11. Hukuk Dairesi 2016/11807 E. , 2018/3593 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(FİKRİ VE SINAI HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ SIFATIYLA)
Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30/06/2016 tarih ve 2015/225-2016/630 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilin restoran hizmetleri alanında 2011/41885 sayılı tescilli "KERVAN+şekil" unsurlu markanın sahibi olduğunu, davalının, müvekkillerine ait markayı gerek işletmelerinin tabelasında, gerekse menülerde, kurye araçlarının üzerinde, tanıtım gereçlerinde, personel kıyafet ve önlüklerinde, restoranda kullanılan sarf malzemelerin üzerinde izinsiz olarak kullandığını ileri sürerek marka hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi ve şimdilik 5.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kullanımının davacının marka hakkına tecavüz oluşturmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi talebi ile dava açıldıktan sonra davalı tarafından buna son verildiği, bu eylemle meydana gelen maddi ve manevi zararların ne olduğu hususunda davacı tarafça delil sunulmadığı gerekçesiyle marka hakkına tecavüzün tespiti talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, marka hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, yargılama sırasında davalının, davacıya ait markayı kullanmayı bıraktığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmişse de her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmesi gerekir. Marka hakkına tecavüzün tespiti talebi yönünden davacının bu konuda dava açmakta hukuki yararı devam ettiğinden bu konuda olumlu olumsuz karar verilmemesi doğru olmadığı gibi, marka hakkına tecavüzün tespiti halinde davacıya maddi tazminat istemi yönünden 556 sayılı KHK’nın 66. maddesindeki tercih hakkı sorularak, gerektiğinde ticari kayıtlar defter ve belgeler üzerinde maddi tazminat hesabı için gerektiğinde bilirkişi raporu alınarak karar verilmesi, ayrıca tecavüzün tespiti halinde tecavüzün süresi ve boyutu
da değerlendirilmek suretiyle 556 sayılı KHK’nın 62/a maddesi gereğince uygun manevi tazminata da karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 15/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.