17. Hukuk Dairesi 2016/13799 E. , 2018/575 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, kasko poliçesi ile sigortaladıkları aracın ...-... karayolunda tek taraflı kaza yaptığını, kazanın yol sathında gevşek malzeme ile çukurlar bulunması ve bu alana trafik uyarı işareti konulmayışı nedeniyle oluştuğunu, davalı idarenin asli kusurlu olduğunu, sigortalılarına 23.000,00 TL. hasar bedeli ödediklerini, sovtaj bedeli düşüldükten sonra bakiye 16.330,00 TL. zararlarının bulunduğunu belirterek davalının kusur oranına göre belirlenen 12.247,50 TL"nin, ödeme tarihinden işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili, olayda idarenin kusuru bulunmadığını, kaza yerinde idarenin olay tarihi ya da öncesinde yol çalışmasının olmadığını, davacının sigortalısının hız kuralına uymaması nedeniyle kazanın oluştuğunu, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre; davanın kısmen kabulü ile 5.715,50 TL"nin ödeme tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hükmün, davalı idare vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemiz"in 25.01.2016 tarih ve 2015/10854 Esas- 2016/830 Karar sayılı ilamı ile; "kamu hizmeti görmekle yükümlü olan ..."nün, kamu hizmeti sırasında verdiği
zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi olmadığı, hizmet kusurundan dolayı açılan davaların İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun"un 2. maddesi uyarınca tam yargı davası olarak ikame edilmesi gerektiği, davacı vekilinin hizmet kusuruna dayanarak işbu davayı açtığı, bu nedenlerle davanın HMK"nun 114/1-b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK"nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek hüküm verilmesinin doğru olmadığı" gerekçesiyle karar bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davada idari yargı görevli olduğundan, HMK"nun 114/1-b ve 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğunda davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılmış olmasına ve toplanan delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 173,27 TL fazla alınan temyiz peşin harcın istek halinde davacıya geri verilmesine, 05/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.