(Kapatılan) 18. Hukuk Dairesi 2014/15594 E. , 2015/4492 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, ... Köyü 443 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Dairemize intikal eden aynı yöreden gelen dava konusu taşınmaza yakın parsellerin ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/416 Esas 2012/665 Karar (Dairemizin 2013/4944 Esas 2013/5737 Karar), ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/428 Esas 2013/42 Karar(Dairemizin 2013/13177 Esas 2014/179 Karar), ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/415 Esas 2012/737 Karar (Dairemizin 2013/13179 Esas 2014/180 Karar) sayılı dosyalarında bilirkişi kurulunca münavebeye buğday, buğday samanı ve arpa alınarak değerlendirme yapıldığı ve münavebe planının Dairemizce de uygun görüldüğü halde eldeki bu dosyada farklı münavebe uygulanmasının gerekçesi belirtilmeden buğday, buğday samanı ve fiğ alınması suretiyle hesaplama yapılması ve mahkemece de bu raporun hükme esas alınması,
2-Dava konusu taşınmazın tapu kaydının incelenmesinden, davalının dava konusu taşınmazda tam hisse ile malik olduğu anlaşılmış olup, mahkemece, tespit edilen kamulaştırma bedelinin davalıya tapudaki hisseleri oranında verilmesine şeklinde karar verilmiş olması,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
3-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi"nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden de hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.