
Esas No: 2021/873
Karar No: 2021/2850
Karar Tarihi: 17.03.2021
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/873 Esas 2021/2850 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki maddi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, kiralamak suretiyle buğday ektiği 138 ada 18 parselde, 15/06/2015 tarihinde, davalı ... şirketinin sorumluluğundaki elektrik tellerinin birbirine teması sonucu yangın çıktığını, yangın nedeni ile ektiği 1200 m2 "lik yerin yandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL "nin olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini istemiş, ıslah dilekçesi ile talebini 4.104,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı, davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, olayın meydana gelmesinde şirkete kusur yüklenemeyeceğini ve illiyet bağının bulunmadığını, hattın bakım ve onarımının yapıldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 3.283,20 TL tazminatın olay tarihi olan 15/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükmün davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 04/10/2018 tarihli, 2016/22131E. ve 2018/9619 K. sayılı ilamı ile yanmış olan alanın hali hazırda tam olarak belli olmadığı ve fen bilirkişisinin alanı ölçmediği, sadece davacının beyanı esas alınarak zararın hesaplandığı, bu haliyle söz konusu raporun hükme esas alınabilecek nitelik ve yeterlilikte olmadığı, buna göre Yargıtay denetimine uygun rapor alınması gerektiği gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle fen bilirkişisinin de katılımıyla keşif yapılmış, alınan rapor sonucuna göre; taşınmazın 12055.19 m²"lik kısmının olay günü yangından zarar görmüş olduğu, zararın ise 4.791,94 TL olarak hesap edildiği, TBK md. 50 gereğince uğranılan zararın tam olarak tespit edilememesi gerekçesiyle %20 oranında hakkaniyet indirimi yapılarak davanın kısmen kabulüne, maddi tazminat olarak 3.833,55 TL"nin haksız fiil tarihi olan 15/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde, Yargıtay, hükmü temyiz edenin aleyhine bozamaz. (Aleyhe bozma yasağı). Bundan başka, taraflardan yalnız birinin hükmü temyiz etmesi halinde, Yargıtay"ın (temyiz eden tarafın lehine olarak) verdiği bozma kararına uyan yerel mahkeme de artık, temyiz eden tarafın, önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm veremez. Buna da "aleyhe hüküm verme yasağı" denir. Taraflardan yalnız birinin temyizi üzerine verilen bozma kararına uyan mahkemenin temyiz eden tarafın, önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm vermemesi ilkesi, usule ilişkin kazanılmış hak müessesesi ile de yakından ilgilidir." (Prof.Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, Cilt ;5, 2001, s; 4732 -4737)
Somut uyuşmazlıkta; mahkemece 12/01/2016 tarihli kararda 3.283,20 TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, anılan karar sadece davalı tarafından temyiz edilmiştir. Bozmaya uyan mahkemece 19/12/2019 tarihli kararda ise; maddi tazminat olarak 3.833,55 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, davalı aleyhine bu karar ile, davalının kazanılmış hakkı ihlal edilmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece; bozmadan önceki kararın, davalı tarafından temyiz edildiği ve ilk kararda hükmedilen miktarın temyiz eden taraf yararına kazanılmış hak oluşturduğu göz önünde bulundurularak, 3.283,20 TL tutarındaki maddi tazminat bedelinin davalıdan alınmasına karar verilmesi gerekirken, aleyhe hüküm verme yasağına aykırı olacak şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
Ne var ki bu yanlışlıkların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"un 438/7. maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 2 nolu bendinde yer alan "Maddi tazminat olarak 3.833,55 TL"nin haksız fiil tarihi olan 15/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine" cümlesinin çıkarılarak yerine "Maddi tazminat olarak 3.283,20 TL"nin haksız fiil tarihi olan 15/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine" cümlesinin yazılması; 4 nolu bendinde yer alan "Alınması gerekli 261,86 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 27,70 TL, ıslah harcı olarak yatırılan 68,38 TL, davalı tarafından bakiye karar harcı olarak yatırılan 101,50 TL olmak üzere toplam 197,58 TL"nin mahsup edilerek bakiye 64,28 TL harcın davalıdan alınarak Hazine"ye irat kaydına" cümlesinin çıkarılarak yerine "Alınması gerekli 224,26 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 27,70 TL, ıslah harcı olarak yatırılan 68,38 TL, davalı tarafından bakiye karar harcı olarak yatırılan 101,50 TL olmak üzere toplam 197,58 TL"nin mahsup edilerek bakiye 26,68 TL harcın davalıdan alınarak Hazine"ye irat kaydına" suretiyle hükmün düzeltilmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"un 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.