22. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/10005 Karar No: 2018/4237 Karar Tarihi: 21.02.2018
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/10005 Esas 2018/4237 Karar Sayılı İlamı
22. Hukuk Dairesi 2017/10005 E. , 2018/4237 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi AVUKAT ... DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı sebep olmadan feshedildiğini belirterek kıdem tazminatı ve kötüniyet tazminatı alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur. 4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır. Dosya içeriğine göre, davacı, davalıya ait Buca mağazasında sorumlu olarak çalışmıştır. Mağazaya yeni dolap gönderilmesi üzerine eski metal dolabın davacı tarafından hurdacıya satıldığı ve bedelinin kasaya giriş yapılmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mahkemece, satılan hurda dolabın 10,00TL olan maddi değeri gözönüne alındığında davacının eyleminin haklı feshi gerektirecek ağırlıkta olmadığı gerekçesi ile kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiştir. Davalı, yapılan teftiş sırasında metal dolabın mağazada olmadığının anlaşılması üzerine davacıdan sorulduğunu; hurdacıya sattığını ve hurda bedelini kaydettiğini beyan ettiği; ancak yapılan incelemede mağaza kasasına kayıt girilmediğinin anlaşıldığını, davacıya olan güvenin sarsıldığını belirtmiştir. Davacı 14.11.2013 tarihli savunmasında, bölge sorumlusunun bilgisi dahilinde satış yaptığını, ancak paranın kasaya giriş yapılıp yapılmadığı ile ilgili kontrolleri yapmadığını, olayın dikkatsizliğinden kaynaklandığını, ihmal ve suçunun sabit olduğunu açıklamıştır. Tanık anlatımları ve tüm bu hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, mağaza sorumlusu olarak çalışan davacının sattığı hurda dolabın bedelini kayıtlara işlemediği ve işyeri kasasına giriş yapmadığı, olayın teftiş sırasında açığa çıkmasından sonra verdiği çelişkili beyanları sonucunda iş sözleşmesinin doğruluk ve bağlılığa aykırı davanışı nedeni ile davalı tarafından haklı sebeple feshedildiği anlaşılmaktadır. Kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, 21.02.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.