22. Hukuk Dairesi 2017/10003 E. , 2018/4249 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
AVUKAT ...
DAVALILAR : 1-İPEKYOL TURZM. TEM. İNŞ. TEKS. MED. KOZ. İM. TİC. İTH. İHR. LTD. ŞTİ. ADINA VEKİLİ
AVUKAT ...
2-AYZEM TEMİZLİK YEMEK ÖZEL GÜV. HİZ. TİC. LTD. ŞTİ.
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan İpekyol Turzm. Tem. İnş. Teks. Med. Koz. İm. Tic. İth. İhr. Ltd. Şti. vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesini emeklilik nedeni ile feshettiğini belirterek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti ve fazla çalışma ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının istifa ederek işten ayrıldığını savunmuş ve davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, süresi içerisinde davalı ... Turzm. Tem. Kİnş. Teks. Med. Koz. İm. Tic. İth. İhr. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki ilk uyuşmazlık, işveren tarafından iş sözleşmesinin devamı sırasında ihbar tazminatı adı altında yapılan ödemenin, hüküm altına alınan alacaklardan mahsup edilmesi gerekip gerekmediği ile işçinin hangi alacağına mahsup edileceği konusundadır.
Birden fazla para borcunun olduğu borç ilişkisinde, borçlunun, yapılan kısmi ödemenin hangi borç için mahsup edildiğini belirtmemesi, alacaklının da ödemenin hangi borca ilişkin olduğunu makbuzda göstermemesi durumunda, kısmi ödemenin hangi borca mahsup edileceği sorunu, ödeme tarihinde yürürlükte bulunan BK.m. 86’ye göre çözümlenmelidir. Buna göre kısmi ödeme öncelikle muaccel olan borç için yapılmış sayılır. Ödeme zamanında birden fazla borç muaccel hale gelmişse ödeme ilk takibe konulan borca mahsup edilir. Muaccel olan borçlardan hiçbiri takibe verilmemişse kısmi ödeme ifa zamanı önce gelen borca mahsup edilmiş sayılır. Borçların ifa zamanları (vadeleri) aynı günde gelmişse yapılan kısmi ödeme borçların miktarlarıyla orantılı olarak mahsup edilir. Borçlardan hiçbirinin ifa zamanı gelmemişse, kısmi ödeme alacaklı için güvencesi en az olan borca mahsup edilmiş sayılır.
4857 sayılı Kanun"a göre ücret en geç ayda bir ödenir (m.32/5). Bu sebeple ücret çalışılan ayı takip eden aybaşında muaccel hale gelmektedir. Fazla mesai, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin muacceliyet tarihleri normal aylık ücret gibidir. İşçinin ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti sözleşmenin feshi ile muaccel hale gelir.
1475 sayılı İş Kanunu"nun 14 ve 4857 sayılı Kanun"un 120. Maddesi uyarınca işveren kıdem tazminatı borcu bakımından iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte temerrüde düşer. Yukarıda belirtilen diğer tazminat ve alacaklar bakımından ise tarafların sözleşme ile kararlaştırdıkları ödeme zamanı ya da işçi tarafından gönderilecek ihtarnamede belirtilen ödeme günü itibariyle işverenin temerrüdü gerçekleşir.
Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre davacı 01.04.2001-28.02.2013 tarihleri arasında, davalı bünyesinde kesintisiz olarak çalışmıştır. 08.02.2011 tarihinde 2004-2010 yıllarına ait kıdem ve ihbar tazminatı açıklaması ile banka aracılığı ile 7850,00TL ödeme yapılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının ödeme tarihindeki kıdemine göre hesaplanan ihbar tazminatı, ödenen miktardan mahsup edilmiştir. Bakiyesi fesih tarihine kadar işletin faizi ile birlikte hesaplanan kıdem tazminatından düşülmüştür.
Davacı 28.02.2013 tarihinde emeklilik nedeni ile iş sözleşmesini feshetmiştir. Bu sebeple iş ilişkisinin devamı sırasında 08.02.2011 tarihinde banka aracılığı ile kıdem ve ihbar tazminatı açıklaması ile yapılan ödemenin tamamı avans niteliğinde kabul edilerek faizi ile birlikte yukarıdaki ilkeler doğrultusunda önce kıdem tazminatından, bakiyesinin kalması halinde yıllık izin ücretinden mahsup edilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
3-Davacı ile davalı arasındaki diğer uyuşmazlık işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Dosya içeriğine göre, davacının kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücret hesaplanırken 01-08/10/2007 tarihlerinde kullandığı yedi günlük yıllık izin, İş Kanunu 56. maddesi gereğince 10 günün altında kaldığı gerekçesi ile dikkate alınmamıştır.
İş Kanunu 56/3. maddesindeki, yıllık izin sürelerinin tarafların anlaşması ile bir bölümü on günden aşağı olmamak üzere en çok üçe bölünebileceği yönündeki düzenleme, davacının bir defada kullandığı on günün altındaki yıllık izin sürelerinin hesaplama sırasında dikkate alınmasına engel değildir. Bu husus gözetilerek bakiye yıllık izin ücreti alacağının yeniden hesaplanması için hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 21/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
N.E.