20. Hukuk Dairesi 2016/553 E. , 2018/4613 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi ve davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... ili, ... ilçesi, ... köyü 102 ada ... parsel sayılı 11193.30 m² yüzölçümlü taşınmaz, 1937 tarih ve 44 sayılı vergi kaydı ile mera niteliğiyle tespit tutanağı düzenlenmiştir. Davacı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın mera tespitinin iptali ile tarla niteliğiyle davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay .... Hukuk Dairesinin .../02/2010 tarih ve 2010/15848 E. - 2011/1763 K. sayılı kararıyla [Mahkemece, davalı taşınmazın 44 nolu (mera ve otlakiye) vergi kaydı sınırları içinde kalmakta ise de bilirkişi raporundaki özellikleri itibariyle mera vasfında olmayıp tarım arazisi olduğu, bölgede kadim mera olmadığı, komşu parsellerin kadim tarım arazisi olduğu, davacı ve murislerinin fasılasız zilyet oldukları, zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de dava konusu taşınmaz ve çevresindeki geniş bir alanın aynı vergi kaydı kapsamında kaldığının keşif, yerel bilirkişi beyanları ve fen bilirkişiler tarafından çizilen kroki ile belirlendiği, esasen taşınmazın dayanak vergi kaydı kapsamında kaldığının mahkemenin de kabulünde olduğu, kayıt kapsamında kalan taşınmazların büyük bölümünün mera, bir kısmının da ... olarak tespit tutanaklarının düzenlendiği kişiler adına tespit edilen yerlerin de kadastro komisyonu tarafından iptal edilerek mera olarak askı ilanına çıkartıldığı, bu şekilde taşınmazın güneyindeki ... deresi ile vergi kaydının kuzey sınırını oluşturan ... köyü hududu ve Yörük yoluna kadar olan geniş bir alanın tamamen mera ve ... olarak tespit gördüğü, bu hususlar gözönüne alındığında fen bilirkişi krokisinde de belirtildiği gibi 1937 tarih ve 44 sayılı vergi kaydı ile yaklaşık 143 hektar yüzölçümünde büyük bir alanın mera olarak yazıldığı, kayıt kapsamında kalan taşınmazın kadim tarım arazisi olduğu yolundaki yerel bilirkişi beyanlarının bahsedilen olgularla bağdaşmadığı, bu olgular karşısında soyut yerel bilirkişi beyanlarına değer verilemeyeceği ve taşınmazın davacının dayandığı ... 1307 tarih ve 512 nolu tapu kapsamında dışında kaldığının fen bilirkişi raporu ile belirlendiği, mera niteliğindeki yerlerin zilyetlikle kazanılamayacağı gözönünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesi gereğine] değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bu kez, davacı ... vekili tarafından, dava konusu taşınmazın kadastro tespitine ilişkin geldisi 1937 tarih 44 nolu vergi kaydının esasen bu yere uyduğunun kabul edilemeyeceğini, zira vergi kaydının batısında ve güneyinde okunan Dibek çayının dava konusu taşınmazla birlikte ve komşusu olan taşınmazlara enaz 5 km uzakta kaldığını ve kaydın güneyinde okunan Dibek çayının ... deresi ile bir alakası olmadığını ve kaydın yanlış uygulandığını, zira çekişmeli 102 ada ... parsel sayılı taşınmazın doğudan komşusu olan 102 ada 213 ve 214 parsellere ait ... ... 1307 tarih ve 512 sıra numaralı, tapu kaydının olduğunu, bu parsellere ilişkin aynı nedenle açılan davanın kabul edilerek Yargıtayca onandığını ileri sürerek Dairenin bozma kararının kaldırılarak usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasını istemiştir.
Dairemizin .../01/2012 tarih ve 2011/17272 E. - 2012/404 K. sayılı kararıyla [özetle; davacının yargılama sırasında ve karar düzeltme dilekçesinde ileri sürdüğü ... ... 1307 tarih ve 512 sıra numaralı tapu kaydına dayanıldığını belirttiği dava dışı ve çekişmeli taşınmaza yakın komşu olan 102 ada 213 sayılı parsele ilişkin, mahkemenin 2006/36, 102 ada 214 sayılı parsele ilişkin, mahkemenin 2006/38 Esas sayılı dava dosyasının iade kararı sonucu getirtilerek incelenmesinde; davanın, ... ve ... ... tarafından aynı nedenle açıldığı, davanın kabulüne ilişkin kararın davalı ... vekili tarafından temyizi üzerine, dairece heri iki hükmün onanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Yine, çekişmeli taşınmaza komşu 102 ada 211 sayılı parsele ilişkin mahkemenin 2006/37 Esas sayılı dava dosyasının iade kararı sonucu getirtilerek incelenmesinde; davanın ... tarafından aynı nedenle açıldığı, davanın kabulüne ilişkin kararın davalı ... vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 2009/2407 E. - 2010/239 K. sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın köy tüzel kişiliğine ait olan ve kadastro tespitinde esas alınan 1937 tarih ve 44 numaralı vergi kaydının kapsamında kaldığı ve meradan kazanıldığı kabul edilerek gerçek kişinin davasının reddine taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmesi gereği ile kesin nitelikle bozulmuş olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; davacı yargılama sırasında çekişmeli taşınmaza yakın komşu taşınmazlar olan 102 ada 213 ve 214 parsel sayılı taşınmazların yapılan yargılamasında ... ... 1307 tarih ve 512 sıra numaralı tapu kaydına dayanıldığı, tapu kaydının uygulamasında taşınmazlara uyduğu ve çekişmeli taşınmazların dayanılan tespite esas 1937 tarih ve 44 numaralı vergi kaydının kapsamında kalmadıklarının keşif ve bilirkişi incelemesiyle doğrulandığı ve eldeki 102 ada ... ve 102 ada 210 sayılı parsellerle iade kararı ile getirilerek incelenen 102 ada 211 parsel sayılı taşınmazlar 102 ada ..., ... ve ... sayılı parsellerle birlikte doğu ve ... istikamette ... deresinin kuzey kenarında yer aldıkları anlaşılmaktadır.
Yine, mahkemece yapılan mera araştırmasının yeterli olmadığı, taşınmazların tahsisli mera olup olmadığı sorulmadığı gibi, komşu köylerden tanıkların dinlenmediği ve tesbitin dayanağı olan 1937 tarih ve 44 numaralı mera vergi kaydının tarafsız ve olabildiğince yaşlı yerel bilirkişilere hudutlarının sorularak sağlıklı bir biçimde uygulanmadığı sıra halinde birbirine yakın komşu taşınmazlarda farklı uygulama yapılarak farklı sonuçlara ulaşıldığı anlaşılmaktadır.
Dosyada bir örneği bulunan askı ilân ve dava listesinden anlaşılacağı üzere 101 ada 120 numaralı mera parseline komşu olan ve ... deresi ile bu parseller arasında kalan dava konusu 102 ada 210 sayılı parselde dahi, 101 ada ... ilâ 214 sayılı parseller kişiler adına tarla olarak ve 101 ada 150, 151 ve 152 sayılı parsellerin ... adına ham toprak olarak tespitleri yapılmışken köy tüzel kişiliğinin itirazı üzerine kadastro tespitlerinin komisyonca topluca iptal edilerek mera olarak sınırlandırıldığı ve aynı nedenlerle gerçek kişiler tarafından davalar açıldığı bir kısmının sonuçlandığı ve bir kısmının da halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. Sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için henüz sonuçlanmamış olan derdest dava dosyaları 1937 tarih ve 44 numaralı vergi kaydının kadastroda tesbite esas alınmış olması nedeniyle birlikte ele alınarak keşif ve uygulamanın yapılması, civar komşu köylerden yerel bilirkişi ve tanık isimleri kaymakamlıktan sorularak keşifte dinlenmesi, yine tutanak bilirkişilerinin dinlenmesi, taşınmazın kuzeyinde 102 ada ... numaralı ... parseli de bulunması nedeniyle usulünce resmî belgelere dayalı ... araştırması yapılması, bu arada kesinleşen parseller de dikkate alınarak ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Bu nedenle; yöntemine uygun şekilde ... araştırması yapılması, henüz sonuçlanmamış olan derdest dava dosyalarında da çekişmeli taşınmazda olduğu gibi 1937 tarih ve 44 numaralı vergi kaydının kadastroda tespite esas alınmış olması nedeniyle birlikte ele alınarak keşif ve uygulamanın yapılması, gerektiğinde bu dava dosyalarının birleştirilmesinin düşünülmesi, civar komşu köylerden yerel bilirkişi ve tanık isimleri kaymakamlıktan sorularak keşifte dinlenmesi, bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin kadim mera olup olmadığı detaylı olarak sorulması, taşınmaza ilişkin tahsisli mera kaydı bulunup bulunmadığının sorulması ve vergi kaydının 101 ada 120 numaralı mera parseli dışında kapsamı, hudutları ve miktarına göre kesinlikle belirlenmesi, davacının dayanağı tapu kaydı uygulanıp dava konusu taşınmaza uyup uymadığının belirlenmesi, yine kadastro tespit tutanak bilirkişileri dinlenmesi, bu arada kesinleşen parseller de dikkate alınarak
ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi] gereğine değinilerek, davacı gerçek kişinin karar düzeltme talebinin kabulü ile bozma kararının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucu; davanın kabulüne; dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü 102 ada ... parsel sayılı taşınmazın mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine, dava konusu taşınmaz...Bölgesinde kaldığından ... ili, ... ilçesi, ... köyü 102 ada ... sayılı parselin ... adına tapuya tesciline, davacının taşınmazın bedel davasını açabileceğinin ihtarına karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanunun .... maddesi hükmüne göre ... sınırlandırması yapılmıştır.
İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgeler ve bu yolla saptanan dava niteliği dikkate alındığında, mahkemece davada taraf teşkili sağlanmadığından karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; dava konusu taşınmaz mera vasfıyla orta malı olarak sınırlandırılmıştır. Bilindiği üzere, meraların mülkiyeti Hazineye, kullanım hakları taşınmazın sınırları içinde bulunduğu köy ya da belediyeye aittir.
6100 sayılı HMK"nın 50. maddesinde medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın davada taraf ehliyetine de sahip olacağı, 51. maddesinde dava ehliyetinin medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği, 114/d maddesinde ise taraf ve dava ehliyetinin dava şartlarından olduğu ve 115. madde uyarınca da mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı düzenlenmiştir.
4721 sayılı TMK"nın 47, 48, 49 ve 50. maddelerinde de tüzel kişiliğin kazanılması, hak ehliyeti ile fiil ehliyeti ve bunun kullanılmasına ilişkin hükümler yer almaktadır.
442 sayılı Köy Kanununun 37/7 maddesi uyarınca da köy tüzel kişiliği adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisi köy muhtarına aittir. Köy muhtarının hukukî bir engelinin çıkması durumunda bu yetki aynı Kanunun 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanınmıştır.
Ancak, bozma kararından sonra yargılama sırasında 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren “On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair” 6360 sayılı Kanunun .... maddesi gereğince; ... ili mülkî sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.
Aynı Kanunun Geçici .... maddesinin onüçüncü fıkrasında; ".... maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olur" hükmü yer almaktadır.
4342 sayılı Mera Kanununun .... maddesine göre; mera, yaylak ve kışlakların kullanma hakkı bir veya birden çok köy veya belediyeye aittir. Bu yerler Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.
Somut olaya gelince; mahkemece, köy tüzelkişiliği kaldırıldığından davalı köyün bağlı bulunduğu İlçe Belediyesinin davaya katılımı sağlanarak taraf teşkil edilmeli, delilleri toplanmalı, ondan sonra davanın esası hakkında bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişi vekili ile davalı Hazinenin temyiz istemlerinin bu itibarla kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/06/2018 günü oy birliği ile karar verildi.