17. Hukuk Dairesi 2015/6737 E. , 2018/555 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; 08/10/2009 tarihinde davalının zorunlu trafik sigorta poliçesi ile kasko sigortacısı olduğu aracın davacılar murisi yaya ... ..."ye çarpması sonucu ..."nin vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik davacı ... için 45.000,00-TL davacı ... için 40.000,00-TL ve davacı ... için 40.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren ticari faizi ile öncelikle Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi kapsamında, poliçe limitini aşan miktarın da Kasko Poliçesi kapsamında davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davacılar vekili 29/09/2014 havale tarihli ıslah dilekçesiyle dava dilekçesinde 125.000,00-TL olarak talep edilen tazminat tutarını ıslah ederek her üç davacı için toplam 150.000,00-TL olarak ıslah etmiştir.Davalı vekili; sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusuru bulunmadığını, davalının da bu nedenle sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı bulunan aracın sürücüsünün dava konusu olayda kusursuz bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.Somut olayda, kaza tespit tutanağına göre meydana gelen kazada destek yaya yola birden çıkmaktan kusurlu, davalının sigortacısı olduğu araç sürücüsü kusursuz bulunmuştur. Ceza dosyasındaki keşif sonrası makine mühendisi tarafından düzenlenen 22.04.2011 tarihli kusur raporuna göre; kazada destek yayanın karşı tarafa geçmek için taşıt yoluna giriş yaptığından dolayı 6/8 oranında kusurlu olduğu, davalının sigortacısı olduğu araç sürücüsünün ise otomobilin teknik özellikleri ve gece görüşün kısıtlı oluşunu dikkate alarak hızını düşürerek geçiş yapmadığı, kendi beyanında 20 mt fren izi bulunduğuna göre kısa mesafeden yayayı gördüğünün anlaşıldığı, dolayısıyla yayayı göremeyecek kadar kontrolsüz geçmesinden dolayı 2/8 oranında kusurlu olduğu; yine ceza dosyasındaki Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 15/11/2011 tarihli kusur raporuna göre müteveffa yayanın olay mahallinde nizamlara aykırı olarak yayaların girmesi yasaklanmış karayoluna giriş yaptığı, buna rağmen sürücünün sevk ve idaresindeki otomobile ilk geçiş hakkını tanımaması ve korunma tedbiri almaması sonucunda kendi ölümüyle neticelenen kazada dikkatsiz, özensiz ve nizamlara aykırı davranışlarından dolayı asli ve tamamen kusurlu olduğu, davalının sigortacısı olduğu araç sürücüsünün ise fren intikal mesafesinde engelleyemediği anlaşılan kazada atfı kabil kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir.818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 53. maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 74. md.) gereğince; hukuk hakimi, ceza mahkemesince belirlenmiş ve kesinleşmiş olan maddi olgu ile bağlı ise de; kusurun bulunup bulunmadığı ve oranına ilişkin ceza mahkemesi kararı ile bağlı olmadığı gibi, kusura ilişkin saptamaya dayanan beraat kararı ile de bağlı değildir.
Mahkemece kusur bilirkişi raporu alınmadan ceza mahkemesince alınan 15/11/2011 tarihli rapor hükme esas alınarak sigortalı araç sürücüsünün kusursuzluğu itibariyle, davalı sigortacıda davacıların zararından sorumlu tutulamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece, ceza hakiminin kusur değerlendirmesinin, hukuk hakimini bağlamayacağı ilkesi gereği, ... 24. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2009/438 esas, 2011/778 karar sayılı ceza dosyasında aldırılan ve hükme esas alınan bilirkişi raporları da tartışılarak, İTÜ öğretim üyeleri veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan kusur hususunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık bilirkişi raporu aldırılarak, sonucuna göre davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusurlu çıkması halinde kusur oranı dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 05/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.