14. Hukuk Dairesi 2021/474 E. , 2021/1706 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.03.2014 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evraklar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, ... ili .... ilçesi .... Köyü 373 parselde kayıtlı tarlanın halen kök muris ... adına kayıtlı olduğu, ..." ın ölümünden sonra mirasçıların kendilerine isabet eden yerleri zeminde ayırdıklarını ve bu güne kadar kullandıklarını, bazı mirasçıların hisselerini gayri menkul satış vaadi sözleşmesi ile devrettiklerini, murisin eşi ...."ın hissesini ..." a noterde sattığını, yine noter senedi ile ...."ın geri kalan hissesinden 8"er dönümü ..."a devrettiği, ...."ün yine noterden yapılan satış vaadi sözleşmesi ile 6.000 m²"yi ..." a sattığını, ..."ın da yine noter senedi ile hisseyi ..." a sattığı, ..." ın noter kanalı ile miras hakkında 2.000 m² yeri ...."a sattığı, ..."ın da bir kısım davacıların murisi olduğu, ..."ün noter senedi ile geri kalan 2.000 m² hissesini ..."a sattığı, bu nedenle ..."ün hissesinin tapuda kalmadığını, gayri menkul satış vaadi sözleşmesi ile davalıların satış senetlerindeki hisselerinin iptali ile davacılar adına tescilini istemiştir.
Davalı ... vekili, cevap dilekçesinde, satışın yapıldığı tarihte ..."ın mirasçı olmadığını, 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, ..."a yapılan satışın geçersiz olduğunu, müvekkilinin okuma yazmasının olmadığını, belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., ..., ..., ... ise yargılama aşamasındaki beyanlarında; eşit şekilde hisselerin verilmesini istediğini, davacıların kullandığı bir kısım yerin olduğunu beyan etmişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır. Elbirliği ortaklığına (iştirak halinde mülkiyete) konu bir taşınmazda elbirliği ortaklarından birinin, miras payını, ortaklık dışı bir kişiye satmayı vaat etmesi halinde sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerlidir. Ancak elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır.
Somut olaya gelince; mahkemece, dava konusu taşınmazın iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi olduğu, taşınmazdaki hisselerin satış vaadine konu yapılarak sözleşmenin tanzim edilmesi hukuken geçerli olduğu, ancak müşterek mülkiyete dönüştürülmeden sözleşmenin ifa olanağının olmadığı, böylelikle eldeki davanın erken açıldığı, ifa olanağının bulunmadığı, dava tarihi itibariyle talep edilebilir bir alacak bulunmadığından dava şartı yokluğu gerekçeleri ile dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmiş ise de karar, yanılgılı değerlendirme sonucu verildiğinden usul ve yasaya aykırıdır.
Şöyle ki;
1- 23.01.1963 tarihinde yapılan satış vaadi sözleşmesi taraflarının ile kök muris ... eşi... ile oğulları ... olduğu,
2- 01.04.1992 tarihinde yapılan satış vaadi sözleşmesi taraflarının ...kızları ... ve ... olduğu,
3- 27.11.1963 tarihinde yapılan satış vaadi sözleşmesi taraflarının ile kök muris ... eşi ... ile ....l kızı ... olduğu,
4- 16.03.1978 tarihinde yapılan satış vaadi sözleşmesi taraflarının ile kök muris ... kızı Z.... ile....eşi ... olduğu, sözleşmenin ve davanın tarafı olan bu kişilerin aynı zamanda Aydın 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/316 Esas ve 2014/682 Karar sayılı mirasçılık belgesine göre muris ...’ın mirasçıları olduğu anlaşıldığından elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında sözleşmenin yapılmış olması nedeni ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı mevcuttur.
Bu durumda, mahkemece işin esasına girilerek ve taraf delilleri değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurularak davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.03.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.