Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2017/1856 Esas 2018/4090 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1856
Karar No: 2018/4090
Karar Tarihi: 20.06.2018

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2017/1856 Esas 2018/4090 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Aslıye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir kullanım kadastrosu davasında verilen hüküm, Yargıtay tarafından incelenmek üzere istenilmiştir. Dava konusu taşınmazın kadastro tespiti yapılmış ve taşınmazın 2/B vasfı ile orman sınırları dışına çıkarıldığı belirtilmiştir. Taşınmazın tespiti 1996 yılında kesinleşmiş ve daha sonra kullanıcı güncelleme çalışması yapılmıştır. Davacı, taşınmazda 30 yıldır zilyetlik yaptığını ileri sürerek dava açmış ancak dava 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle reddedilmiştir. Ancak mahkeme kararında hakim ve zabıt katibinin ad soyadları ile sicil numaralarının gösterilmemesi sebebiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesine aykırı olduğu belirtilerek hüküm BOZULMUŞTUR. Kanun maddesi gereği mahkeme kararlarında hakim ve zabıt katibinin ad soyadları ile sicil numaralarının belirtilmesi zorunludur.
Detaylı bilgi için:
- 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesi: hak düşürücü süreler hakkında düzenlemeler yapar.
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesi: mahkeme kararlarının içeriğini ve düzenlenme şeklini belirler

16. Hukuk Dairesi 2017/1856 E. , 2018/4090 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "dava konusu taşınmazın geldisi olan 918 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 10.08.1995 tarihinde yapıldığı, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, taşınmazın 2/B vasfı ile orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ..."nın kullanımında olduğunun yazıldığı, taşınmazın tespitinin 05.01.1996 tarihinde kesinleştiği, bilahare taşınmazda kullanıcı güncelleme çalışması yapıldığı ve taşınmazın ikiye ifraz edildiği, dava konusu 1229 parsel sayılı taşınmazda kullanıcı değişikliği olmadığı, davacının, taşınmazda yaklaşık 30 yıldır zilyet olan babasının zilyetliği kendisine devrettiğini ve halen kendisinin zilyet olduğunu ileri sürerek 04.05.2011 ve 02.01.2012 tarihlerinde ayrı ayrı dava açtığı, davanın 1996 yılında kesinleşen kadastro tespitine karşı açılmış bir dava olduğu, 3402 sayılı Kanun"un 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın dinlenilme olanağının bulunmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde, mahkeme kararlarının neleri ihtiva edeceği ayrıntılı olarak belirtilmiştir. Belirtilen yasa hükmüne göre, hakim ve zabıt katibinin ad soyadları ile sicil numaralarının karar başlığında gösterilmesi zorunludur. Ne var ki, gerekçeli karar başlığında hakim ve zabıt katibinin ad soyadları ile sicil numaraları gösterilmemiştir. Hal böyle olunca, oluşturulan hükmün 6100 sayılı HMK"nın 297. maddesine aykırı olması nedeniyle, temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile sair yönler incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 20.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.