23. Hukuk Dairesi 2015/3273 E. , 2016/3272 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı yüklenici vekili, taraflar arasında 14.07.2010 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, davalı tarafından ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2013/95 D.İş sayılı dosyası üzerinden yaptırılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporunda müvekkilince yapılan imalatların bedelinin 1.396.001,80 TL olarak hesaplandığını, sonrasında davalının inşatın yapımına engel olduğunu, davalı lehine haksız kazanç ve sebepsiz zenginleşme olduğunu ileri sürerek, 6100 sayılı HMK"nın 107. maddesi uyarınca toplanacak delillere göre şimdilik 10.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren işletilecek ticari reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı arsa sahibi vekili, müvekkilinin sebepsiz zenginleşmesinin söz konusu olmadığını, HMK"nın 107. maddesindeki belirsiz alacak davasının ancak zararın baştan belirlenemediği, bir inceleme sonucu tam olarak tespiti mümkün olan tazminat taleplerinde söz konusu olabileceğini, davacının alacak miktarının tam olarak belirlenebilecek durumda olduğunu, bu nedenle belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin dilekçesi ve eki tespit dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre davanın açıldığı tarih itibariyle alacağın miktar ve değerinin tam olarak belirlenebilecek durumda olduğundan davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın HMK"nın 114/1-h ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan imalat bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında ... 4. Noterliği"nin 14.07.2010 tarih ve 4488 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmıştır. Davalı arsa sahibi tarafından yaptırılan ve ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2013/95 D.İş sayılı tespit dosyasında inşaat mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 29.07.2013 tarihli tespit bilirkişi raporunda, ....ı"nın 16.07.1985 tarihli ve 85/9707 sayılı kararı ile yürürlüğe giren Mimarlık ve Mühendislik Hizmetleri Şartnamesi gereğince mimarlık ve mühendislik hizmet bedellerinin hesabında kullanılacak 2013 yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri esas alınarak ve inşaatın birim alanı için 650,00 TL/m² bedel üzerinden birim
fiyat ile yapılan hesaplamada yüklenicinin yaptığı inşaat imalat bedeli 1.396.001,80 TL olarak hesaplanmıştır. Davacı, sözleşme gereği yaptığı imalat bedellerinin tahsili için açtığı işbu davada, söz konusu tespit raporundan bahisle, bilirkişi tarafından 1.396.001,80 TL imalat bedeli hesaplandığını belirterek, HMK"nın 107. maddesi gereği belirsiz alacak davası açmış ve şimdilik 10.000,00 TL"nin tahsilini istemiş; mahkemece, anılan tespit raporu ve dava dilekçesinde bu rapora dayanılması nedeniyle, davacının alacağın miktarını tam ve kesin olarak bildiğinden belirsiz alacak davası açılamayacağı gerekçesiyle davanın HMK"nın 114/1-h ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermiştir.
Belirsiz alacak davası 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 107. maddesinde düzenlenmiştir. HMK"nın 107.maddesine göre, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklının, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabileceği, karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacının, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabileceği, kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davasının da açılabileceği ve bu durumda hukuki yararın var olduğunun kabul edileceği hükme bağlanmıştır.
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, eldeki davada da davacı yüklenici yaptığı imalat bedelini talep ettiğinden, tarafların delilleri de toplanıp, mahallinde keşif yapılarak, imalatlar incelenip konusunda uzman bilirkişiden ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınmak suretiyle yüklenicinin o güne kadar yaptığı imalatların bedelinin imalatların yapıldığı yıllar itibariyle ve anılan yıllardaki mahalli serbest piyasa rayiçlerine göre hesaplanıp tespiti gerekmektedir. Mahkemece, davalı tarafından yaptırılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporuna dayanılarak, davacı tarafından imalat bedelinin tam ve kesin olarak bilindiği gerekçesiyle hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmiş ise de, tespit bilirkişisinin hesaplamada kullandığı .... Fiyatları arasında hesaplama yöntemi bakımından belirgin farklar olması nedeniyle, .... Fiyatları ile yapılan hesaplamada imalat bedelinin tam ve kesin olarak belirlendiğinden bahsedilmesi mümkün değildir.
Bu durumda, gerçek imalat bedelinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi için ancak yukarıda anılan Mahalli ... Fiyatları esas alarak belirlenebileceğinden davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır.
Şu halde, mahkemece tarafların delilleri toplanıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davanın reddi doğru olmamış, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.