Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/2053
Karar No: 2015/1282
Karar Tarihi: 29.04.2015

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/2053 Esas 2015/1282 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2013/2053 E.  ,  2015/1282 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi(Müstemir Yetkili)

    Taraflar arasındaki “Kurum işleminin iptali ve tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Hatay İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 15.09.2010 gün ve 2010/241 E., 2010/227 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 11.10.2012 gün ve 2011/74 E., 2012/17166 K. sayılı ilamı ile;
    “…Dava, davacıya 01/2./2009 tarihi itibariyle bağlanan yaşlılık aylığının 01/02/2009 tarihi itibariyle iptali nedeni ile Davalı Kuruma 4.724.00 TL yersiz ödendiği iddia olunan maaş tutarı ile işlemiş faiz alacağı ve 301.36 TL tedavi giderinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.
    Davacının, davalı Kuruma verdiği 14.7.1997 tarihli Bağ-Kur"a giriş bildirgesi esas alınarak 18.2.1986 tarihinden geçerli olmak üzere kayıt ve tescilinin yapıldığı, yine davacının 23.3.2006 tarihli dilekçesi ile yurtdışında 31/01/1981-02./10/1985 tarihleri arasında geçen çalışma süreleri için borçlanma talebinde bulunduğu ve 02/01/2009 tarihli talebine binaen 01/02/.2009 itibariyle de yaşlılık aylığı bağlandığı,8.2.1986 tarihinde başlayan vergi kaydının halen devam etmesi yine 20.2.1986 tarihinde başlayan oda kaydını da halen devam diyor olması nedeniyle Kurum tarafından 25.9.2009 tarihli işlemle bağlanan yaşlılık aylığının başlangıcından itibaren iptal edildiği uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 16/06/2010 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanan 5997 sayılı Yasa ile 3201 sayılı Yasanın 6/B maddesinde yapılan değişikliğin geçmişe yönelik uygulanıp uygulanmadığı noktasında toplanmaktadır.
    3201 sayılı Yasanın 5754 sayılı Yasa ile değişik 6/B maddesinde; “Yasa hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabii çalışanlar, ikamete dayalı bir Sosyal Sigorta ya da Sosyal Yardım ödeneği olanlar ile Türkiye"de sigortalı çalışmaya başlayanların tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesilir. 31/05/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun Sosyal Güvenlik Destek Primi hakkındaki hükümleri, bu kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlar için uygulanmaz.
    Yurt içinde veya yurt dışında çalışması sona erenlerin veya ikamete dayalı bir ödenek alanlardan ödenekleri sona erenlerin, aylıklarının tekrar ödenmesi için yazılı talepte bulunmaları halinde, talep tarihini izleyen ay başından itibaren aylıkları tekrar ödenmeye başlanır.” şeklinde yasal düzenleme mevcut iken, 19/06/2010 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe giren 5997 sayılı Yasa"nın 15. maddesi ile 3201 sayılı Yasa"nın 6/B maddesi değiştirilmiş ve “Yasa hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabii çalışanlar, ikamete dayalı bir Sosyal Sigorta ya da Sosyal Yardım Ödeneği alanların aylıkları, tekrar çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesilir. Türkiye"de sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 31/05/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası"nın Sosyal Güvenlik Destek primine tabii olarak çalışmasına ilişkin hükümler uygulanır.” hükmü getirilmiştir.
    Görüldüğü gibi, 19/06/2010 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe giren 5997 sayılı Yasa ile, yurtdışı hizmetlerini borçlanarak yaşlılık aylığı bağlananlara Türkiye"de destek primi ile çalışabilme imkanı sağlanmıştır. Ne var ki, anılan bu yasa hükmünün geçmişe de yürütüleceğine ilişkin bir geçiş hükmü getirilmemiştir. Böyle olunca, 05/08/2008 tarihinden 19/06/2010 tarihine kadar Türkiye"de sigortalı çalışanların aylıklarının kesilmesi zorunludur. Yasada açık düzenleme bulunan hallerde yorum kurallarına gidilmesi ve geçmişe yönelik uygulanması mümkün değildir. Yargıtay HGK 7nun 15.6.2012 gün ve 2012/21-196 E,2012 /396 K sayılı kararı da aynı yöndedir.
    Somut olayda, davacının 19/06/2010 tarihinden önce devam eden vergi ve oda kayıtları nedeniyle 5510 sayılı Yasaya göre sigortalı çalışması bulunduğu sabit olduğuna göre,bağlanan yaşlılık aylığının başlangıcından itibaren kesilmesinde ve ödenen aylıkların geri istenmesinde yasaya aykırılık bulunmadığından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.”
    gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava; davacıya bağlanan yaşlılık aylığını iptal eden Kurum işleminin iptali ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
    Yerel mahkemece; davacının vergi mükellefiyetinin tahsis talebinden ve yaşlılık aylığı bağlanmasından önce başlamış olması nedeniyle davacıdan sosyal güvenlik destek primi (SGDP) kesilmesinin yeterli olduğu, bu nedenle davacıya bağlanan yaşlılık aylığının sonradan iptal edilmesinin yerinde olmadığı, davacının vergi mükellefiyetinin varlığını bilmesine karşın bunu yaşlılık aylığı bağlanmasına engel görmeyip sonuçları hakkında zamanında davacıyı bilgilendirmeyen Kurumun yaşlılık aylığını iptal etmesinin iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Davalı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda yer alan gerekçe ile karar bozulmuştur.
    Yerel mahkemece, bozmadan sonra yapılan araştırma sonucuna göre, davacının SGDP primi ödeyerek çalışmasını sürdürdüğü bu nedenle yaşlılık aylıkların istenmesinin MK 2 maddesinde belirtilen iyi niyet ve hakkaniyete aykırı olduğu ve sosyal hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmayacağı gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
    Direnme hükmü, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte bozmadan sonra yapılan araştırma sonucu oluşturulmuş yeni bir hüküm olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak değerlendirilmiştir.
    Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanun"un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi).
    Başka bir anlatımla; mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez (Hukuk Genel Kurulunun 26.06.2013 gün ve E:2012/9-1892, K:2013/881; 26.03.2014 gün ve E:2013/18-632, K:2014/394; 19.11.2014 gün ve E:2013/13-1206, K:2014/931 sayılı ilamları).
    Somut olayda ise; yerel mahkeme temyize konu kararında, ilk kararının gerekçesinde yer vermediği ve dolayısıyla Özel Daire tarafından değerlendirilmeyen “Mahkememizce 01.02.2009-08.09.2009 tarihleri arasında Sosyal Güvenlik Destek Primi kesinti miktarı SGK"dan sorulmuş ve cevap verilmiştir. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi"nin 29.03.2012 tarih 2011/896 Esas 2012/6225 Karar sayılı ilamıyla davacının uyuşmazlık konusu dönemde SGDP ödeyerek çalışması var ise kurumun yaşlılık aylığı alan davacının çalıştığını bildiği ve SGDP ödendiği halde anılan yasal düzenlemeye dayanılarak yaşlılık aylığını iptal ederek, ödenen aylıkları borç çıkarması ve davacının SGDP primi ödeyerek çalışmasını sürdürdüğü döneme yönelik ödenen aylıkların tahsilini talep etmesi MK 2 maddesinde belirtilen iyi niyet ve hakkaniyete aykırı olduğu” gerekçesine yer vererek, bozma sonrası yapılan araştırma sonucu ortaya çıkan yeni bir hukuki gerekçeye dayalı olarak "direnme" olarak adlandırdığı kararı vermiştir.
    Mahkemenin "direnme" olarak adlandırdığı temyize konu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni delil ve gerekçeye dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
    Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
    Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
    SONUÇ:Yukarıda gösterilen nedenlerle davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 21. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 29.04.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi