13. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/40152 Karar No: 2016/1193 Karar Tarihi: 21.01.2016
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/40152 Esas 2016/1193 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2015/40152 E. , 2016/1193 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı bankadan konut kredisi kullanarak konut satın aldığını ve konut üzerine rehin konduğunu, konut için davalı bankaca deprem sigortası yaptırıldığını, poliçe süresinin bitiminde kendisine durumun bildirilmediğini ve para kesintisi yapılmadığını, konutun depremde zarar gördüğünü ve bu zarardan davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek uğradığı zararın tahsilini istemiştir. Davalılar davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine anılan yasanın 3/d maddesinde, “hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet” olarak tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. 4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Somut olay değerlendirildiğinde; davacı ile davalı banka arasında tüketici kredisi kullanımına ilişkin sözleşme bulunduğu ve davacının Yasada tanımlanan şekilde tüketici ve davalı bankanın kredi veren kuruluş olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davaya bakmaya Genel mahkeme değil Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. O halde mahkemece davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, genel mahkeme sıfatıyla davanın esasına girilerek hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 2-Bozma nedenine göre, davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Birinci bentte açıklanan nedenlerle, temyiz edilen kararın BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 21/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.