Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı vekili tarafından bonoya dayalı olarak genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine geçildiği, borçlulara örnek 7 numaralı ödeme emri tebliği üzerine, adı geçenlerin yasal sürede icra dairesine verdikleri itiraz dilekçesinde; senedin araç alımı nedeniyle verildiğini, ancak aracı geri iade ettiklerini ve bu nedenle borçları olmadığını ileri sürdükleri  anlaşılmıştır.
Borçluların itirazlarına dayanak yaptıkları 22.10.2003 tarihli oto satış mukavelesi adlı belgede alacaklı, taraf değil ise de, alacaklının itirazın kaldırılmasına ilişkin icra mahkemesine verdiği 19.01.2007 tarihli dava dilekçesinde, takip dayanağı senedin anılan oto satış sözleşmesi nedeniyle alındığı ve aracın iade edildiği açıkça kabul edilmektedir. Bu durumda takip dayanağı senedin taraflar arasındaki oto alım satımı nedeniyle düzenlendiğinin kabulü gerektiğinden alacağın tahsilinin veya ne kadarının tahsili gerektiğinin halli yargılamayı gerektirir.
O halde Mahkemece, alacaklının itirazın kaldırılmasına yönelik isteminin reddi yerine kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.    
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 23.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.