22. Hukuk Dairesi 2015/26616 E. , 2018/4293 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ve davalı Sağlık Bakanlığı vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin Sağlık Bakanlığı bünyesinde bulunan ... Devlet Hastanesi"nde 20.01.2008 tarihinde çalışmaya başlayıp, malulen emeklilik nedeniyle iş sözleşmesini feshettiği 03.12.2014 tarihine kadar aralıksız çalıştığını, emeklilik nedeni ile iş sözleşmesini feshedip yasal haklarını talep etmesine rağmen kıdem tazminatının bugüne kadar ödenmediğini iddia ederek, 7.789,00 TL kıdem tazminatının faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının hizmet yılı ve prim ödeme gün sayısının dolması nedeniyle emekliliğe hak kazandığı, 1475 sayılı Yasanın 14. maddesi gereğince kıdem tazminatını hak ettiği, yargılama sırasında davalı Bakanlık tarafından davacıya 9.287,82 TL ödeme yapıldığı, bu itibarla davanın konusunun kalmadığı ancak 6552 Sayılı Yasanın 8. maddesi gereğince kıdem tazminatından asıl işveren Sağlık Bakanlığının sorumlu olduğu, davalı ... Temizlik Şirketi bakımından husumetin oluşmadığı yönünde karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davacı vekili ile davalılardan Bakanlık vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Davacının kıdem tazminatından davalı son alt işverenin sorumlu olup olmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 112. maddesine 6552 sayılı Kanun"un 8. maddesi ile eklenen fıkralarda, 04.01.2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu"nun 62. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatları bakımından; alt işverenlerinin değişip değişmediğine bakılmaksızın aralıksız olarak aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde çalışmış olanların bu şekilde çalışmış oldukları sürelere ilişkin kıdem tazminatına esas hizmet sürelerinin, aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde geçen toplam çalışma süreleri esas alınarak tespit olunacağı, bunlardan son alt işverenleri ile yapılmış olan iş sözleşmelerinin 4857 sayılı Kanun"un 120. maddesi uyarınca yürürlüğü devam eden mülga 1475 sayılı İş Kanunu"nun 14. maddesine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanların kıdem tazminatlarının ilgili kamu kurum veya kuruluşları tarafından, işçinin banka hesabına yatırılmak sureti ile ödeneceği hususları düzenlenmiştir.
6552 sayılı Kanun"un 8. maddesi ile değişik 4857 sayılı Kanun"un 112. maddesinde kamu işverenleri arasındaki rücu işlemi düzenlenmiş olmakla birlikte, kamu asıl işvereninin alt işverenlere rücu işlemine dair herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği anlaşılmaktadır. 4857 sayılı Kanun"un 2/6. maddesi hala yürürlükte olup, anılan kanun hükmü gereğince asıl işveren alt işveren ilişkisinde asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.
Bu çerçevede, son alt işveren ile asıl işveren tüm işçilik alacaklarından birlikte sorumludur. Önceki alt işverenler ise kıdem tazminatı açısından kendi çalıştırdıkları süre ve devir anındaki ücret seviyesiyle sınırlı sorumludur. Önceki alt işverenlerin ise devir nedeniyle fesih söz konusu olmadığından feshe bağlı haklardan olan ihbar tazminatı ile yıllık izin alacağından sorumlulukları yoktur. Diğer işçilik alacaklarından ise önceki alt işverenler kendi çalıştırdıkları sürede doğan alacaklardan sorumludur ve sorumlulukları devir tarihinden itibaren 2 yıllık hak düşürücü süreyle de sınırlıdır.
Yargıtay ilke kararlarında işçilik alacaklarından işverenlerin sorumlulukları yukarda belirtildiği üzere kabul edilmektedir. 6552 sayılı Kanun"un 8. maddesi ile 4857 sayılı Kanun’un 112. maddesine eklenen son fıkra ile Kamu İhale Kanunu kapsamında alt işverene bırakılan işlerde çalışan işçilerin, kıdem tazminatına esas hizmet sürelerinin birleştirileceği ve son kamu kurum ve kuruluşu tarafından kıdem tazminatının ödeneceği düzenlemesi getirilmiştir.
Buradaki asıl sorun, 112. maddeye eklenen fıkralarla, kamu kurumları açısından kıdem tazminatından sorumluluğun salt son işveren kamu kurumu ile sınırlandırılıp sınırlandırılmadığıdır. 4857 sayılı Kanun’un 2. maddesi hükmüne göre; kıdem tazminatından asıl işveren ve alt işverenin birlikte sorumluluğunun söz konusu olduğu ve sözü edilen hükümde bir değişiklik yapılmadığı halde Kamu İhale Mevzuatına tabi alt işverenlik sözleşmeleri kapsamında çalışanların kıdem tazminatının salt son kamu kurumunda ödeneceğinin öngörülmesi, işçi açısından seçimlik hakkı bertaraf etmeyecektir.
Somut olayda; Mahkemece 6552 sayılı Torba Kanun"un 8. maddesi ile alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatlarının ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından ödenecek olduğu bildirildiğinden davalı Sağlık Bakanlığı"nın sorumlu olduğu kabul edilmiş ve yargılama aşamasında davacıya Bakanlık tarafından ödeme yapıldığından dava hakkında "karar verilmesine yer olmadığı" na ilişkin karar tesis edilmiş, diğer davalı son alt işveren şirket yönünden ise husumetin oluşmadığı belirtilerek lehine vekalet ücreti takdiri ile yetinilmiştir.
Ne var ki, 4857 sayılı Kanun"un 112. maddesindeki yeni düzenleme, aynı Kanun"un 2/6. maddesinde yer alan asıl işveren ve alt işverenin işçiye karşı birlikte sorumlu olduğuna ilişkin hükmü ortadan kaldırmamaktadır. Dolayısı ile somut uyuşmazlık açısından bakıldığında; davalı son alt işveren ... Temizlik şirketi bakımından da kıdem tazminatından sorumluluğun ortadan kalkmadığı, dava konusu tazminattan her iki davalının müşterek ve müteselsilen sorumlu oldukları ancak ödeme dolayısı ile "karar verilmesine yer olmadığı" kararı verilerek hüküm kurulması gerektiği, dolayısı ile kendisine de husumet düşen ... şirketi lehine vekalet ücreti takdirinin hatalı olduğu ve ek olarak Bakanlığın harçtan muaf olduğu hususunun gözetilmesi gerekirken söz konusu şekilde hüküm tesisine gidilmesi hatalı olmuştur. Ancak söz konusu bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/8. maddesi uyarınca hükmün aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
Sonuç:
Temyize konu olan kararda;
"Daha önce alınan 133,05 TL harçtan karar ve ilam harcı olan 27,70 TL harcın mahsubu ile kalan 105,35 TL harcın davacıya iadesine," hüküm fıkrasının çıkartılarak, yerine "Daha önce alınan 133,05 TL harçtan karar ve ilam harcı olan 27,70 TL harcın mahsubu ile kalan 105,35 TL harcın davalı ... Temizlik Tic. Aş"den alınarak davacıya verilmesine" fıkrasının eklenmesine,
"Davacı tarafından yapılan 56,70 TL harç ve 46,00 TL masraftan oluşan toplam 102,70 TL yargılama giderinin davalı Sağlık Bakanlığından alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına," hüküm fıkrasının çıkartılarak, yerine "Davacı tarafından yapılan 56,70 TL harcın davalı ... Temizlik Tic. Aş"den alınarak davacıya verilmesine, 46,00 TL yargılama giderinin de davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına," fıkrasının eklenmesine,
"Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Üceret Tarifesi uyarınca hesaplanan 1.500,00 TL vekalet ücretinin davalı Sağlık Bakanlığından alınarak davacıya verilmesine," rakam ve sözcüklerinin silinerek, yerine "Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Üceret Tarifesi uyarınca hesaplanan 1.500,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine," rakam ve sözcüklerinin yazılmasına,
"Davalı ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Üceret Tarifesi uyarınca hesaplanan 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ... ye verilmesine," hüküm fıkrasının da hükümden tamamen çıkartılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının talep halinde ilgiliye iadesine 21.02.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.