13. Ceza Dairesi Esas No: 2016/6868 Karar No: 2018/4806 Karar Tarihi: 02.04.2018
Karşılıksız yararlanma - mühür bozma - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2016/6868 Esas 2018/4806 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Karşılaşmaksızın yararlanma ve mühür bozma suçlarından mahkum olan sanık, kararın temyizi için başvurdu. Mahkeme, suçun oluşması için mühürlemenin kanuni dayanağı gerektiğini ancak özelleştirme nedeniyle elektrik idaresinin mühürleme güvencesinin sona erdiğini ve sanığın özel hukuk tüzel kişisi tarafından mühürlenmiş bir sayacı bozduğu için suç işlemediğini belirtti. Ayrıca, sanığın cezalandırılmasına yer olmadığının bildirilmesi gerektiği, cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesinin yasal dayanağı olmadığı, vekâlet ücretinin yanlış belirlendiği ve seçme hakkının yoksun bırakılması cezasının Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği belirtildi. Kanun maddeleri: 6352 sayılı “Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkındaki” Kanun'un geçici 2. maddesi, TCK 203, TCK 163/3, TCK 53/1/b.
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 1-Katılan kurum tarafından 13.07.2006 tarihinde sayacın mühülendiği, 17.09.2007 tarihinde mühürlerin sahte olduğunun belirlendiği, 02.07.2012 tarihinde kabul edilip 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı “Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkındaki” Kanun’un geçici 2. maddesinin 1. ve 2. fıkrası hükümleri birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde yapılan değişiklikle amaçlananın bu kapsam dâhilindeki suçlar bakımından kurum zararının ödenmesi halinde, olayın sanık ya da sanıkları hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilerek işin esasına girilmesinin önlenmesi olduğu gözetilerek, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 29/2-b maddesi gereğince, ziraat bilirkişisi de dahil olmak üzere elektrik bilirkişisinden tüketim değerlerini, tüketim föyleri ile karşılaştırmak suretiyle tekrar rapor aldırılması ve bilirkişinin tespit ettiği normal tarifeye göre vergiler dahil cezasız kaçak kullanım bedelini ödeyerek şikayetçi kurumun zararını gidermesi halinde 6352 sayılı Yasanın Geçici 2/2 maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine dair sanığa bildirimde bulunularak, sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde makumiyetine karar verilmesi, 2-Mühür bozma suçunun fiil öğesi bağlamında hukuka aykırılık unsurunun oluşması için mühürleme yetkisinin kanuni dayanağının bulunmasının zorunlu olduğu, elektrik idaresinin ise özelleştirildiği bu sebeple kayıt dışı elektrik kullanımının engellenmesini sağlayan mühürlemenin kamu güvencesine haiz olmadığı, ilgili kanunlarda özel şirketlere mühürleme yetkisi verildiğine ve buna aykırı davrananlar hakkında TCK’nun 203. maddesi hükümlerinin uygulanacağına ilişkin bir hükme yer verilmediği, buna göre özel hukuk tüzel kişisinin kamusal yetki kullanma hakkı olmadığından, Anayasa ve Kanuna dayalı kamusal yetkiyi kullanan bir makam tarafından konulmuş mühürleme güvencesinin özelleştirme nedeniyle sona erdiği bu nedenle sanığa yüklenen "mühür bozma" suçunun unsurları oluşmadığı gözetilmeden, sanığın atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, 3-Sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 163/3.maddesi ile uygulama yapıldığı sırada, yeterli gerekçe gösterilmeden alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayini, 4-Katılan kurum lehine maktu vekalet ücreti yerine dilekçe yazım ücretine hükmedilmesi, 5-Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK 53. madde 1. fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 02.04.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.