Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/10151 Esas 2015/3037 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/10151
Karar No: 2015/3037
Karar Tarihi: 26.02.2015

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/10151 Esas 2015/3037 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/10151 E.  ,  2015/3037 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : MANİSA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 23/01/2014
    NUMARASI : 2013/304-2014/45

    Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, dava dilekçesinin yetki yönünden usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacılar, dava dilekçesinde; A. O. "un 20/03/2012 tarihinde dul ve çocuksuz olarak vefat ettiğini, müteveffanın hazır ve gaip mirasçısının bulunmadığını; müteveffanın, Manisa 3. Noterliğinin 23833 yev. nolu 04/03/2004 tarihli vasiyetnamesini tanzim ettirdiğini; ancak, iş bu vasiyetnamenin tenfizi için hiçbir kimseyi belirlemediğini, vasiyetnamenin Manisa 3. Sulh Hukuk Mahkemesince 2012/217 E. 2012/745 K. sayılı ve 08/11/2012 günlü kararında, müteveffanın mirasçısının bulunamadığından, vasiyetnamenin tarafsız olarak açılıp okunduğunu; bu durumda, davalı Hazine"nin kanuni mirasçı ve hasım olduğunu belirterek; vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
    Davalı Hazine, cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davaya konu ...... ada ........ parselde kayıtlı taşınmazların ve diğer taşınmazların İzmir ili, ........... ilçesinde bulunduğu anlaşıldığından, mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
    Bilindiği üzere, vasiyetnamenin yerine getirilmesine yönelik davaya mirasbırakanın yerleşim yeri mahkemesinde bakılması gerekir. (TMK. m.576) Bu yetki, kesin olduğundan; yargılamanın her aşamasında hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınması zorunludur. Bu davada, HUMK. nun 13. maddesinin uygulama olanağı yoktur (HGK. nun 17.01.2007 günlü ve 2007/2-2 E. 2007/10 K., 04.10.2006 günlü ve 2006/2-538 E. 619 K. sayılı ilamları).
    Mahkemece, bu husus dikkate alınarak, mirasbırakanın yerleşim yeri araştırılıp sonucu dairesinde bir hüküm tesisi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile, davanın taşınmaz davası gibi görülüp ona ilişkin yetki kurallarının uygulanması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.