16. Ceza Dairesi 2018/2786 E. , 2019/4110 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen beraat kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi ve bu karara ilişkin temyiz isteminin CMK"nın 286/2-a maddesi uyarınca reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyizin sebebine göre dosya incelendi gereği düşünüldü;
I- Temyiz isteminin reddine dair ek karara yönelik temyiz incelenmesinde;
Sanık hakkında “FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçunu işlediğinden bahisle 5237 sayılı TCK"nın 314/2, 53, 58/9 ve 3713 sayılı TMK"nın 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda “yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması” gerekçesiyle sanık hakkında 5271 sayılı CMK"nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat hükmü kurulduğu, bu kararın ilk derece mahkemesi Cumhuriyet savcısı tarafından sanık aleyhine istinaf edilmesi üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 17.01.2018 tarih ve 2017/1536 Esas, 2018/159 Karar sayılı kararıyla “istinaf başvurusunun esastan reddine” dair karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının söz konusu bu karara yönelik temyiz başvurusunda bulunması üzerine bu kez de Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi 26.01.2018 tarihli ek kararıyla “temyiz talebinin 5271 sayılı CMK"nın 286/2-a maddesi uyarınca reddine” yönelik hüküm kurduğu anlaşılmaktadır.
Silahlı terör örgütü üyesi olmak suçlarının 3713 sayılı TMK"nın 3. maddesinde düzenlenen mutlak terör suçlarından olması, aynı yasanın 5. maddesi kapsamında mutlak terör suçlarında her halükarda 3713 sayılı TMK"nın 5. maddesinin herhangi bir takdir hakkı olmaksızın uygulanmasının zorunlu olduğu, bu kapsamda “silahlı terör örgütü üyesi olmak suçlarında cezanın üst haddinin 10 yıldan fazla olduğu” nazara alındığında, sanık hakkında, “silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan ilk derece mahkemesince verilen beraat kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararına” karşı CMK’nın 286/2-g maddesi uyarınca temyiz kanun yolunun açık olduğu kabul edilmiştir.
Açıklanan nedenler ile sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan beraatine ilişkin karara yönelik Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan temyiz talebinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyizi kabil kararlardan olduğu anlaşılmakla; Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının ek karara karşı yaptığı başvurunun kabulüyle, 26.01.2018 tarihli ek kararın KALDIRILMASINA,
II- İstinaf başvurusunun esastan reddine dair 17.01.2018 tarihli karara yönelik temyiz incelemesinde;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Ayrıntıları Dairemizin 2017/1809 E. ve 2017/5155 sayılı kararında ve Dairemizce de benimsenen, istikrar kazanmış yargısal kararlarda açıklandığı üzere;
Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir. (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, sayfa 383 ve devamı)
Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin "suç işlemek amacı" olması aranır. (Toroslu özel kısım sayfa 263-266; Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt sayfa 28, Özgenç Genel Hükümler sayfa 280).
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Kuruluş, amaç, örgüt yapılanması ve faaliyet yöntemleri Dairemizin 2015/3 Esas sayılı kararında anlatılan ve nihai amacı, Devletin Anayasal nizamını cebir ve şiddet kullanarak değiştirmek olduğu anlaşılan FETÖ/PDY terör örgütünün başlangıçta bir ahlak ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması ve toplumun her katmanının büyük bir kesimince de böyle algılanması, amaca ulaşmak için her yolu mübah gören fakat sözde meşruiyetini sivil alanda dinden, kamusal alanda ise hukuktan aldığı izlenimi vermek için yeterli güce ulaşıncaya kadar alenen kriminalize olmamaya özen göstermesi gerçeği nazara alındığında, sanığın ilk defa 2006 yılında örgüte müzahir bankada hesap açtırmış olduğu ve uzun süredir söz konusu bankadaki hesaplarında rutin bankacılık işlemleri yaptığı göz önünde bulundurulduğunda sanığın örgüt talimatı bulunmaksızın yapmış olduğu bu eylemlerinin sanığın konum ve kişisel özellikleri de nazara alındığında, örgüt üyesi olduğunu ispat etmeye yeterli örgütsel faaliyet kapsamında değerlendirilemeyeceği gözetildiğinde, istinaf mahkemesinin sanığın beraatine dair hükme yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddine dair kararının usul ve yasaya uygun bulunduğundan;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.