2. Hukuk Dairesi 2017/5156 E. , 2017/13441 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, kendisinin reddedilen tazminat talepleri ile velayet yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, nafaka miktarları, kendisinin reddedilen manevi tazminat talebi ile ziynet alacağı davasının reddedilen kısmı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-davalı erkeğin eşine hakaret ettiği, bağımsız konut temin etmediği ve annesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığının; davalı-davacı kadının ise birlik görevlerini ihmal ettiği, eşine ve kayınvalidesine hakaret ettiği, erkeğin ailesini istemediğinin, netice itibariyle boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu bulunduklarının anlaşılmasına göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe, ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia ve savunmasını genişletebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. Islah veya karşı tarafın açık muvafakati saklıdır (HMK.m.141). Davalı-davacı kadın vekili tahkikat aşamasında 12.05.2015 tarihli celsede 50.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuş, davacı-davalı erkek ise bu taleplerle ilgili olarak açık bir muvafakat beyanında bulunmamıştır. Davalı-davacı kadın tarafından bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah işlemi de bulunmamaktadır. Durum böyleyken davalı-davacı kadının talep ettiği manevi tazminat talebi ile ilgili olarak “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
3- Mahkemece 2009 doğumlu ortak çocuk Nisa Nur"un velayeti anneye verilmiştir. Velayetin düzenlenmesinde aslolan çocuğun üstün yararıdır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş. Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 5. maddesi gereğince Aile Mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan, her iki ebeveyn ve çocukla görüşmek suretiyle inceleme ve rapor istenip; tarafların barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumlarına göre çocuğun sağlıklı gelişimi için velayeti üstlenmeye engel bir durumun bulunup bulunmadığının araştırılması; ayrıca davalı-davacı (anne) hakkında düzenlenen dosyadaki raporlar da eklenerek, annenin psikiyatri uzmanı bulunan resmi sağlık kuruluşuna sevki sağlanarak, annedeki mevcut atipik affektif bozukluğun, velayetin anneye verilmesi halinde çocuk açısından ciddi tehlike arz edip etmediği konusunda ayrıntılı rapor alınması ve dosyadaki diğer deliller de gözönüne alınmak suretiyle ebeveynlerinden hangisi yanında kalmasının çocuğun menfaatine olacağı tespit edilerek velayet konusunda bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve araştırmayla karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2 ve 3. bentlerde gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre kadının iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 28.11.2017(Salı)