sözleşmeler kapsamında kullandırıldığının saptanması halinde kefalet sorumluluğundan söz edilemeyeceği gözetilerek deliller hep birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 28/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.