6. Ceza Dairesi 2016/2168 E. , 2016/3649 K.
"İçtihat Metni"Gasp suçundan sanık ..."in, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 497/1 (iki kez), 59/2 (iki kez) ve 71. maddeleri gereğince 24 yıl 12 ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına dair ZONGULDAK 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/07/2004 tarihli ve 2003/207 esas, 2004/162 sayılı kararının Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 16/02/2005 tarihli ve 2004/9207 Esas, 2005/1470 sayılı kararı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, cezanın infazı sırasında, 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun lehe hükümlerinin uygulanması talebi üzerine, sanığın anılan Kanun’un 149/1-c-h, 150/2 ve 62/1. (2"şer kez) maddeleri uyarınca 2 kez 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair aynı Mahkemenin 13/06/2005 tarihli ve 2003/207 Esas, 2004/162 sayılı ek kararına karşı Adalet Bakanlığının 23/11/2015 gün ve 2015 E.-24279/76885 sayılı kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15/12/2015 gün ve KYB/2015/386644 sayılı ihbar yazısı ile infaz dosyası 26/01/2016 tarihinde Dairemize gönderilmekle incelendi:
Anılan Yazıda;
(1- 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7/2, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 9/3. maddesindeki, “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir." şeklindeki düzenleme ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27/12/2005 tarihli ve 2005/3-162-173 sayılı kararına nazaran, lehe yasanın saptanıp uygulanması, herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasını, kanıt toplanmasını, takdir hakkının kullanılmasını gerektiriyorsa ya da cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin bir hükmün uygulanması olanağı sonraki yasa ile doğmuşsa, hükümde değişiklik yargılamasının duruşmalı yapılmasının zorunlu olduğu gözetilmeden evrak üzerinden karar verilmesinde,
2- Sanığın müştekilere karşı işlemiş olduğu yağma suçu bakımından, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun daha lehe olduğu kabul edilerek yapılan uygulamada, anılan Kanun"un 150. maddesi uyarınca verilen cezalar üzerinden, malın değerinin az olduğu gerekçesiyle indirim yapılmış ise de, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 150/2. maddesindeki "malın değerinin azlığı” kavramının 5237 sayılı Kanuna özgü ayrı ve yeni bir kavram olduğu, bunun daha çoğunu alabilme olanağı varken, yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak da az olan şeyi alma hâlinde, olayın özelliği ve sanığın kişiliği değerlendirilerek, yasal ve yeterli gerekçeleri de açıklanarak uygulanabileceği, somut olayda suçların işlenmesindeki özellik dikkate alındığında, verilen cezalardan indirim yapılamayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmemiş olduğundan bahisle 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması) Dairemizden istenilmiştir.
TÜ R K M İ L L E T İ A D I N A
Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbar yazısı incelenen dosya içeriğine göre yerinde görüldüğünden kabulü ile Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.06.2015 gün, 2003/207 Esas ve 2004/162 sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK"nın 309.maddesi gereğince BOZULMASINA, infaz aşamasında verilen uyarlama kararlarının kazanılmış hak oluşturmayacağının gözetilmesine, yerel Mahkemece kanun yararına bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmak üzere dosyanın mahalline gönderilmesine, 14.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.