2. Hukuk Dairesi 2016/8027 E. , 2017/13465 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Kişisel Eşyanın İadesi-Ziynet Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı- karşı davalı kadın tarafından, erkeğin davasının kabulü, tazminatların ve nafakaların miktarı, ziynet alacağı talebinin reddi yönünden, davalı- karşı davacı erkek tarafından ise, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin tüm, davacı- karşı davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.
3-Davacı-karşı davalı kadın ziynetlerin davalı-karşı davacı erkeğin ailesine ait kasada olduğunu belirterek; dava dilekçesinde cins, nitelik ve sayısını açıkladığı ziynet eşyalarının aynen olmadığı taktirde bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiş; davalı-karşı davacı erkek de bunların davacı-karşı davalı kadın tarafından evden ayrılırken yanında götürüldüğünü savunmuştur. Erkeğin, dava dilekçesinde belirtilen ziynetlerin cins, nitelik ve sayısına bir itirazı bulunmamaktadır. Ziynet eşyaları kural olarak kadına özgü ve taşınabilir nitelikte eşya olduğundan; aksi kanıtlanıncaya kadar kadına ait sayılır ve kadının üzerinde taşıması asıldır. Bu nedenle, ortak konuttan normal bir şekilde ayrılan bir kadının ziynetlerini de yanında götürmesi olağan yaşam deneyimine uygun olup; böyle bir durumda ziynetlerin konutta kaldığını da kadın ispat etmelidir. Kadının ortak konuttan normal olmayan koşullarda ayrılması durumunda ise, o koşullarda kadının ziynetlerini yanına alması beklenemeyeceğinden, ispat yükü erkeğe ait olup; davalı- karşı davacı ziynetlerin kadın tarafından yanında götürüldüğünü ispat etmelidir. Toplanan delillerden , davacı- karşı davalı kadının en son olayda babasının evine bayram ziyaretine gittiğinde davalı-karşı davacı erkek tarafından fiziksel şiddete maruz kalıp babasının evine bırakıldığı anlaşılmakladır.
Bu durumda ziynetler yönünden ispat yükü davalı- karşı davacı üzerindedir. Davalı-karşı davacı erkek ise gösterdiği delillerle, ziynetlerin davacı- karşı davalı kadın tarafından yanında götürüldüğünü kanıtlayamamıştır. Davalı-karşı davacının tanıklarının ziynetlerle ilgili anlatımları olağan yaşam deneyimlerine uygun düşmeyip; inandırıcı değildir. O halde, davacı- karşı davalı kadının dava dilekçesinde cins, sayı ve niteliklerini bildirdiği ziynetler ve dosyaya sunulan fotoğraflar esas alınarak; bu ziynetlerin dava tarihindeki bedellerinin ayrı ayrı belirlenmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılması ve diğer delillerle birlikte değerlendirilerek gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentt gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 28.11.2017