Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/17806
Karar No: 2017/1320
Karar Tarihi: 22.02.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/17806 Esas 2017/1320 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, bir parselin restore edilmesi için tapunun kaldırılmasını talep etti. Mahkeme, davanın kabul edilmesine karar verdi. Temyiz eden dahili davalılardan bazıları kararın bozulmasını talep etti. Tapu kaydının hatalı olması durumunda kaydın iptal edilip parselin restore edilmesi gerektiği tartışmasızdır. Ancak, imar işlemi nedeniyle parselin tüm ortaklarının mahkemede yer alması gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme, davanın ortakların tümüne karşı açılması gerektiği sonucuna vardı. Türk Medeni Kanunu'na göre, bir ortakın tek başına dava açabileceği, ancak açılan davaya diğer ortakların olur vermesi gerektiği veya dava, bir miras şirketi temsilcisi tarafından sürdürülebilir. Mahkeme, mirasçıların muvafakatı olmadan davayı açtığı için kararın bozulması gerektiğine karar verdi. Bu kararda, Türk Medeni Kanunu'nun 701 ila 703. maddeleri ile Tebligat Kanunu'nun 21 /2. Maddesi detaylı ve açıklayıcı bir şekilde ele alınmıştır.
14. Hukuk Dairesi         2015/17806 E.  ,  2017/1320 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.09.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ..., ..., ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, dava konusu 573 ada, 49 sayılı parselin bulunduğu alanda ... Belediyesi"nce imar uygulaması yapıldığını, ancak anılan uygulamanın idari yargı yerinde iptal edildiğini, buna rağmen belediyece eski hale getirme işleminin yapılmadığını, bu nedenle kadastral parselin ihyası ile 381 metrekare olarak davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ve bazı dahili davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, dahili davalılardan ..., ... ve ... temyiz etmişlerdir.
    Bilindiği üzere; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır.
    O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK"nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Ayrıca; kadastral parselin ihyasının, imar

    uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır.
    İmar işleminin iptali sebebiyle kadastral mülkiyet durumunun ihyası isteğine ilişkin bu davalarda, taraflar arasında mülkiyet ihtilafının bulunmadığı; davacının talebinin kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu gözetilerek, hüküm altına alınması gerekli karar ilam harcı ile vekalet ücretinin maktu olması ve ayrıca yargılama gideri ve bu giderlerden sayılan vekalet ücretinden iptal edilen idari işlemi yapan davalı ..."nin sorumlu tutulması gerekir.
    Öte yandan, elbirliği halinde mülkiyette, mirasçılar arasında ortaklık bağı vardır. Bu kişiler mirasçı sıfatı ile bir mala veya hakka birlikte malik olmak durumundadır. Türk Medeni Kanununun 701 ila 703. maddeleri uyarınca bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği bulunmadığından ortaklardan her birinin eşya üzerinde doğrudan bir hakkı da yoktur. Bu anlatımın doğal sonucu olarak da mülkiyet bütünüyle ortakların tümüne aittir. Elbirliği mülkiyetinde malikler mülkiyet payını ayırmadığından eşya üzerinde paydaş değil ortaktır. Yine bu tür mülkiyette işin özelliği gereği ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Şayet davalı olacaklarsa davanın ortakların tümü aleyhine açılması gerekir.
    Türk Medeni Kanununda bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki açtığı bu davaya devam edilebilmesi için kural olarak öteki ortakların açılan davaya olur vermeleri ya da davanın miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile sürdürülebileceği benimsendiğinden ve dava ehliyetinin varlığı mahkemece re’sen araştırılması gereken hususlar arasında bulunduğundan davaya katılmayan ortakların olurları alınmalı veya Türk Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca miras şirketine temsilci atanmak suretiyle dava sürdürülmelidir.
    Somut olayda; davacı ... yargılama sırasında 30.12.2009 tarihinde vefat etmiş olup mirasçılarından ..."nin yukarıda açıklandığı üzere davaya muvafakatının sağlanması ya da davanın miras şirketine atanacak temsilci aracılığıyla sürdürülmesi gerekirken, anılan mirasçının Mernis adresine, Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik"te belirtilen esaslar göz ardı edilerek ilk elden T.K"nun 21/2. maddesine göre yapılan tebbligatın usulsüz olduğu düşünülmeksizin ve taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış, kararın belirtilen nedenlerle bozulması gerekmiştir.


    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım dahili davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 22.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi