Hukuk Genel Kurulu 2013/2061 E. , 2015/1256 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KDZ.Ereğli 1.Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/04/2013
NUMARASI : 2013/186 E-2013/452 K.
Taraflar arasındaki “tapu iptali ve tescil“ davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Karadeniz Ereğli 1.Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 14.02.2012 gün ve 2011/10 E.-2012/114 K. sayılı kararın incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 29.01.2013 gün ve 2012/8306 E.-2013/924 K. sayılı ilamı ile;
(...Davacı, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenine dayanarak adına kayıtlı 101 ada 8 parsel sayılı taşınmaz içinde kalan ve kadastro çalışmaları sırasında yol olarak tescil harici bırakılan taşınmazın 101 ada 8 parsele eklenerek adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulüne, Teknik Bilirkişi"nin 19.04.2011 havale tarihli ölçekli kroki ve raporunda yol olarak ve A harfi ile gösterilen 118,80 m2"lik kısmın iptali ile 101 ada 8 parsele ilave yoluyla tesciline karar verilmiştir.
Hüküm; davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere ve kural olarak, tespit öncesi nedenlere dayalı olarak açılan tescil davalarında, tespit dışı bırakılma tarihinden itibaren makul süre içerisinde dava açılmış ise, tespit dışı bırakılma tarihinden önceki zilyetliğin, kazanma bakımından nazara alınacağı kuşkusuzdur. Hukuk Genel Kurulu"nun 27.02.2002 gün, 2002/8-141 Esas, 2002/132 Karar sayılı hükmünde de belirtildiği gibi, tespit dışı bırakma tarihi, bitişik ya da komşu parsellere ilişkin kadastro tutanağının düzenlendiği tarihtir. Buna göre; somut olayda dava konusu taşınmaz, davacıya ait 101 ada 8 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanağına göre 25.06.2007 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında paftasında yol niteliği ile bırakılmış olup; 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 7/4. maddesine göre kadastro tutanağı düzenlenmeyen bu yerle ilgili olarak kadastroya tabi olması yolunda herhangi bir iddia vaki olmamış ve dava tarihi olan 19.07.2010 tarihine kadar geçen süre içerisinde hak arama yoluna başvurulmamıştır. Bu durumda davanın, makul sürede açılmadığı ve dava konusu taşınmazın paftasında yol olarak gösterildiği tarihten dava tarihine kadar 20 yıl geçmediği de dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile tescil davasının kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı Hazine vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi gereğince, paftasında “yol” olarak gösterilen taşınmazın tapuya kayıt ve tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar ,davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; Yerel Mahkemece taşınmazın tespit dışı bırakılma tarihi ile dava tarihi arasında makul bir süre bulunuğu gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacı lehine TMK"nın713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca tescil koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16. maddesi hükmüne göre; yollar, paftasında gösterilmekle yetinilir. Dava konusu taşınmaz kadastro işlemi sırasında hukuksal niteliği belirlenerek yol olması nedeniyle tespit dışı bırakılmıştır. Kadastro veya tapulama dışı bırakılma işlemi, taşınmazın geometrik durumu belirlenmediğinden bir tespit işlemi değil ise de görevlilerce bir yerin tescile tabi olmadığı saptanarak hukuksal durumunun belirlenmiş olması nedeniyle öncelikle bir kadastro veya tapulama işlemidir.
Tespit dışı bırakılan bir taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediğinden paftasının düzenlenmesi ile işlemin tamamlandığının kabulü gerekir.
Tespit dışı bırakılan yerlerle ilgili mülkiyet uyuşmazlıklarında mülkiyeti kazanma koşullarının hangi tarih esas alınarak inceleneceği ve zilyetliğin hangi tarihte başlamış sayılacağı hususlarının belirlenmesi önemli ve zorunludur.
Tespit dışı bırakılan yer hakkında komisyon veya mahkeme kararıyla bir belirleme yapılmamış ve kadastro tutanağı düzenlenmeden pafta düzenlenmesi suretiyle hukuksal durumu belirlenerek tespit dışı bırakılma işlemi tamamlanmış ise paftasının düzenlendiği tarih kazanma süresinin ve koşullarının hesaplanmasında esas alınmalıdır. Paftasında yol olarak gösterilen bir yerin, tapuya tesciline karar verilebilmesi için paftanın düzenlendiği ve terk edildiği tarihten itibaren 20 yıldan fazla süre ile tasarruf edilmiş olması gerekir.
Somut olayda dava konusu taşınmaz, davacı adına tespit edilen 101 ada 8 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanağına göre 25.06.2007 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında paftasında yol niteliği ile tespit dışı bırakılmıştır.
3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 7/4. maddesine göre ” çalışma alanı sınırı içinde veya bitişiğindeki taşınmaz mallar ile dışında toplu olarak bulunan taşınmaz mallardan kadastro tutanağı düzenlenmeyen yerlerin kadastroya tabi olması yolunda iddia vaki olursa, bu Kanun gereğince tahdit ve tespiti yapılarak tutanak düzenlenir ve iddia sebepleri açıklanarak kadastro komisyonuna tevdi edilir”.
Bu maddedeki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, bu çeşit taşınmazlara yönelik olarak açılacak davalarda herhangi bir süre öngörülmemiştir.
O halde, Özel Daire bozma ilamında davanın makul sürede açılmadığına ilişkin belirleme isabetli olmadığından, yerel mahkemenin bu yöne değinen direnme kararı yerindedir.
Ne var ki; Özel Daire bozma nedenine göre işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazları incelenmediğinden dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme uygun bulunduğundan, diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 8.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 22.04.2015 gününde oybirliğiyle ile karar verildi.