11. Hukuk Dairesi 2016/11993 E. , 2018/3579 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28/04/2016 tarih ve 2014/682-2016/473 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketteki hissesini davalı ..."e noter senedi ile devir ve temlik etmesine rağmen şirket tarafından devir sözleşmesinin ticaret siciline tescil edilmemiş olduğunu, müvekkilinin mağdur olduğunu ileri sürerek davalı ..."e yapılan hisse devrinin tespiti ile devrin ticaret siciline tescil ve ilanına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin hisseyi noter senedi ile Mustafa Dal"a devrettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davacıdan hisse devrini aldıktan sonra şirketin birikmiş borçlarından dolayı ilan ve tescilin yapılamadığını, şirket borçlarının ödenmesinin akabinde ilan ve tescil işlemini yapabilmelerinin mümkün olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; 6102 sayılı TTK"nin 598/2. maddesi gereğince, şirket müdürü tarafından tescil yaptırılmaması halinde ayrılan ortağın adının silinmesi için ticaret siciline başvurabileceği, Yasa"nın bu hükmüne göre, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı olmadığı, hukuki yarar olmasının dava şartı olduğu, dava şartının bulunmaması gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve idari işlem niteliğinde olan ticaret siciline tescil işlemi için mahkemece hüküm kurulamayacak olmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Dava, limited şirkette hisse devrinin tespiti, sicile tescili ve ilanı istemlerine ilişkindir. Devir tarihi itibariyle uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nin 520. maddesi uyarınca; limited şirketlerde hisse devrinin gerçekleşmesi için ilk olarak, hisse devir sözleşmesinin yazılı olması ve imzaların Noter tarafından tasdik edilmesi, ikinci olarak, devir işleminin Ortaklar Kurulu kararıyla kabul edilmesi ve son olarak pay defterine işlenmesi gerekir.
Somut olayda bu üç işlem de gerçekleştiğine göre, davacının hisse devrinin tespiti talebi yönünden, hukuki yararın var olduğu gözetilerek tespite karar verilmesi gerekirken bu talep bakımından da davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 15/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.