21. Hukuk Dairesi 2015/6366 E. , 2016/1410 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekillerince temyiz edilmesi ve ... vekili tarafından duruşmalı olarak talep edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun ve davalı işverenin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının davalı işyerinde 01.03.2002-15.05.2010 tarihleri arasındaki çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının davalı ...’e ait işyerinde 01.03.2002-15.05.2010 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak çalıştığının ve bu sürenin Kurum"a bildirilmediğinin tespitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri olan bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği ya da çalıştıklarının Kurumca tespit edilip edilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu yasal koşul oluşmuşsa işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, Kanun"un kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmasının konusu, sürekli kesintili mevsimlik mi olduğu, başlangıç ve bitiş tarihleri ve alınan ücret konularında tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenmeli, işyerinin kapsam kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilmeli, mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve posta başı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlendikten sonra - ücret konusu üzerinde durulmalı, tespiti istenilen sürenin evvelinde ve sonrasında beyyine başlangıç sayılabilecek ödeme belgeleri ve sair bu nitelikte bir belge yoksa Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunun m.288 de yazılı sınırları taşan ücret alma iddialarında yazılı delil aranmalı, bu sınırlar altında kalan ücret alma iddialarında ücret miktarları tanıklardan sorulmalı, 506 sayılı Yasa"nın 3/B-D maddeleri ile 5510 sayılı Yasa"nın 6/a-c maddelerinde de olduğu gibi ücretin sigortalı sayılmanın koşulu olan durumlarda ücret alma olgusunun var olup olmadığı özellikle saptanmalıdır. Bu davalarda işverenin kabulünün tek başına hukuki bir sonuç doğurmayacağı göz önünde tutulmalıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Yukarıda açıklanan hususlar, yeterli ve gerekli bir araştırmayla ve deliller hep birlikte değerlendirilerek aydınlığa kavuşturulduktan sonra o çalışmanın sigortalı çalışma niteliğinde olup olmadığı, ya da ne zaman bu niteliğe kavuştuğu yönü üzerinde durulmalı ve çalışmayı kapsama alan yasanın yürürlük tarihinden sonraki dönem için hizmetin tespitine karar verilmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına davalı işyerinden işe giriş bildirgesi verilmediği ve hizmet bildiriminde bulunulmadığı, işyerinin Kanun kapsamında olmadığı, emniyet araştırması neticesinde düzenlenen tutanakta davacının davalıya ait araçta yedek şoför olarak ihtiyaç dahilinde zaman zaman çalıştığının bildirildiği, davalı işyeri adına kayıtlı araçların emniyetten sorulduğu ve trafik ceza kayıtlarının getirtildiği, davacının şoförler odası sertifika kaydının olmadığı, davacı ve davalı tanıklarının dinlendiği, bilirkişi raporu alındığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davalı işyerinin işveren yada taşeron olarak tescil kaydının olmadığının Kurum tarafından bildirilmesi karşısında işyerinin faal olup olmadığı araştırılmadan, davalıya ait taksi işletmesi işyerinde davacının dava konusu dönemlerde çalışıp çalışmadığına ilişkin ... İl Müdürlüğü Denetmenliğince düzenlenen 30.06.2014 tarihli ve 2014/N.Y:124 sayılı rapor getirtilmeden, ... taksi durağında çalışan mahkemece resen belirlenecek tanıklar ve davalı işyerine komşu işyeri tanıkları dinlenerek tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmeden sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; davalı işyeri Kanun kapsamında olmadığından dava konusu dönemde faaliyette olup olmadığını araştırmak, bu bağlamda, davalı işyerinin vergi dairesi ve meslek kuruluşları nezdinde kaydının bulunup bulunmadığını sormak, var ise tescil ve mükellefiyet kayıtlarını temin etmek, davacının şikayeti üzerine davalı işyerine ilişkin ... ... İl Müdürlüğü Denetmenliği tarafından düzenlenen 30.06.2014 tarihli ve 2014/N.Y:124 sayılı raporu getirtmek, ... Taksi Durağında çalışan mahkemece resen belirlenecek başkaca tanıkları dinlemek, davalı işyerinde talep edilen dönemde çalışması bulunan komşu işyeri tanığı araştırması yapmak, Kurumdan sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanların beyanlarına başvurmak ve tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun ve davalı işverenin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan ..."e iadesine, 08.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.