1. Hukuk Dairesi 2018/2051 E. , 2018/11312 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KAYYIMLIĞIN KALDIRILMASI,TESPİT, ALACAK
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, çekişme konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazın 1/5 payının ... H., 1/5 payının ... H., 1/5 payının ..., 2/5 payının ... adına, ... ada ... parsel sayılı taşınmazın 64/600 payının ..., 32/600 payının ..., 64/600 payının ... adına ve ... ada ... parsel sayılı taşınmazın 2/8 payının ... adına kayıtlı olduğunu, taşınmazlarda ... Vakfına Mukataalı şerhinin bulunduğu,kayıt maliklerine ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 09.05.2013 tarih, 2013/164Esas, 2013/572Karar sayılı ilamı ile ..."un kayyım olarak atandığını, taşınmazların 5393 sayılı Kanunun 73. maddesi kapsamında kentsel dönüşüm ve proje alanı olarak kalması nedeniyle kamulaştırma bedelinin kayyım hesabına aktarıldığını ileri sürerek taşınmazlardaki kayyımlık kararının kaldırılarak 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 17. maddesi uyarınca malulen ve hükmen "... Vakfı" adına tescilinin tespiti ile kayyım hesabındaki 55.190,87TL kamulaştırma bedelinin tahsiline karar verilmesi istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece “...davacı Vakıflar İdaresinin harç yatırmaksızın dava açtığı ve yargılama sırasında harç ikmal edilmediği halde, yargılamaya devam edilerek işin esası hakkında karar verilmiştir. Hâl böyle olunca, davacı idareye harç ikmali yaptırılması, ondan sonra yargılamaya devam edilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken değinilen husus gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece davanın kabulü yönünde direnme kararı verilmiştir.
Karar, davalı vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ..."nün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, Vakıflar Kanunu 17. maddesine dayalı tespit, kamulaştırma bedelinin tahsili ve kayyımlık kararın kaldırılması isteklerine ilişkindir.
Davacı, çekişme konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazın 1/5 payının ..., 1/5 payının ..., 1/5 payının ..., 2/5 payının ... adına, ... ada ... parsel sayılı taşınmazın 64/600 payının ..., 32/600 payının ..., 64/600 payının ... adına ve ... ada ... parsel sayılı taşınmazın 2/8 payının ... adına kayıtlı olduğunu, taşınmazlarda ... Vakfına Mukataalı şerhinin bulunduğu, kayıt maliklerine ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 09.05.2013 tarih, 2013/164Esas, 2013/572Karar sayılı ilamı ile ..."un kayyım olarak atandığını, taşınmazların 5393 sayılı Kanunun 73. maddesi
kapsamında kentsel dönüşüm ve proje alanı olarak kalması nedeniyle kamulaştırma bedelinin kayyım hesabına aktarıldığını ileri sürerek taşınmazlardaki kayyımlık kararının kaldırılarak 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 17. maddesi uyarınca malulen ve hükmen "Celaliye Vakfı" adına tespiti ile kayyım hesabındaki 55.190,87TL kamulaştırma bedelinin tahsiline karar verilmesi istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece “...davacı Vakıflar İdaresinin harç yatırmaksızın dava açtığı ve yargılama sırasında harç ikmal edilmediği halde, yargılamaya devam edilerek işin esası hakkında karar verilmiştir. Hâl böyle olunca, davacı idareye harç ikmali yaptırılması, ondan sonra yargılamaya devam edilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken değinilen husus gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece davanın kabulü yönünde direnme kararı verilmiştir.
Mahkeme kararındaki direnme gerekçesi ve deliller değerlendirildiğinde; davanın 16.09.2014 tarihli dilekçe ile 55.190,87TL değer göstererek açıldığı, bu değer üzerinden başvuru harcı ve nispi harç alındığı anlaşılmakla, direnme kararı yerinde bulunduğundan Dairenin 12.12.2016 tarih 2016/6495Esas, 2016/11041Karar sayılı bozma ilamının ORTADAN KALDIRILMASINA,
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
Hemen belirtilmelidir ki, harç kamu düzeni ile ilgili olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır.
Bilindiği gibi, davalı kayyım gaip kişilerin hak ve menfaatlerini korumak üzere, 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun uyarınca atandığına ve kayyım sıfatıyla temsil ettiği gaip kişilerin hak ve menfaatini korumak için eldeki davada davalı olarak yer aldığına göre, eldeki dava yönünden 492 Sayılı Harçlar Kanunu kapsamında harçtan muafiyeti söz konusu değildir.
Diğer taraftan, kayyımlığa dayanak teşkil eden 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun"un 2.maddesinde "Kayyımlıkla ilgili işlemler, her türlü vergi, resim, harç, katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesnadır." hükmüne yer verilmiş ise de, burada yargı harçlarından bağışıklığa ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır (HGK" nun 12.10.2011 gün ve 2011/3-629 E.2011/613 Karar sayılı ilamı).
Somut olayda, mahkemece konusu para olan davada kabul edilen 55.190,87TL değer üzerinden davalı aleyhine nispi harca hükmedilmesi gerekirken davacı aleyhine maktu karar ve ilam harcına hükmedilmesi isabetsizdir.
Ne var ki, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün 1. bendinin 2. fıkrasının hükümden çıkarılarak yerine 1. bent 2. fıkra olarak " Alınması gereken 3.770,08TL harçtan peşin alınan 942,55TL harcın mahsubu ile eksik kalan 2.827,53TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına” cümlesinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.