22. Hukuk Dairesi 2017/9884 E. , 2018/4326 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVALILAR : 1-AVİRA GIDA İNŞ. ARAÇ KİRALAMA TAAHHÜT A. Ş. ADINA VEKİLİ AVUKAT ...
2-SAĞLIK BAKANLIĞI ADINA VEKİLİ
AVUKAT ...
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 03.11.2005-19.10.2012 tarihleri arası çalıştığını, iş sözleşmesini emeklilik gerekçesi ile feshettiğini beyanla kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacaklarının davalılardan, genel tatil ve fazla mesai alacaklarını ise davalı Bakanlıktan tahsilini istemiştir.
Davalıların cevaplarının özeti:
Davalı Bakanlık vekili, Bakanlık ve hastanenin yemek işini ihale ile üstlenen firmalar arasında asıl işveren-alt işverenlik ilişkisi bulunmadığını, Bakanlığın ihale makamı olup yemek işini üstlenen firmaların işçilik alacaklarından sorumlu tutulamayacağını beyanla davanın reddini talep etmiştir
Davalı şirket vekili, emeklilik nedeniyle davacıya banka kanalıyla kıdem tazminatının ödendiğini, davacının belirli süreli sözleşmeyle çalıştığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davalılarca temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Davacı işçinin, 03.11.2005-19.10.2012 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı, mahkemece hükme esas teşkil eden bilirkişi raporunda, tanık beyanları değerlendirilerek davacının, haftanın altı günü 07:00-19:00 saatleri arası günlük bir buçuk saat ara dinlenme ile haftalık on sekiz saat fazla mesai yaptığı kabul edilmiştir.
Somut olayda fazla mesai alacağı konusunda yapılan işin niteliği ve taraf tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; dosyada fazla çalışma olgusunun ispatına yönelik olarak beyanları esas alınan davacı tanıklarının; davacı ile menfaat birliği içinde oldukları, davacı ile farklı birimlerde ve farklı çalışma saatlerinde çalıştıkları, davacının saat 15:00’ten sonra yaptığı çalışmalara ilişkin beyanlarının görgüye dayanmadığı, bu nedenle davacı tanıkların beyanlarına itibar edilmesinin isabetli olmadığı ancak dosya kapsamında dinlenen davalı tanığı ...’un beyanlarına göre de davacının fazla çalışmasının ispatlandığı, davalı tanığın beyanlarına göre davacının sadece 2009 yılında haftanın altı günü 07:00-19:00 saatleri çalıştığı, 2009 yılından sonra 07:00-15:00 ya da 09:00-19:00 arası çalıştığı anlaşıldığından davacının fazla mesaisini bu tanığın çalışma süresi ile sınırlı olarak 2009 yılı için haftalık on sekiz saat, 2009 yılı sonrası dönem yönünden haftalık ortalama 4,5 saat olarak ispatladığı değerlendirilerek söz konusu alacak hesaplanmalı ve hüküm altına alınmalıdır. Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
3-6100 sayılı HMK"nun 61. ve devamı maddelerine göre,taraflardan biri davayı kaybettiği taktirde 3.kişiye rücu edeceğini ve kendisine rücu edilebileceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı 3.kişiye ihbar edebilir.
İhbar yazılı olarak yapılır. İhbar sebebinin gerekçeleriyle birlikte açıklanması ve yargılamanın hangi aşamada bulunduğunun belirtilmesi gerekir.
Dava kendisine ihbar edilen kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı olan taraf yanında davaya katılabilir.
Müdahale talebinde bulunan 3.kişi, yanında katılmak istediği tarafı, müdahale sebebi ve bunun dayanaklarını belirten bir dilekçeyle mahkemeye başvurur. Müdahale dilekçesi, davanın taraflarına tebliğ edilir. Mahkeme, gerekirse taraflarla birlikte 3.kişiyi de dinlenmek üzere davet eder, gelmeseler dahi müdahale talebi hakkında karar verir.
6100 sayılı HMK"nın yukarıda belirtilen ilgili hükümleri dikkate alındığında mahkemece, davalı alt işveren şirketin, davanın ihbarını talep ettiği bir kısım taşeron şirketler ile ilgili olarak ihbar talebi değerlendirilmeksizin karar verilmesi hatalıdır.
Kabule göre de davacı lehine iki defa vekalet ücretine hükmedilmesi isabetli olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
N.E.