21. Hukuk Dairesi 2015/19089 E. , 2016/1395 K.
"İçtihat Metni"
Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanuni gerektirici nedenlere ve temyizin kapsamına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,
2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanuni gerektirici nedenlere ve temyizin kapsamına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
3-Dava,davacılar murisi .... "in 13.11.2008 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazasında vefat etmesi nedeniyle davacı olan anne ,baba ve kardeşlerinin manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı anne ... için 10.000.00 TL ,davacı baba ... için 10.000.00 TL,diğer davacı kardeşler için ayrı ayrı 3.000,00 TL olmak üzere toplam 35.000.00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve kayıtlardan; işçi .... "in 13.11.2008 tarihinde meydana gelen iş kazası neticesinde vefat ettiği ve bu zararlandırıcı olayda vefat eden işçinin %10 oranında ,davalı ve üçüncü kişilerin ise toplam %90 oranında kusurunun bulunduğu anlaşılmıştır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalı yakınlarına verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları,tarafların sosyal ve ekonomik durumları,paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez ve yine 22.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de açıklandığı üzere zarar görenin müterafik kusurunun varlığı halinde bu durumun manevi tazminatın takdirinde göz önünde bulundurulması gerekir.
Bu açıklamalar sonrasında somut olayda, olay tarihi, tarafların kusur durumu dikkate alındığında davacılar anne ... ile baba
için hükmedilen 10.000,00 TL tutarlı manevi tazminat azdır.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine
, 14/03/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.