12. Ceza Dairesi 2017/3065 E. , 2019/4541 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 1-Sanıklar ... ve ... hakkında; 2863 sayılı Kanunun 74/2, 5237 sayılı TCK"nın 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
2-Sanıklar ... ve ... hakkında; 2863 sayılı Kanunun 74/2, 5237 sayılı TCK"nın 62, 5271 sayılı CMK"nın 231/5. maddeleri uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıklar ... ve ..."in mahkumiyetlerine ilişkin hüküm ile sanıklar ... ve ... hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar, sanık ... müdafii, sanık ... ve şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Şikayetçi Kültür ve Turizm Bakanlığına duruşma günü bildirilmediğinden, 5271 sayılı CMK"nın 260. maddesi uyarınca katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar gören sıfatıyla temyiz hakkının bulunduğu kabul edilip, suçtan doğrudan zarar gördüğü anlaşılan ve hükmü temyiz etmek suretiyle katılma iradesini ortaya koyan şikayetçi kurumun, 5271 sayılı CMK"nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmasına karar verilerek yapılan incelemede;
Katılan vekilince ibraz olunan 13/02/2017 havale tarihli temyiz dilekçesinin içeriğinde, dava ihbar edilmediği için katılma talebinde bulunulmadığı, suçtan zarar gören kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmediği, kararın bu yönden katılma talepli olarak temyiz edildiği belirtilip, “talep ve sonuç” bölümünde, “yukarıda açıklanan nedenlerle” kararın “vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmesi” nin istendiği anlaşılmakla, katılan vekilinin, vekalet ücreti ile sınırlı olarak temyiz isteminde bulunduğu değerlendirilmiş olup;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13/03/2012 gün, 6-386; 30/11/2010 gün, 5-237; 26/05/2009 gün, 50-130; 29/05/2007 gün, 114-113 sayılı ve benzer kararlarında vurgulandığı üzere, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 40/2, 5271 sayılı CMK"nın 34/2, 231/3, 232/6. maddeleri gereğince, hüküm ve kararlarda, başvurulacak yasa yolu, süresi, başvuru yapılacak mercii ile başvuru şeklinin anlaşılabilir nitelikte açıkça gösterilmesi zorunluluğuna rağmen, mahkemece dosyanın esasına ilişkin karar verildikten sonra, hükmün yasa yolu kısmında, sanıklar hakkındaki hüküm ve karar, sanıklar ... ve ... müdafinin yüzüne karşı verildiği halde, “kararın tüm sanıklar yönünden tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde” temyiz edilebileceği belirtilerek, yasa yolu süresinin başlangıç zamanının yanlış gösterilmesi suretiyle sanık ..."nın yanıltıldığının anlaşılması karşısında, 11/03/2015 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilen hükmü, CMUK"un 310/1. maddesinde öngörülen yasal bir haftalık süre içinde, 12/03/2015 tarihinde temyiz eden sanık ..."nın temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek, tebliğnamedeki (II) numaralı ret görüşüne iştirak edilmemiştir.
1-Katılan vekilinin, sanıklar ... ve ... hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, CMK"nın 231/12. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna tabi bulunduğu, temyize konu vekalet ücretine ilişkin talebin de açıklanması geri bırakılan hükmün fer"i niteliğinde olduğu ve bu konuda asıl karardan ayrı bir kanun yoluna başvurulamayacağı, aynı Kanunun 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda mercide yanılmanın başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağı nazara alınarak, katılan vekilinin temyiz isteminin, itiraz mahiyetinde değerlendirilmesi suretiyle, CMK"nın 264/2. maddesi uyarınca gereği merciince yapılmak üzere dosyanın incelenmeksizin mahkemesine iadesinin temini için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
2-Katılan vekilinin, sanık ... müdafinin ve sanık ..."nın, sanıklar ... ve ..."nın mahkumiyetlerine ilişkin hükme yönelik temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;
Sanıklara isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylem, 2863 sayılı Kanunun 74/1. maddesinde yaptırıma bağlanmış olup, anılan suç 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e maddesi uyarınca 8 yıllık zamanaşımına tabidir. Dava zamanaşımını kesen nedenlerin varlığı halinde süre yeniden işlemekte ise de, bu süre 67/4. maddesi uyarınca en fazla yarısına kadar uzayacağından, suç tarihi olan 02/01/2006 tarihinden itibaren 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık zamanaşımı inceleme tarihinden önce gerçekleşmiş olmakla, dosya içeriği itibariyle de, 5271 sayılı CMK"nın 223/9. maddesindeki derhal beraat kararı verilmesini gerektirir şartlar bulunmadığından, hükmün gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e, 67/4 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri gereğince sanıklar hakkındaki kamu davasının DÜŞMESİNE, 04/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.