8. Hukuk Dairesi 2009/6563 E. , 2010/610 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ...1. Asliye Hukuk Mahkemesi
R.. Ş.. ile Hazine ve dahili davalı ... Turizm Yatırım ve İşletmeleri AŞ aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ...1.Asliye Hukuk Hâkimliğinden verilen 14.05.2009 gün ve 500/329 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davacı R.. Ş.. vekili ve davalı Hazine vekili, duruşmasız olarak incelenmesi ise; Silkar Turizm Yatırım ve İşletmeleri AŞ vekili taraflarından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 09.02.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı Hazine vekili Avukat Gülçin Türkucu, davacı R.. Ş.. vekili Avukat Yusuf Kaya geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, satın alma ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik hükümleri uyarınca; öncesi 542 parsel olan 980 parsele ait Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, hükmen kumluk niteliği ile tespit dışı bırakılan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, bu nedenle kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle edinilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı Hazine yanında davaya katılan ... Turizm Yatırım ve İşletmeleri A.Ş vekili ise; davaya konu yerin davalı Hazine tarafından kendilerine usulüne uygun şekilde tahsis edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istediklerini bildirmiştir.
Mahkemece, “davanın reddine, dava konusu yerin kumluk olduğu hükmen belirlenmiş olması nedeniyle Hazine adına oluşturulan tapunun iptali yada terkini için Mal Müdürlüğü Milli Emlak Servisine, tahsisin iptali için de Mal Müdürlüğü Milli Emlak Servisine, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne ihbarda bulunulmasına karar verilmesi üzerine; hükmün, redde ilişkin bölümü davacı vekili, ihbara ilişkin bölümleri ise davalı Hazine vekili ve katılan şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya arasında bulunan bilgi ve belgelere göre dava konusu taşınmazın öncesini oluşturan 542 parselin 7.10.1963 tarihinde yapılan tapulama çalışmaları sırasında “kumluk” niteliği ile Hazine adına tespit edildiği, Hazine, Denizyaka Köyü Muhtarlığı
bazı gerçek kişiler tarafından açılan tespite itiraz davası sonucunda Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleşen Manavgat 2. Tapulama Mahkemesinin 30.12.1986 tarih 1982/672 Esas ve 1986/ 232 Karar sayılı hükmü uyarınca kumluk niteliği ile tapulama dışı bırakıldığı, daha sonra bu alanın 300.000 m² lik bölümünün 3.3.1993 tarihinde idari yolla davalı Hazine adına 980 parsel olarak tescil edildiği ve dava konusu olan sicilin bu şekilde oluştuğu anlaşılmaktadır. Yukarıda tarih ve numarası yazılı Manavgat 2. Tapulama Mahkemesi hükmünün onanmasına ilişkin bulunan Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 13.12.1988 tarih ve 11685-12599 sayılı kararındaki açık değerlendirmede; dava konusu taşınmaz Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki deniz suyu hareketleri ile oluşan deniz kumluğu olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16. maddesi hükmünce özel mülkiyete konu olamayacağı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile iktisap edilemeyeceği ve kadastroya tabi tutulamayacağı belirtilmiştir.
Deniz kumlukları TMK.nun 715/2 ve 999. maddeleri uyarınca Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve özel mülkiyete konu olmayan yerlerden olup, süresi neye ulaşırsa ulaşsın kazandırıcı zaman aşımı ve zilyetlik yolu ile edinilmeleri mümkün değildir.Böyle bir yerin; daha sonra idarece yapılan kıyı kenar çizgisi dışında bırakılmış olması da; o yerin özel mülkiyete konu yapılabileceği ve kazanmayı sağlayan zilyetlik yolu ile edinilebileceği anlamına gelmez. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 26.4.1983 tarih 1983/4377 Esas ve 1983/4925 Karar sayılı hükmünde de belirtildiği üzere; Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki, kimsenin mülkü olmayan, kamunun yararlanmasına yasa gereği özgülenmiş bir taşınmazın bir kişi veya Hazine adına tapuya tescil edilmiş olması da hukuk açısından bir hüküm ifade etmez. Batıl ve geçersiz bir kayıt sayılır. Tapu Sicil Nizamnamesine göre tapu sicil memuru bu şekilde düşürülmüş bir kaydı silmeye yetkili ve hatta görevlidir.
Mahkemece, bu yönler gözönünde tutularak yazılı şekilde karar verilmesinde her hangi bir isabetsizlik bulunmadığından; davacı vekili ile davalı Hazine vekili ve davaya katılan Şirket vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 15,60 TL peşin harçın onama harcına mahsubu ile kalan 1,55 TL’nin temyiz eden dahili davalı Şirket ile davacıdan ayrı ayrı alınmasına, 2588 sayılı Kanunla eklenen 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi uyarınca Hazineden harç alınmasına mahal olmadığına 09.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.