Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/2237
Karar No: 2015/1254

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/2237 Esas 2015/1254 Karar Sayılı İlamı

Özet:


İzmir 10. Aile Mahkemesi'nde görülen bir boşanma davasında, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmelerine beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı iddia edilmiştir. Ancak davacı-davalı tanıklarının beyanları, bu iddianın kabul edilemeyeceğine işaret etmiştir. Bunun üzerine yapılan yargılama sonucunda, mahkeme önce boşanma kararını vermiş ancak bu karar Yargıtay Hukuk Dairesi tarafından bozulmuştur. Yeniden yapılan yargılamada mahkeme önceki kararda direnmiştir ve dava sonucunda boşanma kararı verilmiştir. Ancak davalı(birleşen dava davacısı) vekili bunun üzerine yeniden temyiz başvurusunda bulunmuştur ve Hukuk Genel Kurulu bu başvuruyu incelenmiştir. Kurul, mahkemenin önceki kararıyla direnme kararı arasında çelişki bulunduğu gerekçesiyle kararı usulden bozmuştur. Kanun maddeleri olarak ise Türk Medeni Kanunu'nun 166/1-2, 185/son ve 186/son maddeleri kararda geçmektedir.
Hukuk Genel Kurulu         2013/2237 E.  ,  2015/1254 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İzmir 10. Aile Mahkemesi
    TARİHİ : 16/07/2013
    NUMARASI : 2013/397-2013/577

    Taraflar arasındaki “boşanma, nafaka, velayet, maddi ve manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 10. Aile Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen 26.12.2011 gün ve 2011/180 E., 2011/1311 K. sayılı kararın incelenmesi davalı (birleşen dava davacısı) vekilince istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 29.03.2013 gün ve 2012/7667 E., 2013/8725 K. sayılı ilamı ile;
    (... Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için; evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa, dinlenen davacı-davalı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup; bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davacı-davalı kadının boşanma davasının reddi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır....)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN: Davalı (birleşen dava davacı) vekili


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Asıl ve birleşen dava, şiddetli geçimsizlik nedenine dayalı boşanma, nafaka, velayet ve maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
    Davacı, tarafların 2006 yılında evlendiklerini, davalının asabi ve geçimsiz bir kişiliğinin olduğunu, kendisine hakaret ve küfür ettiğini, şiddet uyguladığını, taraflar arasında karı koca ilişkisinin de son bulduğunu ileri sürerek boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin kendisine verilmesine, kendisi için tedbir yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk için tedbir ve iştirak nafakasına, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiş; yargılama aşamasında maddi ve manevi tazminat ile kendisi için talep ettiği nafaka isteklerini atiye terk ettiğini beyan etmiş; karşı davanın ise reddini savunmuştur.
    Davalı, asıl davanın reddini savunmuş; birleşen davasında ise, davacının evlilik birlikteliğinde eşine göstermesi gereken saygı ve sadakati göstermediğini, davacının evlilik birliğinin sarsılmasında asıl ve tam kusurlu olduğunu, kendisine yüklenebilecek bir kusur olmadığını bu nedenlerle boşanma davasının, maddi ve manevi tazminat talepleri ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, boşanma yönünde karar verilecek olursa müşterek çocuğun velayetinin kendisine verilmesine, maddi ve manevi tazminat haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece; eşler arasındaki evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, birliğin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda; kadının ağır kusurlu olduğu ve evliliğin devamında korunmaya değer bir yarar kalmadığı anlaşıldığından asıl boşanma davasının ve birleşen boşanma davasının kabulü ile birliğin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına; müşterek çocuğun velayetinin babaya verilmesine , tedbiren iştirak nafakasının babadan alınarak anneye verilmesine, asıl davada kadının nafaka isteği ile maddi ve manevi tazminat isteklerini atiye bıraktıklarını beyan ettiğinden bu istekler hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadına resen tedbir nafakası takdirine yer olmadığına dair verilen karar davalı-birleşen dava davacısı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece; yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile bozulmuş, mahkemece önceki gerekçeler tekrarlanmak suretiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararını davalı(davacı) vekili temyize getirmiştir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalı-davacı kocanın, TMK"nun 185/son ve 186/son maddesinde belirtilen birlik görevlerini yerine getirip getirmediği ve kocanın kusuruyla da birliğin temelinden sarsılıp sarsılmadığı;bunun sonucunda, davacı-davalı kadının boşanma davasının reddinin gerekip gerekmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
    Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler esnasında uyuşmazlığın esasının incelenmesinden önce, mahkemenin bozulan ilk kararının “ asıl boşanma davasının ve birleşen boşanma davasının kabulü ile birliğin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına; müşterek çocuğun velayetinin babaya verilmesine , tedbiren iştirak nafakasının babadan alınarak anneye verilmesine, asıl davada kadının nafaka isteği ile maddi ve manevi tazminat isteklerini atiye bıraktıklarını beyan ettiğinden bu istekler hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadına resen tedbir nafakası takdirine yer olmadığına asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne” şeklinde karar verilmesine rağmen, direnme olarak adlandırılan kararda ise “asıl davada mahkememizin önceki kararında direnilmesine karar verildiğinden asıl davada boşanmaya karar vermek gerekir ise de; birleşen davadaki boşanma ve boşanmanın eklerine ilişkin hüküm taraflarca temyiz edilmeyerek kesinleştiğinden bu hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası isteği ile maddi ve manevi tazminat isteği atiye bırakıldığından bu istekler hakkında karar verilmesine yer olmadığına,” şeklinde karar verilmiş olduğu dikkate alındığında, yerel mahkemece usulüne uygun direnme kararı oluşturulup oluşturulmadığı hususu ön sorun olarak incelenmiştir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 297. maddesinde belirtildiği üzere, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümler, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
    Yukarıda yazıldığı şekilde, bozulan ilk karar ile direnme kararı arasında çelişki bulunduğundan yerel mahkemece usule uygun direnme hükmü kurulması için, işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmeksizin kararın usulden bozulması gerekmiştir.
    S O N U Ç: : Davalı vekili(birleşen dava davacı)vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle usulden BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 22.04.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi