20. Hukuk Dairesi 2017/7980 E. , 2020/875 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü 226 parsel sayılı 6800 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 18 nolu vergi kaydı ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tesbit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine ve dava konusu parselin tesbit gibi davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2008/4640 E.- 2008/8295 K. sayılı kararı ile; "Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; uzman orman bilirkişi çekişmeli taşınmazın resmi belgelerde açık alanda kaldığını ve orman sayılmayan yerlerden olduğunu açıklamış ise de memleket haritasının renksiz fotokopisi üzerinde elle boyayarak ve kadastro paftası ile memleket harita ölçeklerini eşitleyerek çakıştırma yapmadan çekişmeli taşınmazın konumunu göstermiştir. Bu hali ile rapor yetersizdir. Ayrıca çekişmeli taşınmaza komşu olan 227 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak Orman Yönetiminin açmış olduğu kadastro tesbitine itiraz davasında 28.10.1983 tarihli uzman orman bilirkişisi Kemal Ungan tarafından düzenlenen raporda “çekişmeli 227 parsel sayılı taşınmazın kuzeyinin meşe bozuk baltalık ormanı, doğusunun kısmen meşe ormanı ve benzer nitelikte 226 nolu parsel,....) denilmekte olup, mahkemece ve uzman bilirkişilerce bu anlatım da dikkate alınmamıştır. Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.-K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.-K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.-K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren
orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı) ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir." gereğine değinilerek bozulmasına karar verilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden sonra 24.02.1994 tarihinde ilan edilip iş bu dava nedeniyle kesinleşmeyen orman kadastrosu bulunmaktadır. Arazi kadastro çalışmaları 1968 yılında yapılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 7139 sayılı Kanunun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına 19/02/2020 günü oy birliği ile karar verildi.