9. Hukuk Dairesi 2016/9641 E. , 2016/7881 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, prim alacağı, hafta sonu çalışma ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, davalı tarafından iş aktinin haksız feshedildiğini, davacının çalışmaları karşılığında aylık 200 TL satış primi, aylık 2000 TL taahhüt primi, 300 TL ödül primi, Merkezi DF primi, iki ayda ilk 15 gün hat satışı ödülünü hak etmiş olmasına karşın söz konusu primlerin müvekkiline ödenmediğini, ayrıca, bir kısım işçilik alacaklarının da ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, prim alacaklarını istemiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davacının henüz yıllık izne hak kazanmadan haziran ayında yıllık izin talep ettiğini, davalının 1 yılını doldurmadığı için izin vermediğini, davacının haziran ayından sonra işe bir daha gelmediğini, davacının iş aktini haksız sona erdirdiğini, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının, davalı şirkette 06/09/2011-05/09/2012 tarihleri arasında 1 yıl süreyle kurumsal satış danışmanı olarak çalıştığı, eğitim bitiminde işverenden yıllık izin talep eden davacıya yıllık izin verilmeyince davacı re"sen yıllık iznini kullanmaya başladığı, akabinde işverenin davacının çıkışını verdiği, dosyada yazılı fesih bildirimi bulunmadığı, işveren tarafından gerçekleştirilen sözlü fesih nedeniyle feshin haksız olduğu kanaatiyle davacı kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacının ücret+ prim usulü ile çalıştığı, primlerin fazla çalışmayı karşıladığı görüldüğünden davacının fazla çalışma alacağına ilişkin talebinin reddedildiği, haftada 1 gün hafta tatili yapıldığının tanık beyanları ile sabit olduğu, nin cevabi yazısında, davacının 25/07/2011-06/09/2012 tarihleri arasında haketmiş olduğu primlerin belirtildiği, davacı, 2011 yılı Ağustos ayında dava dışı başka bir Vodafone satışı yapan "Kutluay" telefon şirketinde çalışması olduğundan Eylül/2011 tarihi ile çıkış tarihi arasında alması gereken primler ile bordrolarda kayıtlanan primler arasındaki fark hesaplandığında 17.988,98 TL prim alacağının ödenmediğinin anlaşıldığı gerekçesi ile fazla mesai ücreti ve hafta tatili ücreti haricindeki taleplerin kabulüne karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İşçi primlerinin ödenmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 37 nci maddesine göre, işçiye ücretin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur.
Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.
Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
4857 sayılı Yasanın 32 nci maddesinde, “Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye , sorumlu müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler” şeklinde kurala yer verilmiştir. Anılan hükme göre, belli koşulların varlığı halinde ödemeler işçi adına açılacak banka hesabına yatırılmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, n bildirdiği prim miktarlarına KDV’nin dahil olduğu gene yazısında açıkça belirtilmiştir. Hesap pusulalarındaki prim tahakkukları da brüt miktarlardır. bildirilen prim miktarları ile bordrolardaki prim miktarları farklıdır. Bordrolarda KDV kesintisi bulunmamaktadır. Hükme esas bilirkişi raporunda dan bildirilen KDV dahil primlerden, bordrolarda tahakkuku olan prim miktarları çıkarılarak brüt prim alacağı bulunmuştur.
Mahkeme tarafından yapılacak iş, un KDV dahil olarak bildirdiği primler miktarlarından KDV gibi vergi kesintileri düşüldükten sonra davacıya ödenmesi gereken miktarı bularak bordrolar ile ödenen miktarlar ile karşılaştırılarak varsa farkı hüküm altına almaktır. Hesaplamalar esnasında, karşılaştırılacak rakamların ya tamamının brüt ya da tamamının net miktarlara çevrilerek ve kesintiler açıkça gösterilerek bilirkişi raporunun denetime elverişli olmasına özen gösterilmelidir.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30/03/2016 gününde oybirliği ile karar verildi.