23. Hukuk Dairesi 2015/481 E. , 2016/3250 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili yüklenici ile davalı arsa sahipleri arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 25. maddesi uyarınca davalıların taşınmaz üzerinde bulunan gecekonduları kaldırıp arsayı yükleniciye boş olarak teslim edecekleri ve temiz kağıdını yükleniciye vereceklerinin kararlaştırıldığını, ancak davalı arsa sahiplerinden ..."in borcundan dolayı aleyhine yapılan takip neticesinde dava dışı alacaklı tarafından taşınmazın satışı talebi ile izale-i şüyu davası açıldığını, davada sözleşmenin tarafı olan davalılardan ..., ..., ... ve ..."in davayı kabul ettiklerini beyan etmesi üzerine taraflar arasında yapılan sözleşmenin ortadan kalktığını, ifasının imkânsız hale geldiğini, davalıların sözleşmeyi kötüniyetli olarak feshettiklerini, sözleşme uyarınca davalı arsa sahiplerinin yapılan masraflardan, işe başlanılamaması nedeniyle uğranılan zarardan ve sözleşme gereği 10 katı cezai şarttan sorumlu olduklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere yapılan harcamalar nedeniyle 22.438,00 TL, cezai şart olarak 10.000,00 TL ve kâr mahrumiyeti olarak da 5.000,00 TL olmak üzere toplam 37.438,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ..., ..., ... vekili, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; elbirliği halinde arsa paydaşı ..."in borcu nedeniyle taşınmaz üzerine işlenen haciz şerhi arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi öncesi konulmuş ise de, sözleşmenin 25. maddesi uyarınca arsa sahiplerinin taşınmazı boş ve borçsuz olarak teslimle yükümlü olduğu, ancak bunun gerçekleştirilemediği, açılan ve kabul edilerek kesinleşen ortaklığın giderilmesi davasıyla da arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin ifasının imkânsız hale geldiği, bu durumda yüklenici davacının yaptığı masrafları sebepsiz zenginleşme ya da vekaletsiz iş görme hükümlerine göre isteyebileceği, sözleşmenin ifasının imkânsız hale gelmesinde arsa sahiplerinden ..., ... ve ..."nun bir kusurunun bulunmadığı, elbirliği halinde paydaş olan ve ortaklığın giderilmesi davasını da kabul eden diğer paydaşların kusurundan kaynaklandığı, ayrıca ifanın imkânsız hale gelmesi nedeniyle sözleşme gerekleri de yerine getirilemeyeceğinden davacı yüklenicinin kâr mahrumiyeti ve cezai şarta yönelik istemlerinin yersiz olduğu gerekçesiyle, davalılar ..., ... ve ... hakkında açılan davanın reddine, diğer davalılar....l hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile 22.437,99 TL"nin dava tarihinden itibaren ticari/avans faizi ile birlikte adı geçen davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalılar ..., ..., ... ve ... temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar ..., ... ve ..."in yargılama aşamasında tebligatların usulsüz yapıldığına ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davalı ..."in yargılama aşamasında tebligatların usulsüz yapıldığına ilişkin temyiz itirazları yönünden;
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesi, "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." hükmüne; tebliğ tarihinde yürürlükte bulunan Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik"in 30. maddesinde ise; " Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir." hükmüne yer verilmiştir.
Davalı ..."e dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ mazbatasında muhatabın adreste bulunmama sebebinin sorulduğu komşu Fazıl Doğan"ın imzası ya da imzadan kaçınıldığına dair bir beyan yer almadığından, Tebligat Kanunu"nun 21. ve Yönetmeliğin 30. maddeleri uyarınca yapılan tebligatlar usulsüzdür. Tebligat yapılan adresin adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri (MERNİS) adresi olmadığı anlaşıldığı gibi, tebliğ mazbatasında da adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri (MERNİS) adresi olduğu yazılmadığından, bu tebligatların Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi hükmüne uygun olduğu da söylenemez.
Ülkemizin de tarafı olduğu ve Anayasa"nın 90. maddesi gereği iç hukukun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6, 1982 Anayasası"nın 36. maddesinde adil yargılanma hakkına yer verilmiştir. 6100 sayılı HMK"nın 27. maddesinde ise adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olarak hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiş olup, bu hak yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini, kararların somut, açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir.
Dava dilekçesinin tebliği ile davalı savunma hakkını kullanma olanağını kazanır ve cevap süresi işlemeye başlar. Esasa ve usule ilişkin savunma ve delillerini, dava dilekçesinin içeriğine göre ileri sürebilmesi için dava dilekçesinin tebliği zorunludur.
Açıklanan bu ilkeler doğrultusunda mahkemece, dava dilekçesi ve duruşma günü davalı ..."e usulüne uygun olarak tebliğ edilerek, iddia edilen hususlar hakkında savunma hakkı verilip, varsa usule ya da esasa ilişkin savunma ve delilleri üzerinde durulması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, adı geçen davalı tarafın yokluğunda dava görülerek hüküm tesisi, anılan düzenlemelerin öngördüğü adil yargılanma hakkının ihlâli ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurduğundan doğru görülmemiştir.
3-Bozma nedenine göre, davalılar ..., ..., ... ve ..."in diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar ..., ... ve ..."in yargılama aşamasında tebligatların usulsüz yapıldığına ilişkin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ..."in yargılama aşamasında tebligatların usulsüz yapıldığına ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı ... yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz eden davalıların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.