22. Hukuk Dairesi 2015/25430 E. , 2018/4259 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, kıdem tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıların cevabının özeti:
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
İş sözleşmesinin işçi tarafından sağlık sebepleriyle haklı nedenle feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 24. maddesinin 1. fıkrasında “Süresi belirli olsun veya olmasın işçi, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir:
I. Sağlık sebepleri:
a) İş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa.
b) İşçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulursa.” şeklindeki düzenlemeyle işçinin fesih hakkının olduğu açıklanmıştır.
Somut olayda, davacı taraf dava dilekçesinde, yaş ve sağlık sorunları sebebi ile 14.07.2014 tarihinde davalı işverene bildirimde bulunduğunu ve 6 haftalık yasal ihbar süresinin dolması neticesinde işten ayrılacağının bildirildiğini, bakiye ücret alacakları ile kıdem tazminatının ödenmesini talep ettiğini, 01.09.2014 tarihi itibariyle işten ayrıldığını, ancak kendisine henüz bir ödeme yapılmadığını ileri sürmüştür. Davalı taraf da cevap dilekçesinde, davacının kıdem tazminatına hak kazanmadığını, davacının iş akdini kendisinin feshettiğini, fesih gerekçesi olarak ileri sürülen hususların gerçek dışı olduğunu, davacının emekliliğe davalı şirkette işe başlamadan önce hak kazandığını, dolayısıyla daha önce emekli olduğundan davalı şirket açısından yaş ve emekliliğin tazminat borcu doğurmayacağını, sağlık sebebi ile iş akdinin haklı nedenle feshi için o işin yapılmasının işçinin yaşantısı ve sağlığı için tehlikeli olması gerektiğini, ancak davacı tarafından davalı şirkete böyle bir sağlık raporu ibraz edilmediğini, bu iddianın da fesih gerekçesi yapılması ve tazminatı doğurmasının mümkün olmadığını savunmuştur. Dosyaya sunulan davacının 14.07.2014 tarihli dilekçesinde, davalı şirkette 25.07.2011 tarihinde yapıldığı belirtilen belirsiz süreli iş akdine göre 0932 buraj makinası operatörü olarak çalışmakta olduğunu, emekli olması, yaşı ve sağlık sebeplerinden dolayı iş akdini 4857 sayılı İş Kanununun 17.maddesinde belirlenmiş 6 haftalık ihbar süresini tamamladıktan sonra feshettiğini belirterek 3 yıllık kıdem tazminatının, doğmuş bulunan ücret alacaklarının ve doğmuş bulunan yıllık izin alacaklarının ödenmesini talep ettiği görülmektedir. 03.10.1958 doğumlu olduğu SGK’dan dosyaya gelen belgelerde görülen davacıya ilişkin olarak tahsis dosyası olduğu ve 15.07.2011 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır. Dosyaya sunulan işten ayrılış bildirgesinde davacının işten ayrılış tarihi 01.09.2014 tarihi olarak görülmektedir. Davacı tarafından dava dilekçesi ekinde Yenimahalle Devlet Hastanesinden alınan ultrasonografi incelemesi ile davacının hipertansiyona ilişkin ilaç kullanım raporuna ilişkin bilgilerin ve ilaçların yer aldığı internet çıktısı sunulmuştur. Mahkemece tanık olarak dinlenilen davacı tanığının davacının fesih gerekçelerine ilişkin bir beyanı bulunmamakta olup sadece davacının işten çıktığını, işten çıktığı zamanda firmadan hiç bir tazminat almadığını ifade etmiştir. Dosyaya ibraz edilen 08.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda, dava dilekçesi ekinde sunulan Yenimahalle Devlet Hastanesi sonuç bilgilerinde davacının çalışmasını engeller nitelikte sağlık sorunu bulunup bulunmadığının anlaşılamadığı belirtilmiştir. Mahkemenin gerekçeli kararında ise, SGK kayıtlarına göre davacının 25.07.2011-01.09.2014 yılları arasında 3 yıl 1 ay 6 gün süre ile davalı işyerinde çalıştığı, iş akdinin ihbar tazminatını gerektirmeyecek şekilde sonlandırıldığının ispat yükü davalı işverenliğe ait olduğu, ispatlanamadığından davacı işçinin kıdem tazminatına hak kazandığının değerlendirildiği ifade edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ile yukarıda belirtilen tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davacının sağlık sorunları yönünden gerekli araştırma yapılmamış olup, İş Kanununun 24. maddesi göz önünde bulundurularak davacının sağlık sebeplerinin bilirkişi marifetiyle incelenmesi neticesinde sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Bu nedenle, eksik inceleme ile yazılı şekilde verilen kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.